Hülya Koçyiğit: Barış için zaman kaybetmeyelim”
Abone olAkil İnsanlar Marmara Bölge Heyeti’nden sanatçı Hülya Koçyiğit, “Barış süreci için çok geç kalındı. Bundan böyle zaman kaybetmeyelim. Bütün ...
Akil İnsanlar Marmara Bölge Heyeti’nden sanatçı Hülya Koçyiğit,
“Barış süreci için çok geç kalındı. Bundan böyle zaman
kaybetmeyelim. Bütün kalbimle dileğim budur” dedi.
Akil İnsanlar Marmara Bölge Heyeti’nden sanatçı Hülya Koçyiğit,
Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen “Anneler Günü”
programına konuk oldu. Burada annelere hitap eden Koçyiğit,
Gaziosmanpaşalı annelerin Anneler Günü’nü kutladı.
Konuşmasına bütün dünyada annelerin önemli bir yere sahip olduğunu
söyleyerek başlayan sanatçı Hülya Koçyiğit, “Cennet, anaların
ayakları altındadır. Bu yüzden anneler çok kutsaldır” diye konuştu.
“Aynı dinin mensuplarıyız” diyen Koçyiğit, annelere, her zaman
anaya- babaya değer vermiş ve saygı göstermiş bir dinin mensupları
olduklarını hatırlattı.
Türkiye’nin sorunlarına değinen Koçyiğit, “Türkiye’mizin en önemli
en can acıtan, ocaklar söndüren, kan akıtan 30 yıldır toplumsal
barışımızı zedeleyen, nicelerimize evlatsız bırakan, babasız
çocukların büyümesi kolay bir şey değil. Bu konuları konuşurken de
çok duygusallaşıyorum. İnşallah bundan sonra evlatlarını askere
göndermeye hazırlanan analarının huzurlu bir şekilde bekler” dedi.
Hülya Koçyiğit, daha sonra gittiği illerdeki annelerin anlattığı
hikayeleri annelerle paylaştı.
Türkiye’nin çok zor dönemden geçildiğini ifade eden Koçyiğit,
“İçinden geçtiğimiz şiddet yılları birçoğumuzda telafisi zor.
İyileşmesi zor acılar bıraktı. Şimdi artık bu dönemler birbirimizi
dinleyerek, anlamaya çalışarak, empati kurarak, düşünerek
yaralarımızı sarabiliriz” diye konuştu.
“TOPLUMSAL RESTORASYON DÖNEMİNE GİRDİĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUM”
Şiddetten en çok annelerin ve babaların etkilendiğini söyleyen
Koçyiğit sözlerine şöyle devam etti;
“Şiddetten ne yazık ki çocuklar ve anneler etkileniyor. Bu nedenle
toplumsal restorasyon dönemine girdiğimizi düşünüyorum. Ve
birbirimizi anlayalım, birbirimizle konuşalım. Kimseyi
ötekileştirmeyelim. Toplumun bu bölünmüşlük duygusunu tekrardan
tamir ve tedavi etmek için hep beraber bu sürecin başarılı bir
sonuç getirmesini ve ülkemizin esas beklenen hak, hukuk, demokrasi
taleplerini dile getirelim. Çünkü terör, 30 yıldır devam ediyor.
Barış süreci için çok geç kalındı. Bundan böyle zaman
kaybetmeyelim. Bütün kalbimle dileğim budur. Bunun için bu görevi
üstlendim.”
“BİZ KADINLAR, BU ÜLKENİN EŞİT VATANDAŞLARIYIZ”
Kadınların ülke yönetiminde söz sahibi olduğunu bunun için
kadınların her konuda kendisine güvenmesi gerektiğini dile getiren
Hülya Koçyiğit, “Ülkenin gidişatında bizde söz sahibiyiz. Bizler
inanmalıyız ve her yerde kendimizi göstermeliyiz. Biz bu ülkenin
eşit vatandaşıyız. Bu yüzden kendimizi iyi yetiştirmek zorundayız.
Özellikle kız çocuklarımızın yetişmesine eğitimine çok özen
göstermeliyiz. Kendim bir kız çocuk annesi olarak bunu yaşadım ve
diliyorum ki bütün kızlarımız toplumda eşit iş imkânı bulsunlar.
Gerçek kalkınma ancak bu şekilde mümkün olacaktır” dedi.
“TOPLUMUN ACILARI VARSA BUNLARI BEN BİREBİR YAŞIYORUM”
Daha sonra bir anne Koçyiğit’e niçin Akil İnsanlar grubuna
girdiğini sordu. Koçyiğit, “Bir sanatçı toplumun birer bir
aynasıdır. Ben 50 yıldır toplumun hikâyelerini anlatmaya
çalışıyorum. Toplumun sorunları acıları varsa onları ben birebir
yaşıyorum. Ve bir vatandaş olarak, bana bir sorumluluk verildiği
zaman hiçbir bahaneyle özellikle mevzubahis benim ülkemse, benim
ülkemde akan kansa terörse, terörün bitmesiyse elbette yüreklilikle
bir vatandaşlık görevi olarak elimi taşın altına seve seve koyarım.
Barışın tesis edilmesi için hepimiz bu yürekle olması gerektiğine
inanıyorum” diye cevap verdi.
