Haberleri izlerken, yaşamın kendisini izlerken,
biriyle sohbetteyken...
Fark etmiyor mekan...
Bazen bir uzaylıya bakar gibi baktığımı hissediyorum aynaya…
Trafik kazası geçirmiş, bedeni tekerleğin altında
sıkışmış bir kadının cesedinin fotografını çekip yüksek ihtimalle
twitter'a yükleyecek insanlarla aynı dünyada yaşıyor olmaya
şaşırıyorum bazen…
¿ıɯ uǝq ɐsʞoʎ
sɹǝʇ iɯʇɐʎɐɥ
Yolda yürürken, artık neye sinirlendiyse kullanmayı
bilemediği beyni, taşı tekmeler gibi kediyi, köpeği tekmeleyen
insanlarla aynı mekanlarda bulunmanın utancını yaşıyorum içten
içten…
Ormanın, tabiri cazise etinden sütünden faydalanıp,
ağaçların gölgesinde şekerleme yapıp, mis gibi havasını içine
çektikten sonra arkasında bıraktığı çöplere dönüp bakmayan, yaktığı
mangalı söndürmeyen insan kılığına girmiş yaratıklarla aynı havayı
solumaktan muzdaribim…
¿ıɯ uǝq ɐsʞoʎ
sɹǝʇ iɯʇɐʎɐɥ
Parktaki bankları bıçaklarla kesen, zıplayıp
ağaçların dallarını koparan, bir eser bırakamayacağına göre,
ağaçların üzerine ismini kazıyan zihniyetle aynı ağacın gölgesinde
oturmaktan, aynı bankta dinlenmekten utanıyorum çoğu kez…
¿ıɯ uǝq ɐsʞoʎ
sɹǝʇ iɯʇɐʎɐɥ
Atatürk'ü anlamadan, Atatürk'ü öğrenmeden,
eserlerini, devrimlerini bilmeden, aslında tarih bilmeden, kulaktan
dolma bilgilerle Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı kesilenlerle aynı
ülkede olmak acı veriyor bazen…
Din sömürüsü yapanlarla, halkın din duygusunu
kullanıp ülke ülke soyanlarla aynı bayrağı paylaşıyor olmak çok
koyuyor bana…
¿ıɯ uǝq ɐsʞoʎ
sɹǝʇ iɯʇɐʎɐɥ
Dişinden tırnağından arttırdığı parayla çocuğunu
dershaneye gönderdikten sonra, merhametleri yüreklerinden alınmış,
vicdanları törpülenmiş, sınav sorularını çalıp satan şebeke
üyelerinin, onca emek karşısındaki pişkinliklerine söyleyecek söz
bile bulamıyorum ben... Bir insanın geleceğiyle oynamanın
haysiyetsizliğini taşıyabilen bu insanlarla aynı toprağı paylaşmak
kanatıyor yüreğimi...
Sadece ve sadece muhalif olduğu için, iktidarın
hoşuna gitmeyen şeyler yazdığı, söylediği için içeri alınan
akademisyenlerin, gazetecilerin, bilim adamlarının her geçen gün
sayısının çoğalmasına neden olanlarla aynı topraklarda yaşamak esef
veriyor bana…
Ermeni kelimesini hakaret olarak kullanan, bir
aleviyi uzaylı gibi gören, farkıl dinden, farklı ırktan olanları
yaratan aynı Tanrı değilmiş gibi davranan, sözüm ona insanlarla
aynı gökyüzü altında olmak huzursuzluk yaratıyor içimde…
Açlıktan ya, sadece açlıktan iki poğaça, iki meyvesuyu çaldı diye
oniki küsur yıl ceza alması beklenen çocuk varken, diğer yanda
katliam sanığını serbest bırakan adaletin yamuk terazisine mecbur
olmak lime lime, çimdik çimdik koparıyor etlerimi...
Bilemiyorum ki…
¿ıɯ uǝq ɐsʞoʎ
sɹǝʇ iɯʇɐʎɐɥ