HÜSEYİN ÇELİK, GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ (2)
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, muhalefetin yeni anayasa çalışmalarının önündeki engel olarak başkanlık sistemini göstermesi...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, muhalefetin yeni
anayasa çalışmalarının önündeki engel olarak başkanlık sistemini
göstermesine cevap verdi. Çelik, "Diğer bütün siyasi partiler
uzlaşılması gereken bütün konularda uzlaşsınlar, biz başkanlık
sistemini yok sayarız" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AK
Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Çelik, basın
toplantısının başında hayatını kaybeden Bursaspor Başkanı İbrahim
Yazıcı’ya Allah’tan rahmet diledikten sonra Galatasaray’ın
şampiyonluğunu kutladı.
Daha sonra yeni Anayasa çalışmalarına değinen Çelik, Uzlaşma
Komisyonu’nun Temmuz başına kadar çalışmasına karar verildiğini
hatırlattı. Muhalefetin, çalışmaların tıkanmasının gerekçesi olarak
Başkanlık sistemi teklifini öne sürdüğünü hatırlatan Hüseyin Çelik,
"Diğer bütün siyasi partiler uzlaşılması gereken bütün konularda
uzlaşsınlar, biz başkanlık sistemini yok sayarız" diye konuştu.
Muhalefetin Başkanlık sistemini gerekçe göstermesinin gerçeği
yansıtmadığını anlatan Çelik şöyle konuştu:
"Şu anda 134 madde olması düşünülüyor, bunun 96 maddesi başkanlık
sistemi ile ilgili değil. Siz bu 96 maddeyi şekillendirdiniz de
geriye başkanlık sistemi mi kaldı? Biz, Türkiye’nin bir daha
koalisyonlara dönmemesi için, biz parlamentonun icra organı
üzerinde gerçek anlamda bir denetim mekanizması olması için, biz
özellikle Türkiye’de uzun vadede istikrarın devamı adına başkanlık
sisteminin Türkiye için uygun olacağını düşünüyoruz. Birleşmiş
Milletlerin üyesi olan 193 ülkenin 96’sında başkanlık sistemi
uygulanmaktadır, dünyanın gidişi bu tarafa doğrudur. Biz bunun
doğru olduğuna inanıyoruz.
Niye şimdi gündeme getirildi sorusuna gelince. Herhalde trafik
kanunu, orman kanunu, borçlar kanunu görüşülürken başkanlık sistemi
tartışılmaz. Bir ülkede yeni bir anayasa yapıyorsunuz. Devlet ile
milletin ilişkileini düzenleyen bir anayasa yapılırken başkanlık
sistemi gündeme gelmeyecek de ne zaman gündeme gelecek? Muhalefet
bunu istemediği zaman bunu zorla yapmak gibi bir niyetimiz yok.
Demokrasilerde halkın iradesi ve milletin iradesiyle yapılır."
"AK PARTİ’NİN BAŞKANLIK SİSTEMİ İÇİN DİĞER PARTİLERLE UZLAŞMASI
GEREKİYOR"
Hüseyin Çelik, AK Parti’nin Türkiye’ye başkanlık sistemini tek
başına getirebilmesinin mümkün olmadığını belirterek, "Diğer
partilerle uzlaşma sağlanması gerekiyor. Ama Uzlaşma Komisyonu
dağılsa bile biz B, C, D planı bütün alfabenin harflerini sayın,
bütün bu alternatifleri deneyeceğiz. Mutlak suretle Türkiye’de yeni
bir anayasa yapılması konusunda gayretlerimiz olacak" dedi. Çelik,
"AK Parti, eskinin bütün arızalarını bir tarafa bırakan, onların
buna bulaşmasına müsaade etmeyen bir anayasa yapma niyetindedir,
kararlığındadır, çaba da bu yöndedir" diye konuştu.
Hüseyin Çelik, AK Parti’nin anayasa çalışmalarında masadan kalkan
taraf olmayacağını belirterek muhtemel senaryoyu ise şu sözlerle
dile getirdi:
"Biz sonuna kadar gideceğiz. Olmadı mı? Diğer 2 partiyle uzlaşı...
Olmadı mı? Biriyle uzlaşma. Olmadı kendi taslağımızı getirerek, ama
TBMM’de böyle bir iklim varsa, onun geçebileceği gibi ihtimal
üzerinde durursak o zaman kendi taslağımızı getiririz. Temenni
ederim ki Türkiye hasret duyduğu anayasasını hazırlar ve bu anayasa
millet ile devlet arasında yeni bir sıcaklığa yol açar."
"CHP’LİLERİN BİLDİRİYE İMZA ATMIŞ OLMASINI ÖNEMSİYORUZ"
Hüseyin Çelik, çözüm süreciyle ilgili de değerlendirmelerde
bulundu. "PKK’lıların, BDP’lilerin ne söylediğine, ne
söylemeyeceğine biz karar veremeyiz" diyen Hüseyin Çelik, "Onların
ne söylediğinden ziyade, onların hangi söylediklerinin devlet ve
hükümet tarafından makul ve makbul kabul edileceği önemlidir.
