Hürrem hastalığına dikkat
Abone olPsikolog Tülay Kök, tükenmişlik sendromuna çok yüksek sorumluluk taşıyan, zamana karşı yarışan kişilerin yakalandığını söyledi. <br/>Kök, ya...
Psikolog Tülay Kök, tükenmişlik sendromuna çok yüksek sorumluluk
taşıyan, zamana karşı yarışan kişilerin yakalandığını söyledi.
Kök, yaptığı açıklamada, Türkiye’de "Muhteşem Yüzyıl" dizisinde
"Hürrem Sultan" karakterini canlandıran Meryem Uzerli’nin
Türkiye’yi terk etmesiyle gündeme gelen tükenmişlik sendromunun
hastalığın isminden de anlaşılacağı gibi insanın ruhen bitmesi
tükenmesi anlamına geldiğini belirterek, "Hürrem olayı ile gündeme
geldiği için sanatçı şımarıklığı ya da kaprisi gibi algılansa da
aslında ciddi bir rahatsızlıktır. İnsan kendi ruhsal sınırlarının
bilincinde değilse ve yaşam farkındalığı düşükse limitlerini sonuna
kadar kullanır. Aslında insan bir günde tükenmez. Arabanızın
benzini nasıl ki bir anda bitmiyor, öncesinde sinyal veriyorsa,
ruhumuz tükenme sinyallerini bedenimiz aracılığıyla bize gönderir.
Örneğin bağışıklık sistemimiz zayıflar, daha sık hasta olur daha
zor iyileşiriz, kendimizi çok fazla yorgun, en sevdiklerimize karşı
bile tahammülsüz hisseder, kolay öfkeleneriz. Karar vermede güçlük
ve konsantrasyon bozukluğu yaşarız. Ufak tefek kazalar yaşar, basit
hatalar yaparız. Tepkilerimiz abartılı hale gelir" dedi.
Tükenmişlik sendromunun daha çok yüksek sorumluluk taşıyan, zamana
karşı yarışan kişilerin yakalandığına dikkat çeken Kök, şunları
kaydetti:
"Herkes tükenmişlik sendromuna yakalanabilir. Ancak özellikle
hizmet sektöründe çalışanlar, kuaför, garson, hostes, doktor,
hemşire, satış görevlisi, ev hanımı, müşteri temsilcisi, veznedar,
öğretmen, resepsiyonist, yönetici daha fazla risk altındadır. Çok
yüksek sorumluluk taşıyan kişiler, zamana karşı iş yetiştirmek
zorunda olanlar, performans baskısıyla iş üreten kişilerin taşıdığı
risk daha fazladır."
Kök, bu sektörde çalışan insanların sendromdan kurtulmanın yaşam
enerjilerini bilinçli kullanmasından geçtiğini ifade ederek, "Mola
zamanlarına ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız. Dinlenmek, sakin ve
boş kalmak, ara sıra işleri durdurmak ya da yavaşlatmak bazı
insanlara zaman kaybı gibi gelir. Güçlerini son damlasına kadar
kullanırlar. Bazı insanlar tükenme durumuna geldiklerinde bile
koşmaya devam etmek ister. Durmamız gereken yerde durmadığımızda
bilinçaltımız bize bir çelme takarak durdurur. Kendi
bilinçaltımızın çelmesi daha ziyade ciddi bir hastalık ya da kaza
kılığında gelebilir. Tükenmişlik durumuna gelmeden önce yaşadığımız
durumu fark edip gerekli önlemlerin almalıyız" diye konuştu.