Huzurevlerinden insan manzaraları..
Abone olYaşlılık, yaşadığımız sürece bir gün mutlaka başımıza gelecek olan şey. Şansınız varsa eğer yaşlılığınızı ailenizle ya da akrabalarınızla birlikte geçirirsiniz.
BELKIS KÜBRA AFŞAR
İNTERNETHABER ANALİZ:
Yaşlılık, yaşadığımız sürece bir gün mutlaka başımıza gelecek olan
şey. Şansınız varsa eğer yaşlılığınızı ailenizle ya da
akrabalarınızla birlikte geçirirsiniz. Eğer böyle değilse,
huzurevleri kaçınılmaz son olabilir.
Huzur evinin ilk kuruluş tarihi Sadrazam Halil Rıfat Paşa’ya
dayanır. Sokakta kalmış, cami avlularında yatan, aileleri dağılmış,
kimsesiz yaşlıların barınması için yapılmış İstanbul’un ilk huzur
evi Darülaceze’dir.
Okmeydanı’na yapılması için talimat verilen bu kuruluşun
yapımındaki maddi katkıyı Padişah ve Sadrazam Halil Rıfat Paşa
karşılamış, Padişah kendisine hediye edilen değerli eşyaları,
Sadrazam Halil Rıfat Paşa’da evindeki değerli eşyaları satarak
Darülaceze’ye vakfetmiştir. Dönemin acezeleri için memurlar tayin
edilmiş, hastalar doktor gözetiminde tedavi edilmiş, kimsesiz
çocuklara yuva olmuştur.
Daha sonraki dönemlerde tüm Türkiye’de gerek özel gerekse
devlete bağlı çok sayıda huzur evleri açılmıştır.
Huzur evlerinin yaygın olması çokluğu bir guru kaynağımı yoksa bir ironi midir?
Bugün arkadaşlarımla ziyaret ettiğim huzur evinde hüznü ve
sevinci bir arada yaşadık. Her an gözleri kapıda olan özellikle
ailelerinin ziyaretine, sevgisine muhtaç yaşlılar gelişimizi
sevinçle, büyük bir heyecanla karşıladılar, sohbet etmek için
farklı bir ses arayan yaşlılarımızla konuştuk bizimle dertleştiler
kimileri aileleri tarafından sokağa atılmış, kimileri evde
kalabalık olduğu düşüncesiyle huzur evine kendi elleriyle getirip
bırakmışlar. Biz onların hikayelerini dinledikçe hüzünlendik.
Huzur evinin yaşlılarımıza sağladığı konforu görünce içimiz biraz
olsun rahatladı. Huzur evinde yaşlılarımızın gereksinimlerini
karşılayacağı imkanlar mevcut berber hizmetinden Türk hamamına,
resim atölyesinden ikinde çay saatlerine kadar özel imkanları
var.
Hatta ziyaretimiz esnasında müzik açıldı isteyen yaşlılar oyun oynayıp eğlendiler.
Ziyaretimizin başında huzur evi müdürünün bizlere huzur evi
hakkında bilgilendirmesi ve sanıldığı gibi yaşlıların maaş ya da
mülk karşılığında orada barındırıldıkları söylentisinin doğru
olmadığını açıklayarak, isteyen yaşlıların kendi maaşının
yarısından azını bağışlamak isterlerse kabul ettiklerini özellikle
belirtti.
Ziyaretimiz yaşlılarımızın hüzünlü bakışları altında son
bulurken kafamda sorularla kalbimde hüzünle ayrıldım..
Kendi kendime sordum “Yaşlılarımız evimizin bereketi değil
miydi?” Ve bir gün bizde yaşlanmayacak mıydık?