Hüseyin Çelik'ten CHP'ye sert sözler!
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Yargıtay'ın Balyoz kararını eleştirenlerin mahkemeye haksızlık yaptığını söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü
Hüseyin Çelik, CHP'yi eleştirdi Demokratikleşme Paketi'yle ilgili
Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını kafa karışıklığı olarak
nitelendirdi. Yargıtay'ın Balyoz kararıyla ilgili olarak
mahkemeleri eleştirenlere de sert çıkan Çelik, mahkemelere
haksızlık yapıldığını iddia etti.
Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK)
toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında,
sözlerine, vatandaşların Kurban Bayramı'nı tebrik,
trafik kazalarının yaşanmadığı "bayram gibi bir
bayram" geçirilmesini temenni ederek başladı.
AK PARTİ'DE ADAY BELİRLEME SÜRECİ
AK PARTİ'DE ADAY BELİRLEME SÜRECİ
Türkiye'nin seçim atmosferine girdiğini, mahalli seçimlerin
her geçen gün yaklaştığını anımsatan Çelik, bugünkü toplantının
esas ve ağırlıklı gündem maddesinin yerel seçimler olduğunu
söyledi. AK Parti'nin daha önce merkez yoklamasıyla aday
belirlemeye karar verdiğini, 1 Ekim-1 Kasım tarihlerinde aday adayı
müracaatlarının yapılacağını daha önce kamuoyu ile paylaştıklarını
hatırlatan Çelik, teşkilatlar nezdinde yapılacak temayül
yoklamalarının da mevcut 16 büyükşehirde 26-27 Ekim, diğer 65
kentte ise 9-10 Kasım tarihlerinde, bir genel başkan
yardımcısının başkanlığında oluşturulacak heyetle yapılacağını
aktardı.
ENGİN ALAN'IN DURUMU
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan
Çelik, bir gazetecinin Balyoz davasında aldığı hapis cezası
Yargıtay tarafından onanan MHP Milletvekili Engin Alan'ın durumunun
ne olacağını sorusuna, "Anayasa'nın 83. ve 84. maddeleri gayet açık
yazılmıştır. 5 yıldan fazla ceza almaları halinde
milletvekillerinin, onlarla ilgili nihai hükmün Meclis'te
okunmasıyla birlikte kararın kesinleşeceği çok açık şekilde
yazılmıştır. Anayasa'nın 83. ve 84. maddeleri çok açıktır,
İçtüzük hükümleri de son derece çok açıktır. Konu, üzerinde çok
fazla yorum yapılabilecek bir konu değildir, mesele çok nettir"
yanıtını verdi.
CHP'Yİ YERDEN YERE VURDU
CHP'Yİ YERDEN YERE VURDU
Konuşmasında CHP'yi eleştiren ve parti içerisinde çeşitli
farklılıklar bulunduğunu söyleyen Çelik, "Genel başkanları bir
telden çalıyor, grup başkanvekilleri başka bir telden genel başkan
yardımcıları ise başkan telden çalıyor" diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanay'ın, kamu çalışanlarına
getirilen başörtüsü serbestisine ilişkin düzenlemenin iptali için
Danıştay'a müracaatta bulunduğu anımsatılarak, bu durumu nasıl
değerlendirdiği sorusu üzerine Çelik, şunları kaydetti:
"Yüksek yargıya müracaat etmek partilerin, vatandaşların en
tabii hakkıdır ama bu tipik bir CHP klasiğidir. Yıllar yılı CHP
bunu yaptı. Yıllar yılı vatandaşın temel hak ve
özgürlüklerini ya darbelerle önlediler ya darbelerin oluşturduğu
bürokratik zihniyetle temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına
mani oldular. Bunların hiçbir olmadığı zaman da bunu yargıyla
yaptılar. 411 milletvekili, üniversitelerdeki başörtüsü
serbestisiyle ilgili karar verdiği zaman CHP yine Anayasa
Mahkemesi'ne götürdü. Bunu yaparken de bazı meyda kuruluşlarıyla iş
birliği, ağız birliğiyle bunu yaptılar. Onlar '411 el kaosa
kalktı' diye manşet atarken, onlar da Anayasa Mahkemesi'ne
götürdü.
