İbrahim Kalın'dan HDP'ye tokat gibi öz yönetim cevabı!

Abone ol

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ibrahim Kalın, Rusya-Türkiye krizi, Suriye'deki son gelişmeler ve Güneydoğu'da yapılan operasyonlar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin son dakika açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Zaman zaman dile getirilen ve dün açık ifadesi kullanılan ayrılma bölünme, işte öz yönetim, kanton yönetim vesaire gibi fantezilerin de demokratik olgunluk içesinde hareket eden toplumlarda bir karşılığının olmadığını ifade etmek isteriz" dedi.

ERDOĞAN'IN SON ZİYARETİ SUUDİ ARABİSTAN'A

İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yılın son resmi ziyaretini yarın Suudi Arabistan’a yapacağını belirterek, bu ziyarette özellikle savunma sanayii, karşılıklı ticaret, ithalat, ihracat ve yatırımlar bağlamında ikili ilişkilerin, bölgesel konuların etraflı şekilde ele alınacağını ifade etti.

Suudi Arabistan ile son dönemde ivme kazanan ilişkiler açısından bu ziyaretin önem arz ettiğini vurgulayan Kalın, "Bölgedeki diğer konular, Suriye, Filistin, Irak başta olmak üzere güvenlik diplomasisiyle ilgili temel başlıklar da bu ziyarette ele alınacak" diye konuştu.

ÇALIŞMALAR YOĞUN ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ev sahipliğinde İstanbul’da 14-15 Nisan tarihlerinde düzenlenecek İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesi’nin gündemiyle ilgili de çalışmaların devam ettiğine değinen Kalın, "Özellikle İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı temel siyasi, toplumsal, ekonomik sorunlar ele alınacak. Ortak gelecek vizyonu etrafında neler yapabiliriz, bu konular bu zirvede masaya yatırılacak. Ayrıca terörle mücadele, mezhepler arası ilişkiler, İslam ülkeleri arasında işbirliğinin artırılması konuları da bu zirvede ele alınacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuyla ilgili davet mektupları da gönderilmeye başlandı. Bununla ilgili çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor" ifadesini kullandı.

Kalın, Ukrayna’daki çatışma bölgelerinden kaçmak zorunda kalan Ahıska Türklerinin Türkiye’ye intikal süreciyle ilgili, "Bu, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yıl içinde Ukrayna’ya yaptığı ziyaret sırasında gündeme gelen bir konuydu ve bu çerçevede kendilerinin talimatı, Başbakanlığın da koordinasyonunda bu intikal sürecini başlatmış bulunuyoruz. İlk olarak 116 aile Ukrayna’dan Erzincan’a intikal ettiler. Bunların devamı da gelecek, 3 bin civarında Ahıskalı kardeşimizi Türkiye’de inşallah iskan edeceğiz" dedi.

"SİYASİ HOYRATLIK VE ŞEHİR EŞKIYALIĞI YAPARAK..."

Terörle mücadeleye ilişkin değerlendirmede bulunan Kalın, devletin ve hükümetin tam bir kararlılık içerisinde, bütün kurumlarıyla eş güdümlü olarak teröre karşı etkin bir mücadele verdiğini bildirdi.

Kalın, terörle mücadelede son dönemde bazı kayıpların olduğunu, dün de 3 güvenlik görevlisinin şehit düştüğüne dikkati çekerek, "Öncelikle onlara ve diğer bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Hiçbir ülke, vatandaşlarını bir terör örgütü tarafından terörize edilmesine, saldırıya uğramasına, evinin, barkının işgal edilmesine asla izin vermez. Hiçbir demokratik ülke adı ne olursa olsun sokaklarına hendek kazılmasına izin vermez. Hiçbir ülke, bir terör örgütünün siyasi hesapları nedeniyle toplum içerisinde husumet ekilmesine asla izin vermez. Gene hiçbir demokratik ülke, hiçbir toplum, terör, şiddet, siyasi hoyratlık ve şehir eşkıyalığı yaparak mevzi kazanmaya çalışanlara, terör örgütlerine ve onların uzantılarına müsaade etmez" diye konuştu.

