TV8'de ekrana gelen Masterchef Türkiye programının jürileri Somer Sivrioğlu ve Danilo Zanna, Hürriyet gazetesinden Hakan Gence'ye konuştu. İkili yaptığı açıklamalarıyla gündem oldu.2021 nasıl geçti? Somer Sivrioğlu: Pandeminin çok yoğun olduğu zamanlar Avustralya’daydım. Hem işler hem çocuklar... Zor bir dönemdi. Buraya geldikten sonra yine pandeminin izleri devam ediyordu ama yılın ikinci yarısı güzel geçti. Program çok iyi gitti. Yeni bazı kararlar aldık. Mesela burada bir restoran açıyorum; onun çalışmalarına başladık. Ayakta kaldık yani, hâlâ ayaktayız, bu bölümü geçtik, mühim olan o. Danilo Zanna: Yenileniyoruz, benim için de bir geçiş senesi oldu. Kişisel anlamda da hayatımda birçok şey değişti.2021’de yaşadığınız en kötü olay neydi? Somer Sivrioğlu: Herhalde pandeminin etkileri. Allah’a şükür sevdiklerimize bir şey olmadı. O açıdan 2021’i daha az zararla geçirilmiş bir yıl gibi görüyorum ben. Danilo Zanna: Aileden ayrıldım.Boşanmanı mı kastediyorsun? Danilo Zanna: Birlikte aldığımız bir karar olduğu için boşanmak değil de aileden ayrılmak gibi. Bir de biz çok yakınız. Mutlaka 2022 de zor olacak.Yüzünüzü güldüren ne oldu? Danilo Zanna: Mehmet iki ay boyunca hem bizi hem yarışmacıları duymadı.Nasıl yani? Danilo Zanna: İki ay tek kulağı duymadan yarışmayı götürdü. Yarışmacı cevap veriyor, o “Oğlum niye cevap vermiyorsun” diyor, sonra sinirleniyor (gülüyor). Somer Sivrioğlu: Biz kulağında bir problem olduğunu da bilmiyorduk, sonradan öğrendik... Yüzümüzü güldüren asıl konu yarışmanın 4’üncü sezonunda da yine aynı başarıyı yakalaması. Çünkü tüketim toplumundayız, her şeyin modası geçiyor.Danilo Zanna: Ki bu sene karşımızda gerçekten başarılı diziler vardı. Somer Sivrioğlu: Altın Kelebek ödülünü ikinci kez almamız da mutluluk vericiydi.Keşfettiğiniz bir yemek oldu mu? Somer Sivrioğlu: Biber Frigya dolması (Antalya). Çok şanslıyız, Türkiye’de gittiğimiz her yerde yeni lezzetler tadıyor ve hâlâ ‘biz bunu nasıl bilmiyormuşuz’ diye şaşırıyoruz. Danilo Zanna: Karaman’da mesela yeşil domatesle yapılan bir yemek var; gıcıdık. İnanılmaz lezzetli, kafayı yersin.31 Aralık’ta saat tam 00.00’ı gösterdiğinde ritüelleriniz var mı? Danilo Zanna: Annemden kaynaklı bir gelenek, ben tabak kırıyorum. Yunan değil, İtalyandınız değil mi? Danilo Zanna: İtalya’da öyledir, yılbaşında tabak kırarız...Nar kırmayı biliyorum da tabak kırmayı ilk kez duydum... Danilo Zanna: İtalya’da herkes yapıyor, özellikle güneyde. Ben bir kere Türkiye’de nar kırayım dedim. Nar bir patladı, bütün apartmanı boyatmak zorunda kaldık. Somer Sivrioğlu: Oğlum onu merdivenlerden aşağıya değil, kapının önüne atıyorsun (gülüyor).Danilo Zanna: Ben bilmiyordum, bayağı gitti, patladı... Somer Sivrioğlu: Ben yılbaşıları maalesef genelde sevdiklerimden ayrı geçiriyorum. Sydney’deysem Türkiye’deki sevdiklerimi, Türkiye’deysem de çocuklarımı arıyorum ve hep kulağımda telefonla giriyorum yeni yıla. Bütün sene de öyle gidiyor, belki de bırakmam lazım bu alışkanlığı (gülüyor).Bir de kırmızı iç çamaşırı giyme geleneği vardır... Somer Sivrioğlu: Yok canım... Ben sadece siyah iç çamaşırı giyiyorum zaten (gülüyor). Danilo