İçi su dolu sahte ilaçları satan örgüte yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı
Abone olİSTANBUL'da toplam ihracat değeri 98 milyon 26 bin 348 lira olan ve aralarında kanser ilaçlarının da bulunduğu içi su dolu sahte ilaçları sattıkları iddia edilen örgüte yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, örgütün liderinin de arasında bulunduğu 5 şüphelinin 120’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
İstanbul’da 2020-2022 yılları arasında toplam ihracat değeri 98
milyon 26 bin 348 lira olan ve aralarında kanser ilaçlarının da
bulunduğu 11 cins sahte ilacı sevk ederek sattıkları iddia edilen,
aralarında örgütün lideri olduğu öne sürülen şüpheli Davut
Tekiner’in de bulunduğu 37 şüpheliye yönelik yürütülen soruşturma
tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan
iddianamede, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir Dairesi Başkanlığı,
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Ticaret
Bakanlığı Gümrük İdareleri Dairesi Başkanlığı 'mağdur' sıfatıyla,
İran uyruklu Navid Rezaei ile Ali Akbar Kokabzadeh 'müşteki'
sıfatıyla, aralarında örgüt lideri olduğu öne sürülen Davut
Tekiner'in de bulunduğu 37 kişi ise 'şüpheli' sıfatıyla yer
aldı.
Hazırlanan iddianamede, Türkiye'de birçok ilacın temininde
güçlük yaşanması, yine civar ülkelerde gerek savaş hali gerekse
diğer siyasal, sosyal olumsuzluklar nedeni ile ilaç temininde
güçlükler yaşanması nedeniyle şüphelilerin kimi zaman kaçakçılık
yaparak, kimi zaman sahte ilaç imal ederek, kimi zaman da gerçekten
hasta olan kişilerin bilgisi olmaksızın adlarına ilaçların sağlık
kuruluşlarında reçeteye bağlı olarak yazılmasını sağladıktan sonra
ihtiyacı olan kişilere temin ettikleri belirtildi.
Gümrük Beyannamesi’ndeki ilaçlarla gönderilen ilaçların
miktarlarının ve isimlerinin birbirini tutmadığının tespit edildiği
kaydedildi
Şüphelilerin yasa ve mevzuata aykırı olarak ilaç ticareti
yaptıkları gibi sahte ilaçları da ihtiyacı olan kişilere
sattıklarının aktarıldığı iddianamede, İran vatandaşı olan
müştekilere sahte ilaç satışı yapıldığı, ilgili ilaç firmalarının
bazılarında arama yapıldığı, yapılan arama sonucunda söz konusu
ilaçlara ve belgelere el koyulduğu, bu firmaların yurt dışına
ihracat ettiği ilaçların bir kısmına gümrükte el konulduğu,
gümrükte el konulan ürünlerin Gümrük Beyannamesi de incelendiğinde,
Gümrük Beyannamesi’ndeki ilaçlarla gönderilen ilaçların
miktarlarının ve isimlerinin birbirini tutmadığının tespit edildiği
kaydedildi.
Yüklü miktarda bu ilaçları almış gibi fatura kestikleri ve ihraç ettikleri gözüktüğünün tespit edildiği aktarıldı
El konulan ilaçlarda analiz yapılmak üzere ilgili ilaç firmalarına gönderildiği ve ilgili firmalar tarafından yapılan analizlerde Cellcept 500 miligram ve Sabril 500 miligram ilaçlarının sahte olduklarının tespit edildiğinin belirtildiği iddianamede, bazı ilaçların Türkiye de sadece iki firma üzerinde satışının yapıldığı fakat bu şirketlerin bu ilaçları satan firmalarla herhangi bir ticari ilişkisi olmamasına rağmen yüklü miktarda bu ilaçları almış gibi fatura kestikleri ve ihraç ettikleri gözüktüğünün tespit edildiği aktarıldı.
