Hülya Alpin korktuğu an!

ZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER-ÖZEL

ANKARA- RTÜK toplantısında öyle bir olay yaşandı ki akıllara durgunluk verir. Dün bu olayı İNTERNETHABER’in özel haberi olarak yayınladık. Ve bugün olayın kahramanı RTÜK üyesi Hülya Alp ile o anları konuştuk.

Akman’ın tavrından dolayı son derece üzüntülü olduğunu belirten ve “bir özür beklediğini” ifade eden Hülya Alp ile İNTERNETHABER Ankara Temsilcisi Zübeyir Kındıra, konuştu:

ÇOK KÖTÜ OLDUM
KINDIRA: Uzun yıllar devlette görev yapmış biri olarak, daha önce böyle bir olay yaşadınız mı?
ALP: Bu Kurul’da elbette gergin ve tartışmalı ortamlar oldu, daha önce. Ama böyle bir olay hiç yaşanmadı. Ben olayı büyük bir şaşkınlık ve üzüntü ile yaşadım. Çok fena, çok kötü hissettim kendimi. Bakın TRT’de 28.5 yıl görev yaptım. Ama hayatımda böyle bir olayla karşılaşmadım. Karşılaşmadığım gibi böyle bir olayı ne duydum ne de gördüm. Devlet kurumlarında böyle bir olay yaşanabilir mi? Ne kadar ayıp! Kurumlarda olaylar, gerginlikler, anlaşmazlıklar olabilir. Ama bu kadar öfkelenme, saldırıya dönüştürme, aynı görevi yapan arkadaşlarına fiili saldırıda bulunma yaşanması olmaz.

KENDİNE HAKİM OLAMAYAN BİRİSİ
KINDIRA: Tartıştığınız konu çok mu kritik bir konuydu ki, böyle bir gerginliğe neden oldu?
ALP: Konunun kendisinden çok Sayın Akman’ın tavrı ile ilgili bir konu bu. Zahid beyin tansiyonu çok çabuk çıkıyor. Dışarıda halim selim bir tavrı olan biri gibi görünüyor. Ama aslında öyle değil. Kendi iradesinin hilafına bir şey duymaya, bir itirazla karşılaşmaya tahammül edemeyen bir yapısı var. Böyle bir durumda; o gün söylediği o kelimeleri hemen diline alan bir yapısı var. Tansiyonu çıkıyor, kendisine hakim olamayan biri…

HÜLYA ALP'İN ÇOK KORKTUĞU AN...
Diğer sayfada..

[PAGE]

TUTMASAM GÖGSÜME ÇARPACAKTI

KINDIRA: Sanıyorum olay fiili saldırı noktasına ulaşmadan, diğer üyeler tarafından engellendi…

ALP: Bakın aslında fiili saldırı oldu. Tutmasalardı, Sayın Dadak’a fiili saldırı haline dönüşecekti zaten. Geri dönerken de göğsüyle, göğsüme çarpacaktı. Ben bunu anladığım için elimi araya koydum. O zaman da bana hakaret etti, yine.. Öyle ‘çık dışarı’ demeler, ceket çıkartmalar; erkek jargonunda vardır. Bir bayana karşı ve bir devlet kurumunun resmi toplantısında olmaz. Bir gerginlik varsa, çık dışarı diye devam eder ve ceketler dışarıda çıkartılır. Toplantının içinde ceket çıkartmalar, el kol kaldırmalar, arbede çıkartmalar olmaz. Bunun affedilir bir yanı yok.

AİLEME ANLATMAKTA ZORLANDIM
KINDIRA: Ailenize anlattınız mı? Çocuklarınız ve eşiniz ne düşündü?
ALP: Açıkçası anlatamadım. Ancak yüzümden, moral bozukluğundan ve ses tonumdan anladılar, akşam. Ayrıntı vermeden olayı kabaca anlattım. Ancak bugüne kadar olduğu gibi gereken neyse benim yapacağımı bildikleri için bana desteklerini açıkladılar. Mücadele etmek, dayanmak gerek. Ben de bunu yapacağım ve ailem de benim yanımda; eşim de 32 yaşındaki oğlum da beni teselli ettiler, moral verdiler ve destek verdiler. Ama ayrıntıları siz yazana kadar bilmiyorlardı. Şimdi sizin haberiniz ile öğrendiler…

