Hürriyetin Ergenekon günahları
Abone olHürriyet'in darbe girişimlerinden haberi vardı. İddianın sahibi bir gazeteci... Koru, Hürriyet'in Ergenekon günahlarını anlattı!
Hürriyet'in Ergenekon hakkında bilgisi vardı. İddia
Yenişafak gazetesi yazarı Fehmi Koru'dan geldi.
Hürriyet'i ağır bir dille eleştiren Koru, Özkök'ü de
bazı bilgileri kamuoyundan saklamakla suçladı. İşte Koru'nun
Ergenekon iddiaları;
(...)Önceki gün, Oktay Ekşi, 'yargıya intikal etmiş konularda yazı
yazmama ve haber yayımlamama' erdeminden söz ederek kim olduğunu
bilmediğimiz birileriyle gölge boksu yapıyordu. Şu satırlar ona
ait: “Hürriyet'in 60 yılı bulan geçmişinde, bu temel inancımıza
aykırı tek satır yoktur. O nedenle burada yargı sürecini
etkileyecek yayın yapılmaz. Çünkü hukuka saygı onu gerektirir.”
Yazının çıktığı gün, 60 yıllık Hürriyet gazetesi, tutuklulardan
Sinan Aygün'ün sorgu hakimliğinde verdiği, “Ben esnaf sokağa
dökülsün istedim” ifadesini manşetine taşımıştı. Aynı haberi
tamamlayan başka sorgu ifadeleri daha yer alıyordu aynı günün
Hürriyet'inde.
Gazetenin yönetmeni belge peşinde
Gazetecilik heyecanı Hürriyet'e de yeni yeni avdet
ediyor. Gazetenin yönetmeni, dün, Ergenekon operasyonu
kapsamında gözaltına alınan yüksek rütbeli emekli askerlerin
arşivinden zihnindeki bir soruya cevap teşkil edecek bir belge
çıkmasını iştiyakla beklediğini yazabildi. Heyecan bütünüyle geri
döndüğünde, Hürriyet, yakın zamana kadar şikayetçi olduğu
uygulamayı yeniden başlatabilir. Başyazarının böbürlenmesine
aldanmayın, Emniyet ve Savcılık sorgulamalarında alınan
ifadelerin habere ve oradan da yoruma dönüştürülmesinin
şampiyonluğu Türk medyasında Hürriyet'e aittir.
Hürriyet ağız değiştirdi
(...) Unutmayalım: 2003 ve 2004 yıllarındaki darbe girişimlerinin
boşa çıkartılmasında, o günlerde darbecilere pek yüz vermediği
şimdilerde anlaşılan o medya grubunun da kısmi katkıları olmuştu.
2007 Nisan ayından bu yana farklı bir tavır sergiliyor grup.
Bir de yavuz hırsızlığa soyunup, “Madem Hilmi Özkök, Tayyip Erdoğan
ve Abdullah Gül darbe hazırlıklarından haberdardı, neden suç
duyurusunda bulunmadı, darbecilerin peşine düşmediler?” diye
sormaları yok mu?
O dönemdeki darbe girişimlerinden kendileri de haberdardı,
ama yazmadılar.
Düşünün: Gazetenin başyazarı geçmişte sorguda alınan
ifadelerle yüzlerce kez manşet kotardıklarını unutmuş, Ergenekon'la
birlikte başlayan sessiz kalma uygulamasını 'medya etiğine
bağlılık' olarak sunma gayretinde; aynı gün onun bu kendi kendini
övme girişimini boşa çıkartan bir manşet atabiliyor yayın
yönetmeni. Kısa süre öncesine kadar başyazarını aratmayacak
self-övgülerle okur karşısına çıkan aynı yayın yönetmeni,
kendisiyle çelişmeyi de göze alarak, bavulda belge arıyor
şimdilerde...
Ne yaman çelişkidir bunlar...