İçi su dolu sahte ilaç gönderilmesi ve çevreden faturasız ilaç toplanabileceği yönünde konuşmalar yaptıkları belirlendi
Ayrıca, savunmalarında üzerlerine atılı bulunan suçlamaları kabul etmeyen şüphelilerin sahte olarak ürettikleri ilaçları halkın sağlığını tehlikeye atacak şekilde yurt içinde ve yurt dışında satışa sundukları, sahte ilaçları satarak müştekileri dolandırdıkları, bu durumun şüphelilerin İran'a gönderdikleri ilaçların yapılan analiz sonuçlarıyla, bilirkişi raporuyla, üretici ilaç firmaların sahte ilaç raporlarıyla ve müfettiş soruşturma raporlarıyla sabit olduğu ve şüphelilerin içi su dolu sahte ilaç gönderilmesi ve çevreden faturasız ilaç toplanabileceği yönünde konuşmalar yaptıkları da kaydedildi.
Kanser tedavisinde kullanılan ilaçları usulsüz yollarla temin ederek yurt dışına kaçak yollarla sattığı tespit edildi
‘Tekiner’ suç örgütü lideri şüpheli Davut Tekiner’in n
‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘sahte ilaç’, ‘uyuşturucu ve uyarıcı
madde imalatı’ ve buna benzer farklı suçlardan çok sayıda suç
kaydının olduğunun aktarıldığı iddianamede, şüphelinin kanser
tedavisinde kullanılan ilaçları usulsüz yollarla temin ederek yurt
dışına kaçak yollarla sattığı, yeşil reçete ile satılan ilaçları el
altından piyasaya sürdüğü, sahte ilaç üretimi yaptığı iddiaları ile
işlem yapıldığı kaydedildi. Öte yandan iddianamede, şüphelinin eski
eşi Mihriban Yiğit (Tekiner), kardeşleri şüpheli Adnan, Ömer ve
Ferhat Tekiner adına çok sayıda ilaç şirketi kurduğu, ilaç ihracatı
yapmak amacıyla yabancı ve Türk çalışanları aracılığıyla ilaç satın
alacak yabancı şahıslarla irtibata geçtikleri, şahıslara numune
olarak gerçek ilaçları gösterdikleri, şahısların güvenini
sağladıktan sonra sahte veya içeriğinde etkin özellikleri
bulunmayan ilaçları gönderdikleri aktarıldı.
Aile bireylerini ve çalışanlarını organize ederek örgütlü bir şekilde hareket ettikleri kaydedildi
İddianamede, şüphelilerin Türkiye de kullanılması yeşil reçeteye tabi olan Symra , Galara ve Regapen isimli ilaçları yurt dışına ihraç ediyormuş gibi gösterip ilaçları kutularından çıkararak boş kutu şeklinde veya herhangi bir etkisi olmayan ilaçları kutulara koyarak başka ülkelere gönderdiği, ilaçları reçetesiz olarak piyasa sürdükleri ve şüpheli Davut Tekiner’in aile bireylerini ve çalışanlarını organize ederek örgütlü bir şekilde hareket ettikleri ve yine ilaçların yurt dışına gönderilmesinde gümrük işi yapan firmalarla iş birliği içerisinde oldukları belirtildi.
120’şer yıla kadar hapis talebi
Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Davut Tekiner, Mihriban
Yiğit, Ferhat Tekiner, Adnan Tekiner ve Ömer Tekiner’in ‘suç
işlemek amacıyla kurulan örgüt kurmak, yönetmek’ ‘nitelikli
dolandırıcılık’, ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘kaçakçılık kanununa
muhalefet’ ve ‘kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak
biçimde ilaç yapma ve satma’ suçlarından 68’er yıldan 120’şer yıla
kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Diğer 32
şüphelinin ise ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak’
suçundan 22 yıl ile 120 yıl arasında değişen oranlarda hapis
cezasına çarptırılmaları talep edildi.
Şüphelilerin yargılanmasına önümüzdeki günlerde İstanbul Ağır Ceza
Mahkemesi’nde başlanacak.