"SİYASİ RANT DEVŞİRMEYE ÇALIŞANLARIN SONU BELLİDİR"

"Zaman zaman dile getirilen ve dün açık ifadesi kullanılan ayrılma, bölünme, işte öz yönetim, kanton yönetim vesaire gibi fantezilerin de demokratik olgunluk içesinde hareket eden toplumlarda bir karşılığının olmadığını ifade etmek isteriz" diyen Kalın, şunları kaydetti:

"Başkalarının ölümü üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışanların sonu bellidir. Bundan sonra da farklı olmayacaktır. Bu çerçevede terör örgütün yaptığı cinayetler ortadayken bunları adeta aklamaya çalışan, terörü, şiddeti güzel göstermeye, şirin göstermeye çalışanların abesle iştigal ettikleri ortadır."

"BUNU DAİŞ'LE MÜCADELEYLE EN UFAK BİR İLGİSİ YOKTUR"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, DAİŞ'le mücadele bahanesiyle Rusya'nın yaptığı hava saldırılarına bakıldığında 4 bin 200 civarında yapılan hava saldırılarının sadece 191'inin doğrudan DAİŞ hedeflerine yönelik olduğunu belirterek, "30 Eylül'de Rusya'nın başlattığı hava saldırıları, bugüne kadar yüzlerce sivilin de ölümüne neden olmuştur. Ortada DAİŞ'le mücadele değil, Esed rejiminin verdiği koordinatlar çerçevesinde ılımlı Suriye muhalefetine ve sivillere yönelik bir hareket yürütülmektedir. Bunun DAİŞ'le mücadeleyle terörle mücadeleyle en ufak bir ilgisi yoktur"​ dedi. 

"BAŞKA ÜLKELERİN VE ÖRGÜTLERİN PİYONU OLDUKLARINI İLAN ETTİLER"

Terör örgütünün son dönemdeki hem Türkiye içindeki terör faaliyetleriyle hem de yurt dışındaki propaganda faaliyetleriyle aslında bölgede önüne gelenin hizmetine girmeye hazır bir taşeron olduğunu ilan ettiğini bildiren Kalın, "Türkiye karşıtlığını, siyaset yapmak zannedenler, ancak başka ülkelerin ve örgütlerin piyonu olduklarını ilan etmektedirler. Bunların ne bizim toplumumuzda, ne Türkler, ne Kürtler, ne toplumumuzun diğer katmanları, kesimleri arasında herhangi bir karşılığı elbet yoktur" diye konuştu. 

Türkiye'nin birlik ve beraberliğine kasteden bu tür girişimlerin, bugüne kadar boşa çıkartıldığını, bundan sonra da boşa çıkacağını vurgulayan Kalın, "Bu çerçevede de Güneydoğuda 3-4 noktada devam eden terörle mücadele operasyonları kapsamlı bir şekilde devam edecektir. Bundan hiç kimsenin en ufak bir tereddüdü, şüphesi olmasın" dedi.

"379 BİNDEN FAZLA İNSANIN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU OLAN BİR REJİM..."

Kalın, terörle mücadele eden bir ülke olarak Türkiye'nin aynı zamanda bölgedeki terör sorunuyla da yakından irtibatlı olduğuna değinerek, bu kapsamda Suriye'de yaşanan savaş çerçevesinde ortaya çıkan güvenlik risklerinin Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiğini ifade etti. 

Özellikle Suriye bağlamında yaşanan insani dramın devam ettiğine işaret eden Kalın, "370 binden fazla insanın ölümünden sorumlu olan bir rejimi ayakta tutmak için mücadele edenler tarihin yanlış tarafındadır. Bugün itibarıyla da insanlığın vicdanında mahkum edilmişlerdir" diye konuştu.

"SURİYE'DE FARKLI BİR SİYASETİ HAYATA GEÇİRMEYE ÇALIŞIYORLAR"

İbrahim Kalın, Suriye savaşının ortaya çıkardığı "şer aktörleri"nden birisi olan DAİŞ'le mücadele bahanesiyle bölgede yeni bir siyaset inşa etmeye çalışıldığını bildirdi. 

