Hürriyet'in korkusu reklam pastası
Abone olSemerci, 20 milyon dolara, Sabah ve ATV'yi kiralamak isteyenlere de hangi Sabah'ı istediklerini soruyor.
Hürriyet'in, Sabah ve ATV'ye yönelik haberlerine birçok yazar
gibi tepki gösteren Yavuz Semerci, olumsuz yaklaşımların altında
reklam pastasının yattığını yazdı.
İşte Yavuz Semerci'nin yazısı:
Doğan Grubu'nun kaybı 500 milyon doları bulur
mu!
Sabah ve ATV'nin yayın hayatına devam etmesi kime ne
kaybettirmiştir?
Sorunun yanıtı, reklam pazarındaki gelişmelerde gizli.
Pazarda iki büyük kuruluş var. Biri Doğan Grubu. Grup, CNN Türk,
Kanal D, Milliyet, Hürriyet, Radikal, Posta gibi yayınlarla pazarın
yüzde 40'nı kontrol ediyor. Yüzde 40 ne demek?
Örneğin 2004 yılında reklam sektörü 1 milyar dolarlık büyüklüğe
ulaşacak. Doğan Grubu, bu yıl 400 milyon dolarlık gelir beklentisi
içinde.
Diğer büyük oyuncu ise, "battı, batacak" denilen Sabah ve atv'nin
de yer aldığı Merkez Grubu. Pazardaki payı ise her geçen gün
artıyor. 2004 yılında yüzde 26-30 arasında bir büyüklüğe
ulaşacak.
Şimdi biraz geçmişi hatırlatmalıyım.
Etibank'a el konulması üzerine, bu bankaya tek kuruş kredi borcu
olmayan Sabah çok kötü günler yaşamıştı. Buna en iyi tanıklık
edebilecek gazetecilerden biriyim. Yanlış hatırlamıyorsam, 4 Ocak
2001 tarihinde Dinç Bilgin ile Aydın Doğan arasında yapılan
protokol gereği, bu gazetenin yönetimi Doğan Grubu'na geçmişti. O
dönem Avrupa Sabah kapatıldı. Avrupa Sabah isim hakkı Aydın
Doğan'ın oldu. Sabah Gazetesi'nin dağıtım şirketi kapatıldı,
dağıtım işini Doğan üstlendi. Bölge ilaveleri ile iyi reklam alan
Sabah İstanbul ve İşte İnsan kapatıldı.
Doğan Grubu, günlük tirajı 200 binlere düşmüş Sabah'ı Ağustos
2002'de terk etti. 1 Ekim 2002'de ise Merkez Grubu binaya girdi.
(Merkez Grubu, o dönmeden kalma 50 trilyon liralık vergi ve SSK
borcunun 15 trilyon lirasını ödediğini ve geri kalanlarında takside
bağlandığını daha önce açıklamıştı.)
Tahmin edeceğiniz gibi Sabah ve ATV, güçsüz kaldığı 2001, 2002
yıllarında reklam pazarındaki yerini de kaybetti. Örneğin 2000
yılında pazardaki payı yüzde 29 olan Sabah ve ATV'nin payı 2001'de
yüzde 20'ye 2002'de ise yüzde 19'a geriledi. Doğan Grubu'nun ise
yüzde 40'lardan yüzde 50'lere tırmandı. Bahsettiğim yıllarda reklam
harcamalarının 500 milyon dolar civarına düştüğünü de
hatırlatayım.
O günlerde, pek çok insana göre Sabah ve ATV batıyordu.
Öyle bir hava yaşanıyordu ki Doğan'ın desteğini alan bazı yazar ve
yönetici arkadaşımız gazeteyi terk ederek Vatan'ı kurdu. Vatan,
reklam kampanyasında "adres değişikliği" sloganını kullanıyordu. Bu
vurgu bana Sabah'ın ölümünü hatırlatıyordu. Garip ama Vatan
jirajının önemli bölümünü Doğan gazetelerinden aldı. Ama beklenen
ve arzulanan dilek gerçekleşmedi. Sabah ve atv'nin batışıyla pazar
payını artırmayı umanlar yanıldı.
2003 yılında 750 milyon dolarlara çıkan reklam pastasından Merkez
Grubu'nun aldığı pay yükselmeye, Doğan Grubu'nun ise gerileme
başladı. Sabah'ın ortalama günlük tirajı 400 binler civarına
çıktı.
Doğan Grubu'nun karşısında çok başarılı çalışan yeni bir dağıtım
şirketi kuruldu.
Hangi Sabah'ı istediniz?
Anlayacağınız bu yıl reklam pastasındaki yüzde 1'lik dilim 10
milyon doları ifade ediyor. Ve Doğan Grubu, Sabah ve atv batmadığı
için, son iki yılı hesaba bile katmıyorum, sadece bu yıl ve
önümüzdeki yıl 500 milyon dolar ciro kaybına uğrayacak. Daha
sonraki yıllarda "kârdan zararları" artarak devam edecek gibi
görünüyor.
Ayrıca, Sabah'ın büyümesi, kamunun aleyhine olabilir mi? Bu grup,
elde ettiği kârın yüzde 55'ini Fon'a verecek. Fon, kâr yoksa, bu
kez Merkez'in cirosunun yüzde 3'ünü alacak. Yıllık lisans bedeli
hiç bir şekilde 10 milyon doların altında olmayacak. Yani Merkez'in
pazar payını artırması kamunun aleyhine değil, lehine.
Bazı yazarlar, "20 milyon dolara, Sabah ve atv'yi ben kiralamak
istiyorum" diyor. Merak ediyorum. Hangi Sabah'ı istiyorlar?
Patronlarının kontrolündeyken küçülen, maaşları ödenmeyen Sabah'ı
mı, yoksa artık bazılarını korkutacak ölçüde büyüyen bizim Sabah'ı
mı?