Hüseyin Avni Mutlu'dan Hakan Fidan'a kumpas iddiası!
Abone olFETÖ'den tutuklanan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Hakan Fidan’ı hedef alan kumpasın başındaki ismi açıkladı.
Darbe girişimi soruşturmasında 9 gün gözaltında
kaldıktan sonra tutuklanan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni
Mutlu’nun mahkemedeki ifadesinin detayları ortaya
çıktı.
7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın terör örgütü KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrılmasını ‘kumpas’ olarak değerlendiren Mutlu, “Ben bu kumpasın başında Ali Fuat Yılmazer’in olduğunu biliyordum, zaten onu da görevden aldık” dedi.
Mutlu’nun ifadesi özetle şöyle:
BİR GECE ONAYIYLA ALDIK
Hatırladığım en önemli değişiklik orada bu kumpas girişiminin
başında İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ile ilgili
bir değişiklik yaptık. Bize söylenen bu kumpası yürüten kişinin Ali
Fuat Yılmazer olduğu bilgisiydi. Bu nedenle il müdür yardımcılığı
görevinden kendisini bir gece onayı ile aldık. Bunun ekinde de il
emniyet müdürümüz Hüseyin Çapkın’ı ekinde getirmiş olduğu bu
atamalara ilişkin oluru verdim. Ben bu kumpasın başında Ali Fuat
Yılmazer olduğunu biliyordum, zaten onu da görevden aldık.
17-25 ARALIK SORUŞTURMASI
Bana emniyette sorulan bu atamaların 17-25 Aralık kumpas soruşturma
dosyaları ile Selam Tevhid Kumpas soruşturmalarının devam etmesini
ve sızmamasının sağlanmasına yönelik olarak böyle bir kasıtla
hareket etmedim. Bu iddiayı kabul etmiyorum. Böyle bir kumpası
bilseydim, 17-25 Aralık hukuk darbesi ve Selam Tevhid
soruşturmalarını açığa çıkartmamak gibi bir amaçla yapıldığını
bilseydim zaten gereğini o vakit yapardım.
BÖYLE BİR ŞEYİ BEKLEMİYORDUM
17 Temmuz 2016’da açığa alındım. Açıkcası böyle bir şeyi hiçbir
zaman beklemiyordum. Çünkü açığa alınma gerekçemizi oluşturan suç
yapılanmaları ile hiçbir şekilde hayatım boyunca irtibatım
olmamıştır. Meslek hayatımı şerefle, bu devlete ve aziz millete,
onun birliğine, refahına, milli egemenliğimizin muhafazasına ve
ülkemizin yüksek idealine bağlı olarak yerine getirmeye çalıştım.
Merkez Valisi olduğum gün de en ufak bir yüksünme küsme
olmamıştır.
BİR TEK ÖNDERİM PEYGAMBERİMDİR
Soruşturulursunuz tekrar göreve iade edilirsiniz, bunların hepsini
memuriyet içerisinde kabul edebilirim. Ama 246 vatan evladının
şehadetine, 2 bin 500’e yakın insanımızın yaralanmasına ve milli
irademize silah çekilmesine sebebiyet veren ihtilal kalkışmasının
ardından iki gün sonra açığa alınmayı bin yıl ömrüm olsa bin yıl
boyunca reddederim. FETÖ terör örgütü ve bütün terör örgütleri ile
17 yaşımdan beri mücadele ediyorum. Bir tek cemaatim var ümmetim,
bir tek önderim var peygamberimdir. Bunun dışında önder ve cemaat
tanımam beni bu şerefsizlerin arkasında takıp cuntacılarla birlikte
yargılanmayı asla kabul etmiyorum.
BENİM KADAR NET DURUŞLU YOK
80 milyon vatan evladı 24 saat FETÖ terör örgütü diye bağırsa
başımı bir santim öne eğmem, bu leke de benim üstümde durmaz. FETÖ
terör örgütü ile diğer terör örgütlerini lanetliyorum. Ayrıca ben
darbenin olduğu gece Twitter hesabımdan darbeyi lanetlediğimi,
hukuk önünde hesap vermeleri gerektiğini, açık ve net bir şekilde
belirttim. Hiçbir kimse benim kadar net duruş sergilemiş midir,
mukayese edilmesini istiyorum.