Herkes her şeyi söyleyebilir, söylenenlerin hangisi devlet ve
hükümet tarafından makul ve makbul kabul edilecek önemli olan
budur. Süreç endişeye mahal olmayacak şekilde yürüyor" diye
konuştu.
Silahların susmuş olmasının, insanların ölmüyor olmasının başlı
başına önemli olduğunu kaydeden Hüseyin çelik, CHP ve MHP’nin ise
sürecin karşısında durmaya devam ettiğini ifade etti. Çelik, 111
aydının imzasıyla yayınlanan bildiriyi de hatırlatarak, bildirinin
bazı cümlelerinin istisna edilmesi halinde kendisinin de bu
bildiriye imza atabileceğini söyledi.
"Bu 111 aydının söyledikleri, bütün sözlerin hepsinin bizimle
örtüşmesi gerekmiyor" diyen Çelik, "Ama silahların susmasını, bunun
büyük bir fırsat oluşturduğunu, Türkiye’de daha demokratik ortamın
tesisi için, paylaşımcı, kardeşçe bir arada huzur içinde
yaşamamızın önünde büyük bir fırsat ve imkan açtığını ifade etmiş
olmalarını bile önemsiyoruz" şeklinde konuştu.
Bildiriye imza atanlar arasında CHP’lilerin de olduğunu söyleyen
Çelik, "Bir kısım CHP’lilerin cesaret göstererek buna imza atmasını
önemsiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu, eğer arkadaşlarının buna imza
atmasından şikayetçiyse dün grup toplantısında bundan söz
etmeliydi, ama etmedi. Bir rivayete göre kendi bilgisi dahilinde
imza atılmış, o zaman bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? O zaman
gelin bu işin içinde olun. Eğer bu ülkede, bu ülkenin kazanacağı
şekilde ortaya bir çözüm çıkacaksa, bir şeref ortaya çıkacaksa bu
şerefte sizlerin de payı olsun istiyoruz" diye konuştu.
"MUHALEFET ’HÜKÜMSÜZDÜR’ ŞEKLİNDE ZAYİ İLAN VEREBİLİR"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP lideri
Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği ’Yalancıdan Başbakan olmaz’ sözünde
Kılıçdaroğlu ile hemfikir olduğunu söyledi. "Bunun için bu millet
Sayın Kılıçdaroğlu’nu başbakan yapmıyor" diyen Çelik, "Halk bu
mesajı çok iyi anlamış. Bende aynı şeyi söylüyorum, ’yalancıdan
başbakan olmaz’. Bundan dolayı ki çok değerli halkımız, yüce millet
Sayın Kılıçdaroğlu’nu başbakan yapmıyor" dedi.
Hüseyin Çelik ayrıca CHP ve MHP’nin ittifakla bir zayi ilan
vereceğinin konuşulduğunu söyledi. Çelik bu ilanı ise "10 buçuk
yıldan beri AK Parti hükümetlerinin sergilediği başarıdan,
Türkiye’de çok güzel şeyler olmasından ve 7 sefer sandıkta üst üste
başarısızlık gösterdiğimizden dolayı kendimizi kaybettik,
hükümsüzdür" şeklinde ifade etti.
Çelik, hükümetin ise "10 buçuk yıldan beri yaptığımız büyük
hizmetlerden, Türkiye adına elde ettiğimiz büyük kazanımlardan, 7
sefer üst üste sandıkta galip gelmemizden dolayı muhalefete
verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz" şeklinde özür ilanı
verebileceğini belirtti.
Çelik, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın sözlerini de çarpıttığına
dikkat çekerek, "Sayın Kılıçdaroğlu, mecaz nedir, kinaye nedir,
ironi nedir bunu bilmediği için, o konuda bizim CHP’yi ders
vermemiz gerekiyor, bunu ciddi ciddi diyor ki; ’başbakan pazarlık
yok, kendi bakanı pazarlık var’ diyor şeklinde çarpıtıyor"
dedi.
ŞEKER PİLİÇ’İN DURUMU
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Şeker Piliç’in
iflası ve Şeker Piliç işçilerinin CHP grubuna getirilmesini de
değerlendirdi. Çelik, işçilerin CHP grup toplantısına
getirilmesinin bir istismar amacıyla yapıldığını anlatarak, ’Şeker
Piliç, devletten alacağını alamadığı için battı’ şeklinde mesnetsiz
iddiaların ortaya atıldığını söyledi. Şeker Piliç’in 2011 yılında
bir yangın geçirdiğini ve 8 ay 10 gün üretim yapamadığın kaydeden
Çelik, daha sonra ise Şeker Piliç’in borcunun öz sermayesinden 10
kat fazla olduğu için bu noktaya geldiğini anlattı.