Türkiye’de kadının en önemli sorununun ekonomi olduğunu belirten
Koçyiğit, “Öncelikle kadının kendisini bir insan hissedebilmesi
için mutlaka kendi ayakları üzerinde durabilmesi kendi geleceğini
hazırlayabilmesi gerekir. Bu yüzden kadın kendi ekonomik
bağımsızlığını kazanmış olması gerekir. Birçok mutsuz yuvanın
devamını getiriyor. Bunun sonucunda da şiddet ortaya çıkıyor. Rol
model olarak gördüğü anneler, babalar ve ağabeyler onların
geleceğini çok etkiliyor. Sonuç olarak her şey eğitimden geçiyor”
diye konuştu.
“DÜNYANIN BİRÇOK ÜLKELERİNDE İÇ ÇATIŞMA VAR”
Bir anne, annelerin akil insan konusunda yeteri kadar bilgisi
olmadığını söylemesi üzerin Koçyiğit, akil insanların neler
yaptığını, barış sürecinde neler yapması gerektiğini katılımcılara
anlattı. Koçyiğit sözlerine şöyle sürdürdü:
“Sadece bizim ülkemizde iç çatışmalar yok. Dünyanın birçok
ülkelerinde iç çatışmalar var. Akil insanlarda çatışan gruplar
arasında bir nevi arabuluculuk, bir nevi iki tarafın birbiriyle
anlaşabilmesi, bir konuyu tartışabilmesi için aracı olan grup
olarak işe yarıyor. Daha öncede denenmişti birçok ülkede ancak bu
heyetin ismi akil insan olmalı mıydı? Bilemiyorum. Çünkü biz böyle
bir görev üstlenmedik. Bizim üstlendiğimiz barışa giden yolda bir
çözüm dönemi yaşanıyor. Bu yaşanan dönemde halk ne diyor? Ne
hissediyor? Bu yaşanan dönemde ne gibi korkular veya ne gibi
katkılar var. Bu nedenle ülkemizde çok acı çeken insanlar var.
Sadece bu kadar da değil insanlar, hayat hikâyelerini anlattığı
zaman sadece terör sorunu olmadığını anlıyoruz. Birçok insan
kendisini ötelenmiş, örselenmiş ve reddedilmiş, yok olduklarını
söylüyorlar. Bizim görevimiz halkın konuşmasını sağlayabilmek.
Barış olacaksa bunu halk tesis edecek. Eğer halk barışa kendisini
hazır hissediyorsa ülkeye barış gelir. Bu yüzden bizler bir diyalog
kuran elçileriz.”
“ONLAR BOŞU BOŞUNA CANLARINI VERMEDİLER”
Türkiye’de ilk defa barış sürecini sağlamak için akil insanlar
heyetinin kurulduğunu ifade eden bir anne, Marmara Bölgesi’nde
yaşayan insanların en çok ne gibi sıkıntıları olduğunu sordu.
Koçyiğit, “Bazen ilkler özellikle de yanlış anlaşılırsa kırıcı
olabiliyor. Ama hiçbir şekilde önemli değil. Ben hiçbir şekilde
kırılmıyorum. Biliyorum ki ben çok hayırlı bir iş yapıyorum.
Sonunda er ya da geç bu ülkeye huzur gelecek. Bu nedenle inanarak
ve güvenerek bu işi yapıyorum. En çok sıkıntıların ülkemizin
bölünüp bölünmemesi konusu. 30 yılda 30 bin 40 bin ölüm olmuş
ülkemiz bölünmesin diye. Onlar boşu boşuna canlarını vermediler.
Onlar bize bunu halledin yeter dediler. Keşke bu süreç daha önce
olsaydı. Bugün bir fırsat var elimizde. Bu endişelerde unutulur
inşallah” şeklinde konuştu.
“ACILARIN ÜZERİNE YENİ BİR ŞEY İNŞA EDİLEMEZ”
Toplantıya katılan bir şehit yakınını "Ben bir şehit ablası olarak
akil insanların arkasında olduğunu söylüyorum. Benim isteğim hiç
bir anne ağlamasın, evlatlar babasız kalmasın" şeklindeki sözleri
üzerine Koçyiğit, ocaklara düşen ateşin bütün Türkiye’yi yaktığını
ve teröre artık herkesin birlikte yeter demesi gerektiğini
söyledi.
Koçyiğit, "Bu böyle devam edemez. Acı çeken tarafın Türkiye
olduğunu görüp, yine Türkiye’nin yarını için belki de
helalleşebiliriz. Belki kol kola girebiliriz. Biz bütünüz, biriz
ülkemizin geleceği için geriye dönmeyelim. Acıların üzerine yeni
bir şey inşa edilemez. Artık bunları birbirimize itiraf edelim.
Artık geleceğimizi konuşalım" dedi.
Barış süreci karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere
iktidarın çok kararlı olduğunun altını çizen Koçyiğit, “Umarım
diğer partilerde dilerim katkıda bulunurlar. Dilerim bütün ülkeye
mal olur. Sadece bir kısmın değil. Bütün emek verdiği sesini
duyurabildiği günleri yaşarız inşallah” dedi.
(İHA)