"MECLİS'TEN ÇIKARALIM TEKLİFİ"
"Kılıçdaroğlu'nun, Anayasa Uzlaşma Komisyonunda mütabakat
sağlanan 60 maddeyi birlikte geçirelim teklifi var. Bunu nasıl
değerlendirirsiniz?" sorusuna Çelik, "Doğrusu Sayın
Kılıçdaroğlu'nun böyle bir çıkış yapmasını biz de olumlu bir
gelişme olarak değerlendirdik" dedi.
"YARGIYA HAKSIZLIK YAPILMAMALI"
"YARGIYA HAKSIZLIK YAPILMAMALI"
Yargıtay'ın Balyoz davasına ilişkin kararına yönelik
değerlendirmesinin sorulması üzerine Çelik, milletin darbelerle
darbecilerle ve darbe kavramıyla yüzleşmesi ve hesaplaşmasının
kaçınılmaz olduğunu söyledi. Çelik, Türkiye'nin bu tür arızalardan
kurtulmaya çalıştığını söyleyerek darbelerin ve darbecilik
kavramının ülkenin gündeminde olmaması gerektiğini anlattı.
Yargıtay'ın Balyoz hükmüne bakıldığında bazı kararların
onandığını, bazı sanıkların beraat ettiğini anımsatan Çelik, şöyle
konuştu:
"Mahkemelerin verdiği kararı başta sanıkların kendileri olmak
üzere aileleri ve herkes eleştirebilir, bunu haksızlık olarak
değerlendirebilir, birileri bunu hakkın tahakkuku olarak
değerlendirebilir. Demokrasilerde bu konularda çok açık bir alan
vardır. Bu, yapılabilir. Ancak Balyoz davasının açıklanmasından
beri mahkemeyi, Yargıtay'ı tahkir eden, tezyif eden, yani
hakaret eden ve mahkemeye ağız dolusu suçlamalarda bulunan bazı
sözüm ona değerlendirmeler görüyoruz. Kendi yargı
sistemimize böyle bir haksızlık yapmamamız gerektiğini
düşünüyorum."
"HALKIN AKLIYLA ALAY EDİLMESİN"
Balyoz ve Ergenekon davalarıyla ilgili daha önce yaptığı
açıklamaları hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:
"Dedim ki, 'Kimse halkın aklıyla alay
etmesin.' Hiçbir şey olmamış gibi hiç kimse davranamaz.
Neleri yapmak için ne tür planlar yapıldığını iyi kötü hepimiz
izledik, gördük. Bağımsız mahkeme bu konuda karar vermiştir.
Mahkum ettikleri ile ilgili mahkemeyi hakaret yağmuruna
tutacaksınız, peki beraat ettirdikleriyle ilgili ne
söylüyorsunuz. Mahkeme bu insanların düşmanı olamaz ki.
Yargıtay yanlış karar veremez mi? Yargıtay 'da yanlış karar
verebilir. Karar tashihi için müracaat edersiniz. Daha ötesi
uluslararası mahkemelerde eğer müracaat etme hakkınız varsa oralara
da gidersiniz. Ama kendi adalet sisteminizi topa tutmanın elbette
bir mantığı yoktur. Bunu da yapmamamız gerekiyor."
AKAYDIN'IN AÇIKLAMALARI SORULDU
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın
başörtüsüyle ilgili açıklamalarının anımsatılması üzerine Çelik,
şunları söyledi:
"Sayın Akaydın'ın Atatürk adına konuşması çok gariptir.
Atatürk'ün kendi eşi bizatihi öyleydi. Türk kadınına
yakışıyor yakışmıyor tartışmasını ben çok gereksiz ve talihsiz bir
beyan olarak değerlendiriyorum. Biz, her zaman şunu ifade
ettik; biz şunu çok iyi bilmeliyiz, her toplumun değerleri vardır,
kabullenebildikleri ve kabullenemedikleri vardır. Aşırılıkları
toplumlar törpüler, makul olanı bulur ama Mustafa Akaydın'ın
annesine de bakarsanız, birçok akrabasına da belki bakarsanız onlar
da başı örtülüdür. Dolayısıyla 'Başı açıklık Türk kadınına
yakışıyor, başı kapalılık Türk kadınına yakışıyor veya
yakışmıyor' şeklinde genellemeler yapmak bana göre akılla,
sağduyuyla izah edilecek şeyler değildir."