Hüseyin Gülerce'den iddialı cemaat ve HDP yazısı
Abone olStar gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, bugünkü köşesinden Fethullah Gülen, cemaat ve HDP'yle ilgili iddialı bir yazı yazdı.
"Gülen cemaati HDP darağacında"
Bu yorum Star gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce'nin bugünkü köşesinin
başlığı. 17-25 Aralık sonrası Gülen Cemaati'yle bağlarını koparan
Gülerce, cemaat için "Gülen cemaati, Erdoğan düşmanlığı ve
nefreti ile artık HDP darağacındadır ve bindiği sandalyeyi
tekmelemek üzeredir..." yorumunda bulundu.
Gülerce'nin yazısı şöyle:
"Bir zamanların "Hizmet Hareketi" artık
"Gülen Cemaati"dir. Bu cemaat, bütün dostlarını
kaybetmiş; yerli, milli ve bağımsız olma iddiasını yitirmiştir. En
önemlisi, mütedeyyin büyük kitle indinde itibar ve güven kaybına
uğramıştır. Bu itibar ve güven kaybının en önemli iki sebebi
sudur:
1. İslami bir sivü toplum kurulusu olarak, gelenekte örneği olmayan
şekilde, ülkeyi yönetenlere savaş açılmıştır. Tamam, âlimler
idarecilerin yanlışlarına tavır koyar, zulme kar$ı çıkarlar. Ama
fert olarak seslerini yükseltirler. Seneler süren bir hazırlıkla,
emniyet istihbaratını, yargının kilit noktalarım ele geçirip tek
bir kişinin hayal dünyasını, koskoca bir ülkede, herkesin gözünün
içine baka baka ikame etmeye kalkmazlar. Halkın yüzde 52'sinin ük
turda Cumhurbaşkanı seçtiği bir insana, "Firavun, Nemrut,
münafık, Yezid" iftira ve suçlamaları ile saldırmazlar.
Bir zamanlar, Fethullah Gülen, hep Mevlana hazretlerinin
günümüzdeki bir siması gibi anlatılırdı. Simdi ise söyle bir soru
ile karsı karşıyayız: Hz. Mevlana'nın, idare içinde, birbiriyle
irtibatlı ve talimatları sadece kendisinden alan istihbaratçıları,
askerleri, kadıları olmuş mudur?
2. F. Gülen'e, "seçilmis kurtarıcı" olarak
inandıkları için onun her kararını meşru, tek doğru ve tartışılmaz
faildiler. Bu yüzden de makul insanlara göre insafsız savrulmaların
içine yuvarlansalar da, yanlış ve tehlikeli bir yola saptıklarım
kabul etmedüer, etmiyorlar. Mesela ilk savrulmalardan biri, 30 Mart
yerel seçimlerinde kapı kapı dolaşıp CHP'ye oy istemeleri oldu.
Mütedeyyin kitlenin geleneksel çizgisinde, CHP'ye oy istemek bir
travmadır. Nitekim Kastamonu'da yıllarca Hizmet'e himmet etmiş
eşraftan bir insana gidip CHP'ye oy istediklerinde, o insan sabaha
kadar uyuyamamış; "Allah'ım ben ne yaptım ki, bunlar beni
CHP'ye kendisinden oy istenecek biri gibi gördüler?" diye
inlemiştir...
Şimdi daha büyük bir savrulma yaşıyorlar, HDP'ye destek veriyorlar.
Gülen medyası, 7 Haziran seçimlerinde HDP'ye oy verilmesi için ne
güzellemeler yaptı. Hele 7 Haziran sonrası, HDP'nin barajı
geçmesiyle, AK Parti'nin tek başına iktidarı kaybetmesine ne kadar
sevindiler. O sevinçle, hükümeti CHP-MHP ve HDP'nin kurması için
çırpındılar. Tezgâhlarını MHP bozdu. Bunu da hazmedemediler. Zaman
Genel Yayın Müdürü E. Dumanlı, Devlet Bahçeli için, "bazı
siyasîler, milletin vermediği anahtarı altın tepsi içinde Erdoğan'a
teslim etti" diye yazdı. (3 Ağustos 2015) Hızını alamadı
aynı yazıda, Demirtaş'ı övdü, "Demirtaş, hep sağduyu
çağrısı yaptı; hâlâ da yapıyor" dedi. Cumhurbaşkanı
Erdoğan ve AK Parti'nin, "yüzde 10 barajını asan ve AK
Parti'yi tek başına iktidar olmaktan mahrum eden HDP'yi
parçalamak" için çabaladıklarını savundu... PKK'nın
Meclis'teki temsilcisine sahiplenmek, geçmişin hizmet hareketi için
bir akıl tutulması, bir vicdan kararması ve intihardır.
Gülen cemaati, Erdoğan düşmanlığı ve nefreti ile artık HDP
darağacındadır ve bindiği sandalyeyi tekmelemek
üzeredir...