Hüseyin Çelik 13 yıl sonra itiraf etti! Biz 3 bakan...
Abone olHüseyin Çelik, resmi internet sitesi huseyincelik.net üzerinden bugün yayınladığı açıklamada, 1 Mart tezkeresine red oyu verdiğini ve bunu dönemin AK Parti Genel Başkanı olan Erdoğan'a açıkladığını söyledi.
Kültür ve Milli Eğitim Eski Bakanı Hüseyin Çelik, 1 Mart
tezkeresi öncesinde kendisiyle birlikte dönemin Başbakan Yardımcısı
Ertuğrul Yalçınbayır ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın ret oyu
vereceğini açıkladığını belirtti.
Çelik, tezkereye ret oyu vereceğini o dönem AK Parti Genel
Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da söylediğini
ifade etti.
Hüseyin Çelik, resmi internet sitesi huseyincelik.net üzerinden
bugün yayınladığı açıklamada, kamuoyunda 1 Mart tezkeresi olarak
bilinen, 25 Şubat 2003'te TBMM'ye sunulup genel kurulda reddedilen,
"Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi
ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için Hükümet'e
yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi" ile
ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Hüseyin Çelik'in yazısının satırbaşları
şöyle:
"...Evet, Irak Savaşı hiç bir haklı zemine dayanmayan kirli bir
savaştı ve Türkiye’nin de bu savaşa girmesi isteniyordu. Bu
hareketin arkasında NATO, AB ve BM Güvenlik Konseyi gibi
uluslararası kuruluşların hiç biri yoktu.
1 Mart Tezkeresi gündeme geldiği zaman ben, 58. Abdullah Gül Hükümeti’nde Kültür Bakanı idim. Bu konu, Bakanlar Kurulu’nda gündeme geldiğinde söz istedim. Sayın Gül’e, 'Sayın Başbakanım, uzak diyarlardan bir adam size gelse ve dese ki, ‘şu balkonunu kısa bir süreliğine yüksek bir fiyatla bana kiraya ver’. Siz soruyorsunuz ‘burada ne yapacaksın’ . Adam diyor ki ‘ben burada bir düzenek kuracağım ve senin kapı komşunu buradan vuracağım.’ Böyle bir durumda fiyat ne kadar yüksek olursa olsun, siz balkonunuzu bu adama verir misiniz?' diye sordum. “Ben şahsen vermem” dedim. Konuşmamın devamında bütün gerekçelerimi ortaya koyarak tezkereye evet oyu veremeyeceğimi söyledim. Benim dışımda iki bakan arkadaş da net bir biçimde böyle bir vebalin altına giremeyeceklerini söylediler."
'İSTİFA EDEBİLECEĞİMİ SÖYLEDİM'
"Sayın Gül, tezkerenin Meclis’e sevkinde tıkayıcı olmamamız
gerektiğini, iradenin esas sahibinin TBMM olduğunu söyledi. Biz de
hükümet tezkeresini imzalayarak Meclis’e sevkettik. Çünkü esas
tercihimizi orada yapacaktık. Ben, büyüklerimize tavrımın Parti’de
ve hükümette sıkıntı yaratması halinde bakanlıktan istifa
edebileceğimi söyledim."
"Başbakan Sayın Abdullah Gül olmakla beraber Parti’nin lideri Sayın
Recep Tayyip Erdoğan‘dı. O günün güdümlü yargısının verdiği çok
haksız bir kararla, başında bulunduğu Ak Parti, 3 Kasım 2002’de
yapılan seçimde 363 milletvekili alarak tek başına iktidara
gelmişti ama onun milletvekilliği engellenmişti. Sayın Gül’den
sonra, tezkere ile ilgili duruşumu Sayın Erdoğan’la da paylaşmamın
ahlâkî olacağını düşünerek Balgat’taki Genel Merkez’imize gittim ve
bir saat boyunca kendisine tezkerenin red edilmesi gerektiği
yönündeki görüşlerimi arz ettim. Sayın Cumhurbaşkanı’mız tezkerenin
kabul edilmesi gerektiği düşüncesindeydi."
'TÜRKİYE KİRLİ SAVAŞIN ORTAĞI OLMAKTAN
KURTULDU'
"Tezkere’nin oylanacağı günden bir gün önce Sayın Erdoğan, Siirt
seçimi için Siirt’e gitmek üzere havaalanı yolunda iken kendisini
telefonla aradım ve şunları söyledim, 'Efendim, ben oylama günü bir
program için Bursa’da olacağım.
Benim yerime oyumu kullanması için vekaletimi Başbakan
Yardımcısı Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’a bıraktım ve red oyu
vermesini rica ettim. Bunu bilmenizi isterim.”
"Benimle beraber Başbakan Yardımcısı Sayın Ertuğrul Yalçınbayır ve
Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın da red oyu vereceklerini açıkça
söylemişlerdi. Nitekim Tezkere 3 oy farkla red edildi. Başka bakan
arkadaşlardan da red oyu kullanmış olabilirler ama onlar oylarının
rengini açıklamamışlardı. Tezkerenin red edilmesi, hem TBMM’nin hem
de Hükümetimizin itibarını bütün dünyada zirveye çıkardı, hem de
Türkiye, haksız ve kirli bir savaşın ortağı veya payandası olmaktan
kurtuldu..."