Hürriyetin vahim hatası
Abone olFatih Çekirge yönetimindeki Hürriyet'im büyük hatasını eski Hürriyet'çi Murat Bardakçı yakaladı..
Hem de ne hata... Hal böyle olunca, Murat Bardakçı "Benim
bıraktığım Hürriyet'te böyle hata olmazdı" diyor haklı olarak.
Haklı olarak diyoruz çünkü, bir kılıç evet bir kılıç adı Zülfikar
olan bir kılıç, tarafından "günde üç kişinin kellesini uçuran bir
cellat" oldu.
Devamını biz değil, Murat Bardakçı anlatsın:
"Hürriyet’in internet sayfasının hemen tepesindeki “Zülfikar günde
3 kelle uçuruyordu” başlıklı haberde, “Dünyanın en ünlü cellâdı,
Osmanlı İmparatorlu döneminde yaşadı. Zülfikar adlı cellât günde
ortalama 3 kişinin başını uçuruyordu” deniyor. Sonra, “Zülfikar,
Osmanlı Padişahı Dördüncü Murad döneminde sadece 5 yıl içinde 5 bin
kişinin başını vurmuştu” diye yazılmış.
Hangi cellâttan bahsediyorsunuz beyler? “Zülfikar” cellâdın değil,
savaşlarda, bazen de idam cezasının infazında kullanılan, yani
mahkumun kellesini uçurmaya yarayan efsanevî kılıcın adıdır. Hattâ,
iki uçlu, çatal şeklindeki Zülfikar’ın Hazreti Ali’nin kılıcı
olduğuna inanılır ve Zülfikar bu yüzden edebiyatta ve tasavvufta
saygın bir kavram olarak geçer. Üstelik bu bilgi kırıntısı, bırakın
teknik eserleri, ortaokul öğrencileri için hazırlanmış Türkçe
sözlüklerde bile yazılıdır.
Dördüncü Murad döneminde beş yılda beş bin kişinin kellesini
uçurduğu şeklindeki şehir efsanesinin kahramanı olan cellâdın
adının doğrusu “Kara Ali”dir ve Hürriyet’in “cellât” zannettiği
Zülfikar, işte bu Kara Ali’nin infazda kullandığına inanılan
kılıcıdır!
Dolayısıyla, “Darağacı isimli cellât binlerce kişiyi
sallandırmıştı”, “Hazreti İsa’nın cellâdı Çarmıh Bey idi”, “Bay
Kurşun adındaki cellât mahkumların cezasını makineli tüfekle infaz
etti”, “İspanya’nın meşhur cellâdı Garot dün iki mahkumu boğdu”
yahut “Amerika’nın en meşhur cellâdı Elektrikli Sandalye
hatıralarını yayınladı” gibisinden cehalet dolu abukluklarla
Hürriyet’in “Zülfikar adlı cellât günde ortalama 3 kişinin başını
uçuruyordu” şeklindeki başlığı arasında hiç fark yoktur.
Hesaplamada yapılan hatayı, sayfaya “cellât” niyetine konan Enderun
Ağası çizimini ve Akdeniz Üniversitesi’nde bundan sadece birkaç
önce yaşanan “alnı Zülfikar’lı saldırgan” hadisesini bir tarafa
bırakalım... Bir gazetenin tıklanma hırsını bilgisizlikle biraraya
getiren internet sitesi şimdiye kadar eşine-örneğine rastlanmamış
büyüklükte bir hata yapıp okuyucusunu yanıltıyor ve yanlış
bilgilendirilen çok sayıda okuyucu da haberin hemen altında sıra
sıra tuhaf yorumlara girişiyor. Meselenin özeti, işte budur.
Haberi ve hemen altındaki yorumları okuyunca samimi söyleyeyim,
üzüldüm, hem de çok üzüldüm. Zira, benim bıraktığım Hürriyet’te
böyle hatalar olmazdı, en azından bana sorar, doğrusunu
öğrenirlerdi."