Hürriyet, Milliyet'in haberini yalanladı
Abone olHürriyet, çarşaftaki kişinin erkek olmadığını iddia ediyor ama Milliyet'in haberini de net bir şekilde yalanlıyor..
İşte Hürriyet'in haberi: Göbeği açık diye Hülya Keskin’i içeri
almayan Gaziantep Öğretmenevi’ne girerken görüntülenen çarşaflı
kadın, Hürriyet’e konuştu. Kızının nişanı için Gaziantep’e
gittiğini belirten H.B., ‘Alışverişe çıkarken kestirme diye
öğretmenevinin bahçesinden geçtik. Kimse bizi durdurmadı’ dedi.
Günlerdir bütün Türkiye’yi meşgul eden Gaziantep Öğretmenevi
olayında düğüm çözüldü. Göbeği açık olduğu gerekçesiyle içeri
alınmayan Hülya Keskin’i görüntüleyen gazetecilerin objektifine
takılan ‘çarşaflı kadın’ın erkek olmadığına artık eminim. Her ne
kadar bazı medya kuruluşları ‘Çarşaflı kadın değil, erkekti’,
‘Haberi yapan muhabirler arkadaşlarına çarşaf giydirdi, içeri
soktu’ senaryoları yapsalar da o bir kadın! Onu gördüm ve konuştum.
Gazeteleri görünce korkmuş. Nasıl korkmaz? Hayatında ilk kez
gazetelere, televizyonlara konu oluyor. Benimle telefonla
konuşurken hala tedirginliğini üzerinden atamamıştı: ‘Evet,
gazetelerdeki çarşaflı kadın benim. Ama bu konuda konuşmak
istemiyorum.’ Ben de onu Gaziantep yerine Ankara’da bulmaktan ötürü
şaşkınlık yaşıyordum. NİŞAN İÇİN GİTTİM - Herkes sizi Antep’te
sanıyor? Ne için oradaydınız? Kızımın nişanı için oradaydık. Nişan
çarşısına gidiyorduk, yanımda damadın yakınları vardı. Burası
kestirme dediler, oradan geçtik. Bahçenin bir ucundan girdik öbür
ucundan çıktık. Flaşlar patladı ama benimle ilgisi olmadığını
düşündüm. Konuşmanın ardından bu kez başka bir telaşa kapıldı. ’Ya
şimdi gazeteciler kapıma gelirse?’ Bu kez ev adresini ve adını
yazmama sözü vererek ikna edebildik korkacak birşey olmadığına.
Sadece isminin baş harflerini yazacağımı söyledim; gönülsüz de olsa
kabul etti. İki saat kadar sonra Batıkent’te bir arkadaşının evinde
biraraya geldik. Yüzü yine kapalıydı, elleriyle ağzını da
kapatıyor, sadece gözleri görünüyordu. Kendisi gibi çarşaflı bir
kadın eşlik ediyordu. Tokalaşıp, tanışmanın hemen ardından H.B.
yerine arkadaşı çıkıştı bana: ‘Bunları niye haber yapıyorsunuzki,
başka konu mu kalmadı?’ Sabırla anlattım bu haberin önemini. Hemen
ardından onunla vakit yitirmeden teybimi açıp yine H.B’ye döndüm.
Teybi görünce biraz daha tedirgin oldu: REKLAM FİLMİ SANDIK -
Gaziantep’ten yeni döndünüz herhalde? Gittik geldik. Gezmeye
gitmiştik. - Siz öğretmenevinde kalmıyor muydunuz? İlgisi yok,
sadece oradan geçtik. Çarşıya gidiyorduk. ‘Burası kestirme’
dediler. - Fotoğraf çekildiğini fark ettiniz mi? Farkettik ama
bizimle ilgisi yok zannettik. Reklam filmi falan çekiyorlar
zannettik. - Kimlik soran, niye buradan geçiyorsunuz diyen olmadı
mı? Yok kimse bir şey sormadı. Orası park zaten herkes geçiyor.
İlerisi de otobüs durağı. O parkın öğretmenevine ait olduğunu bile
bilmiyorum. - Sizinle ilgili haberleri ne zaman gördünüz? Gazetede
çıktığını bile bilmiyorduk ki. Gaziantep’ten kızımın görümcesi
arayıp söyledi. FOTOĞRAF ÇEKTİRMEDİ Çarşafın altından spor
ayakkabısının görünmesinin ‘erkek’ olduğuna kanıt gösterildiğini
hatırlattım. İlk ve son kez o zaman güldü: ‘Kilolu olduğum için
rahat yürümek amacıyla spor ayakkabı giyiyorum.’ Fotoğraf
çekilmesine zinhar izin vermedi. 15 dakika kadar süren görüşme
boyunca çarşafını çıkarmamış; sadece yüzünü açmakla yetinmişti.
Yine yüzünü kapatıp evden ayrıldı.