İç çamaşırları ters giydirilmişti! Paksoy kardeşlere büyük şok
Abone olÜniversite mezunu Sinem Erköseoğlu’nun ölümüyle ilgili Paksoy Holding’in veliahtları M. Emre Paksoy ile kardeşi Can Paksoy için verilen beraat kararı, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından "eksik inceleme" gerekçesiyle bozuldu. Ailenin "Kızımız cinayete kurban gitti" dediği Sinem’in ölümüyle ilgili kardeşler yeniden yargılanacak.
BEYOĞLU'nda 8 yıl önce Boston Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun apartman boşluğuna düşerek yaşamını kaybetmesine ilişkin yargılanan Paksoy kardeşlerin beraat kararı Yargıtay'dan döndü.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na dava ve duruşmaların bildirilmediğini belirterek, davanın oybirliğiyle bozulmasına karar verdi. 8 yıl sonra dava yeninden görülecek.
BERAAT KARARI VERİLDİ
Nazlı Sinem Erköseoğlu, 26 Eylül 2010 tarihinde Paksoy Holding'in veliahtları Mahmut Emre ile kardeşi Can Paksoy'un oturduğu Beyoğlu'ndaki 10 katlı apartmanın havalandırma boşluğunda ölü bulundu. Soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Mahmut Emre ve Can Paksoy kardeşler hakkında "Kasten adam öldürmek" suçundan müebbet hapis cezası talebiyle dava açtı. Yargılama sürecinde Paksoy Kardeşler suçsuz olduklarını savunarak, beraatlerini istedi. Erköseoğlu'nun annesi ve babası ise kızları cinayete kurban gittiğini söyledi. Davayı 2014 yılında karara bağlayan İstanbul 19. Ceza Mahkemesi de "Şüpheden uzak yeterli delil elde edilemediği" gerekçesiyle sanıkların ayrı ayrı beraatine karar verdi. Berat kararına Erköseoğlu'nun Avukatları Rezan Epözdemir ise itiraz ederek, ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasını talep etti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hazırladığı tebliğnamede Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın suçtan zarar gördüğünü, bu nedenle kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma, duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, bu bildirimler yapılmadan davada karar verildiğini belirtti. Sanıkların gece uyuduklarını ve maktül Sinem'in 8. kattan apartman boşluğuna düşerken haberlerinin olmadığı yönünde savunmaları karşısında evdeki sabit telefondan olay gecesi konuşma yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı kaydedilen tebliğnamede, Sinem'in yüzüstü düşmesine rağmen, başındaki şişliğin, vücudundaki diğer yaraların ne zaman oluştuğu konusunda Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmadığı ifade edildi. Tebliğnamede Sinem'in iç çamaşırlarının ters giydirildiğinin öne sürüldüğünü, vücudunda ve sutyeninde sanıkların DNA'sının bulunduğu belirtilmesine rağmen elbisesinin fermuar uzunluğu dikkate alınarak, bu elbiseyi giyen kişinin arkasındaki fermuarı tek başına kapatıp kapatamayacağının araştırılmaması gerektiğinin düşünülmediğini ifade etti. Bütün bu gerekçelerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, beraat kararının bozulması talep etti.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi de sanıklar Can ve Mahmut Emre hakkında, maktül Nazlı Sinem'e yönelik "Kasten öldürme" suçundan açılan davada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bu suçtan zarar göreni olduğunu, bu sıfatının gereği olarak Ceze Muhakemesi Kanunun (CMK) 233. ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmalardan haberdar edilmesi gerektiğini belirtti. Daire, bakanlığa usulen dava ve duruşmaların bildirilmeden davaya katılma ve CMK'nın mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamayı devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulduğuna dikkat çekti. DAire, zarar gören Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili ile şikayetçilerin avukatı Rezan Epözdemir'in temyiz itirazlarını yerinde gördüğünü kaydederek, davanın bozulmasına oy birliğiyle karar verdi. Dava yeniden görülecek.