SODES KAPSAMINDA ÖN İNCELEME
Diyarbakır’da görev yaptığım süre içinde FETÖ yapısıyla ilgili
hakkımda herhangi bir adli ve idari işlem yapılmadı. Herhangi bir
fezleke de düzenlenmemiştir. Ben İstanbul Valisi olduktan sonra
Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında, emniyet, öğrencilere
yönelik üniversiteye hazırlık eğitimi maksadıyla destek hakkında
bir ön inceleme yaptı. Ancak herhangi bir aykırılık tespit
edilemediğinden soruşturma tamamlandı.
ÖZTÜRK’Ü DİYARBAKIR’DAN TANIRIM
Cep telefonumda ‘Paşa Akın Öztürk’ olarak kayıtlı olan kişi Akın
Öztürk’tür (Darbe girişimi soruşturmasında tutuklanan eski Hava
Kuvvetleri Komutanı ve YAŞ üyesi). Diyarbakır Valisi olarak
2007-2010 yıllarında görev yaptım. Görev yaptığım bu sürede Akın
Öztürk Diyarbakır’da 2. Ana Jet Üs Komutanlığı’nı yürütüyordu. Bu
mesai vesilesiyle kendisini tanırım. Bunun dışında kendisi ile
cunta girişimi, ihtilal teşebbüsü konusunda hiçbir temas, ilgi,
irtibat söz konusu değildir.
PROF. SARAÇ’A GEÇMİŞ OLSUN DEDİM
(Darbe girişimi soruşturmasında tutuklanan Dicle Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç sorulunca) Açığa alındığını
duyunca geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bunun insani bir duruş
olarak değerlendiriyorum. Birlikte çalıştığımız ve tanıdığımız bir
insana geçmiş olsun dileklerimi iletmek FETÖ terör mensubiyeti
olarak nasıl değerlendiriliyor anlamış değilim. Dostlarımı aramak
terör örgütü mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu ülkede herkes
FETÖ terör örgütü mensubudur diye düşünüyorum.
DUMANLI’YI SERGİDE GÖRDÜM
Zaman gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’yı
Diyarbakır’da açtığı resim sergisinde ilk kez gördüm. İstanbul
Valisi olduğumda İstanbul’daki bütün gazetelerin, televizyonların,
internet sitelerinin sahip ve yönetimlerini tek tek ziyaret ettim.
Bunlar kayıtlarda vardır. Bu ziyaretlerim içerisinde Zaman
gazetesine de uğrayıp kendisiyle bir kez görüşmem vardır, bunun
haricinde Ekrem Dumanlı ile bir görüşmem yoktur.
GÜLEN'LE TELEFONDA KONUŞTUM
Fetullah Gülen ile yüzyüze bir görüşmem yoktur. Bir telefon
görüşmemiz vardır, şöyle vuku buldu: İstanbul Valiliğim dönemimde
ziyarete gelen şimdi tam hatırlayamadığım bir sivil toplum
kuruluşu, ABD’ye yakında gideceklerini ve orada bir geçmiş olsun
dileğinde bulunacaklarını ifade ettiler. O günlerde önemli bir
rahatsızlık geçirdiği hatta hastaneye kaldırıldığı konusunda çok
yoğun bilgi paylaşılmıştı. Beni ziyarete gelen kişiler hastalık
konusunda konuşuldu. Hasta olan kişiye geçmiş olsun dileğinde
bulunmak örf adetlerimizde var olan bir uygulamadır. Ben bu gaye
ile hareket ettim. Bir müddet sonra, ifademde de belirttim,
telefonumdan Zaman Gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı direkt
olarak kendisi çıkarak Amerika’dan aradığını ifade ettiler. ‘Sizin
geçmiş olsun dileklerinizde iletilmiş bu vesileyle Fetullah Gülen
de size bir teşekkür de bulunmak isterler’ diyerek telefonu
Fetullah Gülen’e vereceğini söyleyerek bir görüşme yaptırdılar.
Fetullah Gülen ile tek görüşmemiz budur. Çok kısadır, ‘Bana
göndermiş olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi aldım, teşekkür
ederim’ dedi. Bunun dışında görüşmede başkaca hiçbir husus
olmamıştır. Benim de bir talebim olmamıştır.
TWEET'LER ÇEVRECİ GENÇLEREYDİ
(Gezi eylemleri sırasında Twitter’da yaptığı paylaşımlar sorulunca)
Atmış olduğum tweet’ler bellidir. Hiçbir soruşturmaya da konu
olmamıştır. Bu tweet’ler Gezi’de eylemlere kalkışan radikal
gruplarla ilgili değil çevreci gençlere atılan bir tweet’tir. Bu
çevreci gençler içerisinde gerçekten olaylara katılmayanlar vardır
ve bu twet’ler de hiçbir olaya karışmayan gençlere yönelik
atılmıştır.