BAŞKAN DA ÜZGÜN AMA
KINDIRA: RTÜK Başkanı ve diğer üyeler de olaydan rahatsız bildiğim kadarıyla…
ALP: Elbette. Sayın Başkan, olaydan sonra ben toplantıyı terk edince, odama kadar geldi. Başkan yardımcısı ve diğer üyeler de… Üzüntülerini bildirdiler. Yalnızca kurumun yıpranmaması ve yeniden bu tür ‘sevimsiz bir olayla’ gündeme gelmemesi için basın toplantısı yapma kararımdan vazgeçmemi istediler. ‘Tabii, takdir sizin ancak basın toplantısı yapmazsanız memnun olurum. Ben bu konuyu bizzat bakana kendim anlatacağım. Zahid beyin bu tür davranışlarının Kurul’un insicamını bozduğunu, bakana bizzat ben anlatacağım. Tabii ki, siz de anlatabilirsiniz…” diye bize moral vermeye de çalıştı.

BÜLENT ARINÇ NE DEDİ
Sonraki sayfada..

[PAGE]

ARINÇ’A ŞİKAYET
KINDIRA: Sayın Bülent Arınç’a olayı aktardınız. Sayın Bakanın düşüncesi nedir?
ALP: Sayın Bakana olayı anlattım ve duyduğum üzüntüyü dile getirdim. Sayın Bakan da ‘üzüntü duyduğunu ve olayı esefle karşıladığını” belirtti. Bu konuda belki bir girişimde de bulunacaktır. Konuşmamız özel olduğu için ayrıntılarını veremeyeceğim ama ben Sayın Bakanın da bir şey yapabileceğini sanmıyorum. Çünkü RTÜK yasası hazırlanırken böyle bir durum öngörülmediği için müeyyidesi konulmamış, yasaya. Siyaset yapmama, finans işleri ile uğraşmama, hele ki, medya sektörü ile ilgili bir şirkette hissesi olmamak, yönetici olmamak gibi konular düşünülmüş. Tabii ki bu durumda Kurul toplanıp, kendi içinde bir karar alıyor. Yani üyelikten çıkartmayı da Kurul kararlaştırıyor. Bu durumda; üye dağılımı nedeniyle karar alınamıyor. Sayın Bakanın da bu nedenle yapabileceği çok şey yok…

BUNU KİMSE DÜŞÜNMEMİŞ Kİ...
KINDIRA: Ama yaptırım uygulayabilecek durumda olsa; sanıyorum bir girişimi olacak?
ALP: Yasa hazırlanırken böyle disiplin ile ilgili konular düşünülmemiş. Böyle bir olay olabileceğine ihtimal verilmemiş. Siz düşünebilir misiniz; görevi bir sektöre etik düzenleme yapmak olan bir kurulun toplantısında böyle etik olmayan bir olay yaşanacağını? Bakanın kendi tasarrufudur. Ben olayı aktardım. Bakanın bir girişimi olur mu bilemem… Ancak biliyorsunuz daha önce de Sayın Bakan girişimde bulunmuş ama Zahid bey, bakanı bir daha başkanlığa aday olmayacağını söyleyerek ikna etmişti.

HÜLYA ALP NEDEN "KURUL KİLİTLENİR" DEDİ VE BEKLENTİSİ NE?
.....

[PAGE]

ÖZÜR BEKLİYORUM
KINDIRA: Peki kimse bir şey yapmazsa sizin bir tavrınız olacak mı?
ALP: Şimdi öncelikle Zahid bey, başkanlıktan ayrılmış birisi olarak Kurul içinde hala kendi iradesini sürdürme niyetinde. Bu sorun da benden önce ve benden çok Kurul’un kendi sorunu. Bu konu çözülmeli. Ben ilk toplantıda bir özür bekleyeceğim. Mecburen toplantıya katılacağız ve yüz yüze geleceğiz. Bir özür beklediğimi dile getireceğim. Özür dileyeceğini sanmıyorum ama ben gündeme getireceğim… Özer dilemezse sonrasına bakacağım..

KURUL KİLİTLENİR
KINDIRA: Özür dilemezse nasıl bir arada çalışacaksınız?
ALP: Açıkçacı zor olacak. Birbirine küs olan kişiler yan yana, karşı karşıya çalışmak zorunda olacak. Böyle bir Kurul’da nasıl verimli bir çalışma beklenecek? Her toplantı gergin geçecek. Kim bilir belki daha vahim olaylar da yaşanacak belki. Bu koşullarda, çalışmak artık çok zor. Kurul çalışmaları kilitlenme noktasına gelmiştir.

KINDIRA: Teşekkür ediyorum. Geçmiş olsun!
ALP: Sağolun