Hürriyet ise dilekçe yazdı
Abone olAkşam gibi Hürriyet gazetesi de, bir mektupla iki grup arasındaki kavganın nedenlerini halka anlattı.
Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,
Sayın Başbakan, Sayın Ana Muhalefet Partisi Başkanı, sayın
milletvekilleri, Sevgili okurlar, Bugün, şu saatlerde Türkiye
Cumhuriyeti tarihinin en büyük soygunu gerçekleşiyor. Bu ülkenin,
bu halkın 5.5 milyar doları, bir daha geri gelmemek üzere batık bir
bankerin cebine konuyor. Hem de nasıl bir batık bankerin? Bundan 20
yıl önce de benzer suçlar işleyip yurtdışına kaçmış, devleti daha o
yıllarda yine milyonlarca dolar zarara uğratmış birinin. Yani,
bütün hayatı boyunca sicili hep kapkara kalmış bir kişinin. * * *
Yine bugün aynı saatlerde bir toplumsal dram yaşanıyor. Türkiye
Cumhuriyeti Devleti, ‘‘Param yok’’ diye, çocukları okullarına
taşıyacak araçlara ayrılan tahsisatı bütçesinden çıkarıyor.
Çocuklarını karda kışta tek başına bırakıyor. Çocuklardan esirgenen
para ne kadar mı? Batık bankerin cebine konan paranın otuzda biri
kadar. Bu ülkede neredeyse bütün yayın organları, küçük vergi
cezalarının affına bile karşı çıkıyor. Cumhurbaşkanı bu kanunu,
‘‘Vergisini düzenli ödeyen düzgün vatandaşlara karşı bir haksızlık
olur’’ gerekçesiyle geri gönderiyor. Devlet dairelerinde 100 milyon
liralık yolsuzlukların bile hesabı soruluyor. Ama kapalı kapılar
ardında, ne olduğunu bilmediğimiz pazarlıklarla, sicili malum batık
bir bankerin cebine konan 5.5 milyar dolara ses çıkarılamıyor. * *
* Kimse, ‘‘Bu kurullar bağımsız. Biz bir şey yapamıyoruz’’
gerekçesine sığınamaz. Bugün son imzaları atılacak olan anlaşma,
tarihimizin en büyük soygunudur. Soruyoruz. Bu toplumda hangi
siyasetçi, hangimiz bu tarihi sorumluluğun altından namusumuzla,
şerefimizle kalkabiliriz? Lütfen, bu ülkeyi, ‘‘Yabancılar ulusal
şirketlerimizi batırmak istiyor’’ demagojisine köle etmeyin. Bu
ülkede milli müesseselerin soygun yapma, banka batırma, banka içi
boşaltma imtiyazı mı var? Lütfen, bütün hırsızların arkasına
sığındığı, ‘‘Medya savaşı’’ çarpıtmasına prim vermeyin.
Birilerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu soyguna el koyması
gerekir. Emin olun, bugünün siyasileri, bugünün devlet yetkilileri
bu soygunun hesabını sormazsa, ilerde kendileri bu sorumluluğun
altında ezilecektir. HÜRRİYET