Hüseyin Çelik AK Parti'ye küstü mü?
Abone olAK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik, 24 TV'de gündeme ilişkin Melik Yiğitel'in sorularını cevapladı.
AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik, uzun
bir aradan sonra ilk kez konuştu. Kobani'deki IŞİD kuşatması
bahanesiyle 6-7 Eylül'de yaşananlardan bir Kürt olarak utandığını
söyleyen Çelik, AK Parti'ye küstüğü iddialarına ise cevap
verdi.
AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik'in 24 TV
Ankara Müdürü Melik Yiğitel'in moderatörlüğünde yayınlanan Son
Baskı programına konuk oldu. Hüseyin Çelik Kobani olayları bahane
edilerek çıkartılan 6-7 ekim olaylarını değerlendirdi. İşte Hüseyin
Çelik'in açıklamalarından satırbaşları;
AK PARTİ BENİM EVİM
"Ben böyle bir şey söylemediğime göre başkası nasıl böyle bir
şey söyler ben anlamıyorum. Bazı gazetelerde bu tür
haberler çıktı. Bunlar temennilerini yazdılar. AK Parti
içinde bir çatlak fitne oluşturur muyuz amacındalar, bu tür
söylentiler tamamen asılsız. Burası benim evim. Partinin
iskelesini kuran isimlerden biriyim. Bir insan bir partide
kıyamete kadar aynı görevi yapacak diye bir kural yoktur. Neresi
icap ederse orada olacağız. Böyle bir dedikodu için savunma yapmayı
da abes buluyorum."
AK PARTİ İÇİNDE ÇÖZÜM SÜRECİNE İTİRAZ EDENLER VAR
MI?
"Ben de dahil olmak üzere bazı arkadaşların çözüm sürecinin
uygulanması esnasındaki bazı hassasiyetlerle ilgili bazı kaygıları
olabilir. Bunlar Afyon'da dile getirdi. Eğer PKK yol kesip
kimlik araması yapıyorsa, şantiye basıyorsa, küçük çocukları dağa
götürüyorsa, kendi çapında mahkeme kuruyorsa seçimler yönlendirecek
tehditler varsa bunu AK Partili vekilin de sorgulama hakkı var
benimde var sizin de var. Madem ki çözüm süreci var bu
süreç PKK'nın güçleneceği bir enstürman haline getirilemez. Çözüm
süreci hakkındaki Demokratik Açılım kitabını ben yazdım. Bu sürece
ben yada başka bir arkadaşım buna karşı olabilir mi? Çözüm
süreci bu memleketin olmazsa olmaz bir şeyidir. Kan
akmaması lazım, çocuklarımızın ölmemesi lazım, analarının
gözyaşlarının dinmesi lazım. Doksanlı yıllarda derin devletin
yaptığını şimdi PKK yapıyor. Çözüm sürecinde birinci madde
parmaklar tetikten çekilecekti. İkincisi silahlı militanların
ülkeyi terk etmesi gerekiyordu. Ama terk etmediler. Etmedilerse
burada bir yanlış var. Bunu sorgulamak herkesin hakkıdır.
BİR KÜRT OLARAK BU GÖRÜNTÜLERDEN
UTANDIM
Çözüm süreci var Bingöl'de emniyet müdürüne suikast
düzenlendi, Yüksekova'da üç asker sokak ortasında
şehit edildi, Diyarbakır'da asker bir astsubay şehit edildi.
Eğer siz bu konuda samimiyseniz bunlar olmaz. Yapılanlar
kabul edilemez. 6-7 Ekim tarihlerinde 13 -14 ilde HDP halkı
sokağa döktü. Baraj kapaklarını kontrolsüz şekilde açarsanız
bu su niye tahribat yapıyor deme hakkına sahip değilsiniz. Bunu
derseniz size gülerler, samimi olmadığınız ortaya çıkar. Kobani
söylemleriyle insanlara gaz verip sokağa çekiyorsunuz. Hükümet
Kobani'de Kürtlerin ölmesini istiyor diye bir izlenim vereceksiniz
ondan sonra da diyeceksiniz ki bunlar şiddete yöneldi
bankları yağmalayacaklar, bankaları yağmalayacak diyeceksiniz.
Şimdi şunu söyleyeyim bir Kürt olarak bu görüntülerden
utandım. Bütün dünyaya Kürtleri yakan, yıkan tahrip eden,
öldüren bir kitle olarak göstermeye kimin ne hakkı var?
HDP'nin böyle bir hakkı var mı? Böyle bir hakkı yok. İnsanları
öldüreceksiniz üstünden araba ile geçeceksiniz bu vahşeti
yeryüzünde kime izah edeceksiniz."