Hüsuf ve Küsuf namazı nedir ne zaman kılınır Diyanet Hüsuf ve Küsuf namazı kaç rekattır?
Abone olBugün 2022 yılının en büyük ve en önemli doğa olaylarından biri olan Güneş tutulması yaşanacak. Ülkemizden de görülecek güneş tutulması yaklaşık 3 saat sürecek. Peki sonrasında büyük felaketlerin olacağına inanılan güneş tutulmasında kılınacak Küsuf namazı nedir? Güneş tutulması sırasında kılınması sünnet olan Küsuf namazı kaç rekattır ve nasıl kılınır?
Dünyanın merak ve korkuyla beklediği Güneş tutulması bugün yani
25 Ekim Salı günü yaşanacak. İslam dinine göre Güneş tutulması
sırasında namaz kılmak sünnet sayılmıştır. Güneş tutulması
sırasında kılınan namazlara ise Küsuf Namazı denir. Peki Güneş
tutulmasında kılınan Küsuf namazı kaç rekat ve namaza nasıl niyet
edilir?
Güneş tutulması sırasında kılınan Küsuf namazı iki rekattır ve güneş tutulması bitene kadar dua ile meşgul olunmasının hayırlı olacağı bildirilmiştir.
Hazreti Peygamber Güneş tutulması için ne demişti?
Güneş tutulmasına Küsuf denir. Hazreti Peygamber'in oğlu İbrahim’in öldüğü gün güneş tutulması üzerine şöyle demiştir:
“Ay ve güneş Allah’ın varlığını ve kudretini gösteren alametlerdir. Bunlar hiç kimsenin ölümünden veya yaşamasından/doğmasından dolayı tutulmazlar. Ay veya güneş tutulmasını gördüğünüz zaman, açılıncaya kadar namaz kılın, dua edin.” Hazreti Peygamber'in kendisinin de güneş tutulduğunda mescide giderek namaz kıldığı rivayet edilmiştir
Küsuf namazı ezansız, kametsiz ve hutbesiz namazdır
Küsuf namazı, nafile namazlar gibi ezansız, kametsiz ve hutbesiz
olarak, en az iki rekat olmak üzere, gündüz, cemaatle kılınır.
Sünnet olduğunda ittifak vardır. İmam her rekatta normal namazlara
göre daha uzun, Ebu Hanife’ye göre gizli, İmameyn’e göre açıktan
Kur’an okur. Namazdan sonra imam ayakta kıbleye karşı veya cemaate
dönük şekilde oturarak güneş açılana kadar dua eder.
Kerahet vakitlerinde Küsuf namazı kılınmaz
Cemaatle kılınmadığı durumlarda bu namaz tek başına da kılınabilir. Kerahet vakitlerinde küsuf namazı kılınmaz. Şafii mezhebine göre ise, kerahet vakitlerinde küsuf namazı kılınabildiği gibi, kılarken de her rekatında iki rüku yapılır. Her bir rükudan sonra Fatiha okunur. Namazdan sonra da cuma ve bayram hutbesi gibi hutbe okunur.
Küsuf namazı hakkında hadisler
Abdullah bin Amr -radıyallâhu anh- şöyle anlatıyor:
Peygamber Efendimiz'in zamân-ı saâdetlerinde güneş tutulmuştu.
Zât-ı Risâletleri kalkıp insanlara namaz kıldırdılar. Kıyâmda o
kadar çok kaldılar ki, âdetâ rükûya varmayacak da hep ayakta
duracak zannedildi. Sonra rükûya vardılar ve uzun müddet başlarını
kaldırmadılar. Arkasından doğruldular, fakat mûtadın üzerinde
ayakta durdukları için secde etmeyecekleri intibâını verdi. Nihâyet
birinci secdeye vardılar. Lakin başlarını secdeden hiç
kaldırmayacakları zannediliyordu. Daha sonra doğrulup oturdular. Bu
oturuşları da uzun sürdü. Mübârek başlarını kaldırmayacakmışcasına
kapandıkları ikinci secdeye vardıklarında, acı acı nefes alıp
veriyor ve göz yaşları dökerek ağlıyordu:
"Yâ Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe ümmetime azâb
etmeyeceğini bana vâdetmedin mi?! Yâ Rabbî! Onlar sana tevbe ve
istiğfâredip yalvardıkları müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğin
husûsunda bana söz vermedin mi?! İşte bizler kapına geldik senden
affımızı diliyor ve sana yalvarıyoruz!"
Bu minval üzere iki rek'at namaz kılıp bitirince güneş bütün
parlaklığıyla gözüktü. Arkasından Hz. Peygamber minbere çıkarak
ashâbına vecîz bir konuşma yaptı. Konuşmasında Allâh Teâlâ'ya hamd
ü senâ ettikten sonra şöyle buyurdular:
"Güneş ve ay Allâh'ın varlık ve birliğine delâlet eden alâmetlerden
sâdece ikisidir. Şâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ı Hakk'a
yönelip ona ilticâ edin, Allâh'ın büyüklüğünü hatırlayın, namaza
durup Allâh'ı zikretmeye koyulun ve sadaka verin..."
Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem-, güneş ve ayı
Allâh'ın âyetlerinden bir âyet olarak görür ve onların
tutulmalarını her hangi bir kimsenin ölümü veya doğumu sebebiyle
olmadığını ashâbına bildirirdi. Ancak gaybı ve kaderi bilmek
Allâh'a mahsus olduğundan, her an kıyâmetin vukû bulabileceğini
veyâ kendi ecelinin gelmiş olabileceğini düşünerek devâmlı olarak
Allâh'a iltca hâlinde bulunmayı isterdi. Hava kararmaya başlayınca,
yağmur yağarken, gök gürlerken ve güneş veya ay tutulurken hep bu
duygularla hareket eder ve huzûr-ı ilâhîde durarak ümmetinin
selâmeti için yalvarırdı.
İbn-i Hibban'da bulunan bir rivayete göre Rasûlullâh -sallallâhu
aleyhi ve selem- ayın tutukluğu geçinceye kadar, müslümanlara ay
tutulması namazı kıldırmıştır.
Güneş ve ay tutulması namazı sünnettir
İki rek'attır. Güneş açılıncaya kadar duâ ile meşgul olunur. İmam'ın güneş tutulması namazını cemaatla kıldırmasında bir mahzur yoktur. Ay tutulma namazı ise cemaatsız kılınır. Bu namazların mescidde kılınması da sünnettir. Ezan ve kamet okunmaz. Sadece güneş tutulması namazı için es-Salâtü câmiatün, namaz için cem olunuz diye seslenilir.