"Şeker Piliç’i şuanda belgelenmiş KDV alacağıyla ilgili olarak
Gelir İdaresi’ne ibraz edilmiş bir alacağı yok" diyen Çelik, Gelir
İdaresi’nin ise Şeker Piliç’e biran önce belgeleri ibraz ederek KDV
alacağını tahsil edebileceği yönünde bir açıklama yapıldığını
belirtti. Çelik, Şeker Piliç’in devletten alacağını alamadığı için
batmadığının da altını çizdi. Çelik, Şeker Piliç’in alacağını
alamadığı için battı yönündeki CHP’nin açıklamalarını da
eleştirerek, "Bu ayıp değil mi?" diye sordu.
Çelik ayrıca Kılıçdaroğlu’nun protestocularla ilgili sözlerini de
değerlendirerek, her protestocunun istediği yerde protesto
yapabileceğine yönelik muhalefetin açıklamalarına tepki gösterdi.
Çelik, "Kılıçdaroğlu CHP grup toplantısı sırasında bir CHP’ye
yönelikk protestoya izin verir mi?" diye sordu.
"YOLDA ARIZA OLURSA, ARIZAYI GİDERİR YOLA DEVAM EDERİZ"
Hüseyin Çelik, açıklamalarının ardından ise gazetecilerin
sorularını cevapladı. Çelik, bir gazetecinin terör örgütü PKK’nın
bugünden itibaren sınır dışına çıkacağını hatırlatarak bu konuyla
ilgili olarak kendilerine gelen yeni bir bilgi olup olmadığını
sorması üzerine, "Her şey devletin kontrolü altındadır. Devletin
kontrolü altında cereyan etmektedir" dedi.
Çözüm sürecinde yaşanacak bir aksama ihtimalini de değerlendiren
Çelik, "Yolda arızalar olursa, giderir yola devam edersiniz. Sizin
hedefe ulaşmak gibi kararlılığınız varsa bunu yapmak zorundasınız.
Birileri maraza çıkarabilir, birileri bazı arızalar çıkarabilir.
Farklı farklı konuşmalarla toplumun canı sıkılabilir ama eğer biz
bu konuda sabır göstermezsek, arızaları bertaraf ederek yolumuza
devam etmezsek Türkiye zarar eder. Bu meseleyi, ’ne aldılar ne
verdiler’ kim kaybetti kim kazandı’ meselesi olarak görürsek biz
millet olarak kaybederiz. Bu mesele, ’aldı verdi’ meselesi değil.
Biz Türkiye’nin demokratik atmosferini daha fazla oksijenle
doldurmak istiyoruz. Daha fazla, insan hakları, daha fazla düşünce
özgürlüğü olsun istiyoruz" şeklinde konuştu.
"TSK’NIN TAVRI BU ÜLKENİN TAVRINDAN FARKLI DEĞİL VE OLAMAZ"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, terör örgütü
PKK’nın çekilmesi sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tavrının
nasıl olacağına ve sıcak çatışma yaşanmaması için tedbir alınıp
alınmadığına dair bir soru üzerine şunları söyledi:
"Medyada bazı haritalar yayınlandı. Haritalar, saat gün vesaire
bunların hepsi uydurmadır. Kimse bunlara itibar etmesin. Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin tavrı, bu ülkenin genel tavrından farklı
değil ve olamaz. TSK bu milletin bir parçasıdır. Bu devletin bir
parçasıdır. Devlet, millet, milletin temsilcisi olan irade hangi
tavırdaysa, bu ülkenin ordusu ve güvenlik güçleri de o
tavırdadır.
’TSK’nın tavrı’ ifadesi, eskiyi çağrıştıran bir ifadedir.
Türkiye’de geçmişte ne olsa ’acaba Genelkurmay ne düşünüyor? acaba
paşalar bu meseleye nasıl bakıyor’ gibi bir alışkanlık vardı. Bu,
vesayet döneminden kalma bir alışkanlıktır. Bu vücut bir bütündür,
TSK da bu bütünün mütemmim cüzlerinden birisidir yani tamamlayıcı
unsurlarından olmazsa olmazlarından birisidir ama bütün bu vücudu
idare eden bir kafa, bir beyin vardır. O da milli iradeye dayalı
olarak icra eden Hükümet’tir, siyasi iradededir. Bunu herkesin
böyle bilmesi gerekiyor. ’Kara Kuvvetleri Komutanı acaba ne
düşünüyor? Acaba Jandarma Genel Komutanı’nın tavrı nedir?’ böyle
bir soru olabilir mi? Bir bütün olarak TSK’nın tavrı, bu milletin
tavrıdır, bu devletin tavrıdır çünkü TSK, bu milletin bağrından
çıkmış, bu milletin evlatlarından oluşan bir unsur. Geçmişte bu
mekanizmayı idare edenler yanlış yapmış olabilir ama bu kıyamete
kadar devam edecek anlamına gelmez."
(İHA)