Hürriyet'ten Sabah'a sert Soma yanıtı
Abone olSoma maden faciası sonrası kılıçlar bir kez daha çekildi. Sabah'ın haberleri Hürriyet'in tepe ismi Berberoğlu'nu kızdırdı.
Sabah gazetesinin Soma'da yaşanan facia sonrasında Maden
Ocağı'nın sahibinin Koç ailesi ve Aydın Doğan tarafından
desteklendiğini, başta Hürriyet olmak üzere Doğan Grubu gazete ve
televizyonlarında maden sahibinin korunduğunu iddia etmesine yanıt
gecikmedi.
Sabah grubu Doğan medyasının acıları istismar ettiğini ve
Başbakan Erdoğan'ı hedef göstermekle suçluyordu.
Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Enis Berberoğlu,
gazetesinde Sabah'ın Hürriyet'i hasım seçtiğini, iftira attığını,
kendilerinin ise "Okuru aydınlatma yarışında havlu atanları
mesleki kıskançlık çukurunda" bırakacaklarını
yazdı.
HÜRRİYET'TEN TARAFSIZIZ İDDİASI
İşte Berberoğlu'nun "son sözüm budur" dediği o yanıt:
SOMA cehennemi bugüne kadar kader sandığımızın, kaçınılmaz
saydığımızın aslında bildiğimiz, tanıdığımız ihmalden ibaret
olduğunu gösterdi.
Bunu asla unutmayalım, devam edelim.
Medyanın hükümete yeminli muhalif bölümü faturayı
Başbakan’a çıkarıyor.
Hükümet medyası ise acılı insanlara ve protesto refleksine
karşı tahammülsüz hoyratlığı, eziyeti, hatta zulmü görmezden
geliyor. Bunu da bir tarafa yazalım, konuya girelim.
Takvim gazetesi, Aydın Doğan'ın gazetelerinin halkı tahrik yarışına soktuğunu yazdı. |
Sabah gazetesi bu koşullarda bile başkasını değil ve
fakat başta Hürriyet, Doğan Grubu’nu
hasım seçiyor, iftira atıyor.
Farkındasınız, sadece Türk basını değil, dünya medyası da Soma
fotoğrafları ile dolup taşıyor. Ama Sabah gazetesi birinci
sayfasına Onursal Başkanımız Aydın
Doğan’ın fotoğrafını basarak hangi akla veya mesleğe hizmet
ediyor, anlamak zor.
Yine de “Acaba neden?” diye kafa yormaya gerek
yok.
Çünkü mesele yayıncılık, çıkan haber
ve yorumlar veya ekrana taşınanlar değil.
Sabah gazetesi medya savaşı ile gündemi değiştirmek istiyor.
Tek başına bırakın gündem değiştirmeyi, gündem takibinden bile aciz
hale düştüğü için sağa sola sataşıyor, yardım arıyor.
BU OYUNA GELMEYECEĞİZ
Yardım etmeyeceğiz, bu oyuna gelmeyeceğiz. Medya savaşı
tuzağına daha önce de düşmedik, bugün de düşmeyeceğiz.
Okuru aydınlatma yarışında havlu atanları mesleki kıskançlık
çukurunda yalnız bırakacağız.
Bunu da bilsinler diyelim, gülünç iddialarına değinelim.
Sabah iddia ediyor ki, “Hürriyet, Soma’daki maden sahibini
koruyor”.
“El insaf” diyoruz ey kıymetli okur...
BENİM MADENİMDE BU KAZA YAŞANSA İNTİHAR
EDERDİM
Soma’nın ilk gününde, saatlerinde kıdemli yazar ve muhabirlerini
alana yollayan Hürriyet gazetesidir... “Benim madenimde bu
kaza yaşansa intihar ederdim” başlığını atan Hürriyet
yazarıdır. “Madem teknolojin yüksekti bu ölümler
neden?” diye hesap soran bir diğer Hürriyet yazarıdır.
Madende neden kaçış odası olmadığını inceleyen, yanmaz denilen
kabloların alev aldığını yazan, yanlış havalandırma ve kaçak işçi
haberleri ile gündem yaratan yine Hürriyet gazetesidir.
Burada soluklanalım, işin özüne gelelim.
Peki, o zaman, ne istiyorlar bizden de
yapmıyoruz?
Polis, savcı, jüri, hâkim ve aynı zamanda cellat olmamızı
bekliyorlar.
Peşinen söyleyeyim, olmayacağız. Darağacı kurmayacağız...
Elimizde yağlı ilmik siyasetçinin, bürokratın, işadamının peşinde
koşmayacağız.
Ama yine çok açık söylüyor ve yazıyorum.
Söz veriyorum ki bu işin peşini
bırakmayacağız.
Ve emin olun ki, gazetecilik heves ve sorumluluğu sınırlarında
kalacağız. Halkın doğru bilgi alma hakkına saygılı
davranacağız.
O yüzden başka tartışmaların zamanı şimdi
değil.
Bırakın acımızı yaşayalım, gürültü etmeyin.
Son sözüm budur!