Hüseyin Gülerce'den AK Parti'ye çağrı

İNTERNET HABER - Hizmet hareketi ile AK Parti arasındaki buzlar eriyor mu? Başbakan Erdoğan'ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın cemaate yönelik sıcak mesajlarına, Zaman yazarı Gülerce, bugün köşesinden aynı üslupta karşılık verdi.

Son dönemde ayyuka çıkan hükümet-cemaat kavgası iddiasında yeni gelişmeler yaşanıyor. Dün Akşam'a konuşan Akdoğan'ın "AK Parti bütün bu kesimlerle beraber yol yürüme anlayışını değiştirmedi" sözü yankı uyandırdı.

Zaman yazarı Gülerce, "Nereden nereye geldiğimizi unutmayalım" başlıklı yazısıyla Akdoğan'ın açıklamalarını üstü kapalı değerlendirdi. Hükümet üzerindeki vesayetin kırılmasında "Hizmet" hareketinin rolüne dikkat çektiği yazısında Gülerce, cemaatin 12 Eylül halk oylamasındaki açık desteğine vurgu yaptı. 

DÖNÜM NOKTASI 12 EYLÜL OYLAMASI

Halkın "evet" oyunun sivil iradenin önünü açtığını ve hükümeti cesur adımlar atmaya ittiğinin altını çizen Gülerce, sözlerini "Eğer 12 Eylül referandumunda “hayır” çıkmış olsaydı AK Parti için ikinci bir kapatma davası açılacak, darbe davaları askeri mahkemelere aktarılmak suretiyle kapatılacaktı" diye sürdürdü. 

ARINÇ'IN HİZMET'İ ÖVEN SÖZLERİ

Yazar Aksiyon dergisine konuşan Arınç'ın bu konudaki “Biz bugün ne yapıyorsak, 12 Eylül referandumundan aldığımız güçle yapıyoruz. 12 Eylül 2010 referandumunda ‘Evet’ çıkması için hizmet camiasının, kadınıyla erkeğiyle kapı kapı dolaştığını biliyoruz.” şeklindeki sözlerini köşesine taşıdı.

DEMOKRASİ CEPHESİNİ ZAAFA UĞRATMAYALIM

"Bu davaların savcı ve hâkimleri, cesaret ve demokrasiye bağlılıkları konusunda tarihe geçmişlerdir" diyen Gülerce, hukukun üstünlüğünden yana olan yargı ve medyanın rolünü böyle anlattı:

"12 Eylül referandumundaki “evet” ne kadar kıymetli ise bu yargı mensuplarının, sarsılmayan siyasi iradenin, bu süreçte cuntacılara karşı medyanın yüz akı olan ve demokrasiden, hukukun üstünlüğünden yana tavır koyan medya mensuplarının duruşu da tarihe geçmiştir."

Gülerce, yazısını iktidara çağrıda bulunarak tamamlıyor:

"Nereden nereye geldiğimizi unutmayalım. Demokrasi cephesini zaafa uğratmayalım, 12 Eylül referandumu öncesindeki geniş demokratik cepheyi yeniden sağlamaya çalışalım…"