Zanna: Biz hediye ediyoruz, giymiyoruz (gülüyor).Diyelim ki Yılbaşı gecesi biriyle ilk yemeğimizi yiyeceğiz. Onu etkilemek için en afrodizyak yemek nedir? Somer Sivrioğlu: En afrodizyak yemek benim için istiridye. Danilo Zanna: Bence en afrodizyak olan elinle yiyeceğin yemek. İçliköfte bile afrodizyak olabilir yani.Somer Sivrioğlu: Lahmacun afrodizyak mı? Danilo Zanna: Lahmacun biraz değil gibi (gülüyor)... Ama ben sana içliköfte sunayım abi. Bak düşünsene, ısırıyorsun ellerinle, biraz yağ dökülüyor eline falan...Nedir bu elle yeme takıntınızın sebebi? Danilo Zanna: Çatal ve bıçak mesafe koyuyor, bir saygı var. Peçete falan. Ama elinle yediğinde o saygıyı kırıyor, samimiyet kuruyorsun. Mezelerde de öyle samimiyet kuruluyor. Çünkü herkes aynı tabaktan bir parça alıp paylaşıyor.Bu yılbaşı nerede olacaksınız? Somer Sivrioğlu: Bu sene çok heyecanlıyım çünkü çocuklarım geliyor. Onlara üç senedir kayak sözüm vardı, araya pandemi girdi, tutamadım. Bu sene ne yapıp edip dağda kutlayacağız. Eğer kar iyi olursa Uludağ’da, yoksa iyi olan dağlardan başka birinde, belki Erciyes veya Erzurum’da... Danilo Zanna: Ben de Somerlerle birlikte olabilirim ya da Mehmet Şef’in restoranında...Evde yılbaşı sofraları çok özeldir. Karşımda iki şef olunca sormadan olmaz, sizin için yılbaşı sofralarının olmazsa olmazları nelerdir? Somer Sivrioğlu: Ben et seviyorum yılbaşında, hindiyi çok seven biri değilim. Belki ördek güzel olabilir. Yani zenginliği önemli tabii ki sofranın. Herkesin bütçesine göre, değişik değişik, mesela yoğurt bazlı şeyler hazırlanabilir. Sonuçta çok güzel bir aile yemeği, o yüzden ufak ufak imece usulüyle hazırlanan dolmalar, kısırlar, mezeler sofraları zenginleştirir.Danilo Zanna: Bizde Noel döneminde et yenir. O sebeple yılbaşında da herkesin sofrasında Balık olur. Hindi de sofrayı inanılmaz zenginleştirir. Daha meze tarzı, bütün günü mutfakta geçirmeyeceğiniz şeyler seçebilirsiniz. Çünkü onları bir de sonra temizlemek gerekiyor.Tatlı olarak öneriniz nedir? Danilo Zanna: Biz de panettone var, ondan vazgeçmiyoruz. Nasıl bir tatlı o? Danilo Zanna: İtalyan tatlısı, tam Noel dönemi yapılır. Büyük bir kek ekmek aslında. İçinde kuru üzüm, şekerleme meyvesi gibi şeyler vardır. İnanılmaz lezzetli, sana bir tane göndereyim. Somer Sivrioğlu: Benim de panettone... Bir de tarçınlı, anasonlu, güzel şerbetli, likörlü bir yılbaşı tatlısı var. O da güzel festival havası veriyor.Siz bir yemek olsanız ne olurdunuz? Danilo Zanna: Biraz egomanyakça ama ekmek olurdum. Bensiz sofra olmaz. Somer Sivrioğlu: Her şeyle de gider (gülüyor).Danilo Zanna: İster restoranda olsun ister sokak tezgâhında, neresi olursa olsun herkes o ekmeğe dokunur. Sofradaki yerim garanti. Somer Sivrioğlu: Ben perdeli pilav. O nereden çıktı? Somer Sivrioğlu: Dışı sert ama içi oldukça yumuşacık (gülüyor).Siz nasıl bir ikili oldunuz? Somer Sivrioğlu: Biz, Mehmet Şef de dahil haftada 65-70 saat beraberiz. Hepimizin hem iyi tarafları hem de kusurları var ama çok iyi arkadaşız. Başım sıkışsa ilk Danilo’yu ya da Mehmet’i arıyorum. Keza hepimiz öyleyiz. Bu dostluğumuz programa da yansıyor.Birbirinizi nasıl anlatırsınız? Somer