İbrahim Kalın'dan 'andımız' ve Kaşıkçı açıklaması
Abone olCumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Beştepe'deki kabine toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Kalın, ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İdlib mutabakatından dolayı teşekkür ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, son günlerin tartışmalı konusu 'andımız' ile ilgili yaptığı açıklamada "Milli kimlikle alakalı bir tartışma yoktur. Türk ifadesinden kimsenin rahatsız olması söz konusu değildir." dedi. Kalın, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili de bu olaya ilişkin hiçbir şeyin gizli kalmayacağı vurgusunu yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kalın'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: Suriye'deki gelişmeler yakından takip ediliyor. 27 Ekim Cumartesi günü dörtlü zirve İstanbul'da toplanacak.
TRUMP, ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR ETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasında görüşme gerçekleştirildi. Gecikmeleri Cumhurbaşkanımız gündeme getirdi. Brunson konusu yargı kararıyla kapatılmış oldu. ABD'li yetkililer sürecin hızlanması için atmaları gereken adımları atmaya başladılar. Gaziantep'te devam eden ortak eğitim önümüzdeki günlerde tamamlanacak ve Münbiç civarında yakın bir zaman içerisinde müşterek devriye faaliyetleri başlayacak.İdlib mutabakatından dolayı Sayın Trump, Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerini ifade ettiler. Telefon görüşmesinde Kaşıkçı cinayetiyle görüş alışverişinde bulunuldu.
FETÖ'nün iadesi tekrar gündeme geldi.
ERDOĞAN'IN AFLA İLGİLİ AÇIKLAMALARI
Cumhurbaşkanımızın MHP'yi, onun tabanını hedef alan bir değerlendirmesi söz konusu bile değil. Kastettiği, özensiz hazırlanması halinde bir Af Yasası'nın doğuracağı toplumsal sonuçlardır.
29 EKİM RESEPSİYONU
Burdan siyasi bir polemiğe gidilmesi iyi niyetle bağdaşacak bir durum değil. 29 Ekim resepsiyonu İstanbul'da yapılacak. Üçüncü havalimanının yapılması münasebetiyle.
DANIŞTAY'IN ÖĞRENCİ ANDI KARARI
Burada milli kimlikle ilgili bir tartışma yok, okullardaki bir uygulama ile ilgili bir konudan bahsediyoruz. Bununla ilgili tabii hukuki süreç devam edecek. Onun da hep birlikte takipçisi olacağız. Türk ifadesinden kimsenin herhangi bir rahatsızlığı asla söz konusu değildir. Bu ifade okullarda okunmayınca bizim ne Türklüğümüzden bir kaybımız olur ne Türklük kimliği ortadan kalkar. Buradan yeni bir siyasi polemik, 'milli kimlik nedir, neyi kapsar neyi kapsamaz' gibi bir tartışmaya girmeyi çok doğru bulmuyoruz.
KAŞIKÇI CİNAYETİ
Otoparktaki araçla ilgili inceleme yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın baştan beri koyduğu çizgi son derece nettir. Bu olayla ilgili hiçbir şey gizli kalmayacak. Olayın aydınlatılmasıyla ilgili Suud makamlarının büyük bir sorumluluğu bulunmaktadır. İkili ilişkilerimiz noktasında Suud tarafından gelen ortak çalışma teklifine olumlu cevap verdik. Biz bu süreci büyük bir hassasiyetle yönetiyoruz. Konu Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki bir konu değildir. Türkiye, burada uluslararası hukuk çerçevesinde kendi milli hukuk kuralları çerçevesinde olayın aydınlatılması için gerekli adımları atmaktadır. Mesele menfur bir cinayetin aydınlatılması meselesidir.
DOĞU AKDENİZ'DEKİ TACİZ
Türkiye Doğu Akdeniz'deki doğal haklarından, uluslararası hukuktan doğan haklarından hiç bir zaman vazgeçmeyecek. Gemilerimizin sondaj çalışmaları devam edecek.
ABD YAPTIRIMLARI KALDIRACAK MI?
Beklentimiz, en kısa sürede kaldırılması. Bu ikili ilişkilerin normalleşmesi sürecinde pozitif bir adım olacaktır.
İŞ BANKASI VE ŞİŞECAM HİSSELERİ KONUSU
Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız önemli bir tartışma başlattı. Tarihi olarak Atatürk'ün vasiyeti gerçek manada nasıl korunacak konusu. Hukuki açıdan bunun statüsü ne olacak konusu... Tarihi olarak yine bu sürecin bugüne kadar gelişinde, Atatürk'ün iki metin üzerinden vasiyetlerinin değerlendirilmesiyle ilgili alınacak kararlar önemli ve sağlıklı bir tartışmayı başlatmış oldu. Adım adım bir görelim bu tartışma nasıl evrilecek. ortada açık olan bir şey varsa o da, bir siyasi partinin şirket ortağı olması ya da böyle bir yönetim yapısına ortak olması uygun olmadığıdır. Toplumda da bu çıkışın kabul gördüğünü de müşaade etmekteyiz.