"Bu çok açık" diyen Kalın, şöyle devam etti:

"Farklı ülkeler, örgütler, DAİŞ'le mücadele, DAİŞ terörüyle mücadele bahanesiyle Suriye'de farklı bir siyaseti, Suriye üzerinden farklı bir bölge siyasetini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu bağlamda, DAİŞ'le mücadelede gerçekten kimin samimi olup olmadığını da her gün daha net bir şekilde görüyoruz.

Burada özellikle bir noktanın altını ısrarla çizmek isterim. Çünkü bu doğrudan Suriye siyasi geçiş süreciyle de ilgili bir konu olması nedeniyle önem arz ediyor. Bugün DAİŞ'i bahane ederek Suriye'de Esed rejimini ayakta tutmaya çalışan, onun ömür süresini uzatmaya çalışanlar, aslında bilerek ya da bilmeyerek, doğrudan ya da dolaylı bir hesabın parçası olarak veya olmayarak DAİŞ'in emellerine hizmet etmektedirler. Bugün Esed rejimi ayakta kalsın diye mücadele edenler, aslında DAİŞ'le mücadelede samimi olmadıklarını, tam tersine DAİŞ canavarı üzerinden kendilerine siyasi alan açmaya çalıştıklarını da açık bir şekilde ortaya koymaktadırlar.

Yine DAİŞ'le mücadele bahanesiyle Rusya'nın yaptığı hava saldırılarına baktığımızda evvelsi gün Sayın Başbakanımız da bunu açıkladı, 4 bin 200 civarında yapılan hava saldırılarının sadece 191 tanesi doğrudan DAİŞ hedeflerine yönelik olmuştur. 30 Eylül'de Rusya'nın başlattığı hava saldırıları, bugüne kadar yüzlerce sivilin de ölümüne neden olmuştur. Ortada DAİŞ'le mücadele değil, Esed rejiminin verdiği koordinatlar çerçevesinde ılımlı Suriye muhalefetine ve sivillere yönelik bir hareket yürütülmektedir. Bunun DAİŞ'le mücadeleyle, terörle mücadeleyle en ufak bir ilgisi yoktur. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi özellikle Bayırbucak Türkmenlerinin de bulunduğu Türkmen Dağı, Cisr Eş Şuğur, İdlib hattı üzerinde DAİŞ vs. yoktur, buradaki insanların DAİŞ'le bir ilgisi yoktur. Bunlar, onurlu, özgür bir şekilde yaşamaya çalışan Suriye vatandaşlarıdır. Bunların bir kısmı Bayırbucak Türkmenleri olması itibarıyla bizimle de özel ilişkileri var. Ama buraya dönük askeri operasyonların, hava saldırılarının DAİŞ'le mücadeleyle uzaktan yakından en ufak bir ilgisi yoktur."


"TÜRKİYE'NİN DAİŞ'LE MÜCADELESİNDE TABLO NET"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü  Kalın, Türkiye'nin DAİŞ'le mücadele bağlamında neler yaptığına bakıldığında ortada çok daha net bir tablonun olduğunu görüldüğüne işaret etti. 

Bugüne kadar 123 ülkeden yaklaşık 34 bin kişiye, DAİŞ terörüyle ilişkili olduğu şüphesinden hareketle ülkeye giriş yasağının konulduğunu bildiren Kalın, aynı şekilde, 89 ülkeden yaklaşık 2 bin 800 şüphelinin, sınır dışı edildiğini belirtti. Kalın, bu çerçevede Türkiye'de yapılan operasyonlarda bin civarında kişinin yakalandığını, bunların önemli bir kısmının yargıya sevkedildiğini söyledi.

İbrahim Kalın, zaman zaman hala dile getirilen "Türkiye, DAİŞ'le mücadele etmiyor ya da yabancı terörist savaşçıların geçişine izin veriyor" gibi iftira ve yalanların ne kadar asılsız temelsiz olduğunu görmek açısından bu rakamları hatırlatmakta fayda gördüklerini belirtti. 

Türkiye'nin, DAİŞ'le mücadele uluslararası koalisyonunun bir parçası olduğunun altını çizen Kalın, "Hava sahasını ve üslerini uluslararası koalisyona açmıştır ve DAİŞ'e karşı yürütülen operasyonlar, aynı zamanda bizim hava sahamız ve üslerimiz üzerinden yürümektedir. DAİŞ'le mücadeleye Suriye bağlamında, Irak bağlamında destek veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz" dedi.  