Sivrioğlu: Danilo tanıdığım en içten insanlardan biri. Gerçekten olduğu gibi, hatta ilk tanıştığımızda “Herhalde bu numara yapıyor, bir insan 24 saat mutlu olamaz” dedim. Pozitif ve dünyaya çok güzel bakıyor. Benim için Danilo’nun en öne çıkan özelliklerinden biri de çok iyi ve fedakâr bir baba olması. Zaman zaman kendime onu örnek alıyorum. Çünkü her arabaya bindiğimizde, her set durduğunda mutlaka oğlu Zeno’yu arayıp ya ders çalıştırır ya onunla oyun oynar ya da birlikte zaman geçirir. Danilo Zanna: Biz burada bir takımız. Tek bir bakışı vardır Somer’in ve onu o bakışından hemen anlayabiliyorum. Çok mert.‘MasterChef’te 4’üncü sezon sürüyor. Bu yılki yarışmacılardan neler öğrendiniz? Somer Sivrioğlu: Şu an son 7’deyiz. Hepsi profesyonel mutfaktan gelen yarışmacılar. O yüzden onlardan çok farklı şeyler öğreniyoruz. Çok da enteresan yarışmacılarımız var. Burcu (Önal) mesela, Asya kültürüne sevdalı ve hâkim. Eren (Kaşıkçı), açık ateş pişirme üzerine iyi çalışıyor. Sergen (Özen) kapalı bir kutu, ‘köfteciyim’ diyor ama çocuğun yapmadığı yemek yok. İnsanlık adına da şunu söyleyebilirim, bu sene Fatma isminde bir yarışmacımız vardı. O kadar güzel veda etti ki, bazen de gitmenin nasıl galibiyet olacağını bize gösterdi. Danilo Zanna: Bir de ‘MasterChef Türkiye’, Türk gastronomisini çok daha ileriye taşıyor. Bunu net söyleyebiliyorum.Şefler o kadar hayatımıza girdi ki ‘pop star’ gibisiniz. Hiç havalandınız mı? Somer Sivrioğlu: Ben enteresan bir ailede yetiştim, annemin 3’üncü kocasının evinde, 16-19 yaşları arasında vakit geçirdim. Onun sanat çevresinden çok ciddi dostları bulunuyordu. 90’larda da barımız vardı, o piyasada çok dostluklarımız oldu. Bu yüzden şöhretin ne olduğunu ve gelip geçiciliğini çok iyi biliyorum. Rahmetli Tuncel Kurtiz’in bir lafı vardır, “İnsanın başına gelecek en güzel şey geç yaşta gelen şöhrettir” der. Çünkü o seni bozmuyor, artık karakterin oturmuş oluyor. Burada olmamızın sebebinin mutfak ve güzel yemek olduğunun hepimiz bilincindeyiz. Program bitiyor, hemen “Menüye ne koyarız” diye tartışıyoruz.Danilo Zanna: Evet, ekrandayız, tanınıyoruz ama insanlar da bizi ailelerinden biri olarak görüyor. “Gel hele bir yemek yiyelim” diyorlar. Somer Sivrioğlu: Ulaşılmaz bir tarafımız olduğuna inanmıyorum, zaten yaptığımız ulaşılabilir bir iş ve insanlar da bize öyle yaklaşıyor.İnsanlar sizi çok sıcak ve sempatik buluyor. Hiç seksi bulunduğunuz oluyor mu? Danilo Zanna: Abi ben çözdüm bu işi.Nasıl? Danilo Zanna: Gözlüklü adam seksi olamaz ya... Hakan bunu bana daha önce de sormuştu. Ben de araştırdım. Baktım, seksi adamların hiçbiri gözlük takmıyor.Somer Sivrioğlu: Ben gözlerimi çizdirdim. Danilo Zanna: Daha seksi oldun! Somer Sivrioğlu: Sevimli her daim, her yerde iş görür. Sevimli ol, boş ver seksiyi!“Kadınlar güldüren erkekleri beğenir” derler. Yemek yapan erkekler için durum ne? Kadınlar konusunda 1-0 önde misiniz? Somer Sivrioğlu: Yüzde yüz. Yemek çok güzel bir sevgiyi ifade şekli. Yemek yapabilmek hayatta çok ciddi bir avantaj. Danilo Zanna: Bence de. Çünkü yemek yapmak için insanın zaman ayırması, düşünmesi gerekiyor, artı bir şeyler istiyor.