"IRAK HÜKÜMETİ VE BAKANLARIN BİLGİSİ DAHİLİNDE GÖNDERİLDİ"

Özellikle Irak'ta son günlerde gündeme gelen Başika kampı ile ilgili tartışmayı da bu bağlamda ele almak gerektiğini ifade eden Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye, eğitimci askerlerini, muharip değil bunlar, eğitimci askerlerini buraya Irak hükümetinin ilgili bakanlarının bilgisi dahilinde, Musul valisinin bilgisi dahilinde DAİŞ'le mücadele için göndermiştir. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi bizim hiçbir ülkenin toprak bütünlüğü ya da egemenliği ile ilgili en ufak bir tereddüdümüz, sorunumuz yoktur. Hatta tam tersine hatırlarsanız 2008, 2009, 2010 yıllarında 'Irak artık parçalansın, bölünsün, böyle yürümüyor' denildiği zamanlarda da Irak'ın toprak bütünlüğünü en fazla savunan ülke Türkiye olmuştur ve ilkesel duruşumuz elbette değişmemiştir. Bu konu ile ilgili Irak hükümeti ile yürüttüğümüz müzakereler devam ediyor. Bu sorunun çözümü ve daha doğru bir çerçeveye oturtulması için de ilgili birimlerimiz temaslarını sürdürüyorlar." 

DAİŞ'LE MÜCADELEDE İSLAM ÜLKELERİ KOALİSYONU

Kalın, DAİŞ'le mücadele bağlamında Suudi Arabistan'ın başkanlığında başlatılan bir İslam Ülkeleri Koalisyonunun gündeme geldiğini ve bununla ilgili bir çalışma başlatıldığını ifade etti. 

Kalın, "Özellikle bunun iki temel ayağının olduğunu ifade etmek isterim. Birincisi, askeri güvenlik ve istihbarat noktasında işbirliğinin artırılması, ikinci olarak da terörle özellikle DAİŞ, El-Kaide gibi islam inancını istismar eden örgütlerle dini, fikri ve toplumsal düzeyde mücadele bağlamında iki önemle ayağa sahiptir bu. Her ülke, DAİŞ ve El-Kaide gibi terör örgütleriyle kendi bireysel imkanları çerçevesinde mücadele ediyor. Ama bunlar arasında tam bir koordinasyonun sağlanması, ortak stratejilerin geliştirilmesi ayrıca önem arz ediyor. 

İkinci olarak da dini, fikri ve toplumsal düzeyde bu tür örgütlerin inancımıza yönelik istismar faaliyetlerini önlemek ayrıca önem arz ediyor. Bu bağlamda da bir dizi faaliyet şu anda planlanıyor" diye konuştu.

"DAİŞ'LE MÜCADELEDE NASIL BİR MÜCADELE ORTAYA KOYUYORLAR"

Konuşmasında 123 ülkeden 34 bin kişinin sadece Türkiye'ye girerken yasak konulup gönderildiğine işaret eden Kalın, "Şu soruyu sormak lazım. Acaba bu insanların geldiği bu kadar ülke DAİŞ'le mücadele konusunda nasıl bir mücadele ortaya koyuyor, ne tür tedbirler alıyor, kaç kişiyi sınır dışı etmiş, nasıl bir istihbarat paylaşımı yapıyor? Bunları hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var. Zira tek taraflı olarak Türkiye'ye yönelik bu tür ithamları, zaman zaman duyuyoruz, duymaya da devam ediyoruz. Bunları reddettiğimizi ifade etmek isterim" değerlendirmesinde bulundu.

"BURASI MİLLETİN EVİ"

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin vatandaşların ziyaretlerine açıldığını belirterek, "Yoğun talebi karşılamak için de arkadaşlarımız gerekli çalışmaları yaptılar. Burası milletin evi olarak bütün vatandaşlarımıza açıktır. Vatandaşlarımız, internet sayfamız üzerinden başvurmak suretiyle burayı ziyaret edebilirler. İnşallah bu sayıyı artırarak devam ettireceğiz" açıklamasını yaptı. 

Günün Önemli Haberleri