Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Hak vaki olmadan Erdoğan’ın yerine geçecek kişiyi arıyorlar şimdi de.
“Erdoğan gitsin” diye her yola başvurdular.
Seçimle olmadı…
“Darbe” yoluna başvurdular olmadı.
“Hasta” dediler olmadı.
Umutlarını “büyük yangın”a bağlamışlardı ya da “büyük halk öfkesi”nin oluşmasına… yine olmadı.
“Ölsün” istemişlerdi hatırlayın!
2023’e şunun şurasında bir şey kalmadı.
Millet bir kez daha “Devam” derse, eyvah eyvah…
O yüzden bir şey olması gerek.
Yeni bir şey…
Can Ataklı müptezeline göre bir yol var aslında! Türkiye’nin Tayyip Erdoğan’dan kurtulması için “İç darbe”ye ihtiyaç varmış! “Tayyip Erdoğan giderse”nin arkasını “iç darbe”yi yapacak kişilerle doldurmuş.
AK Parti’yi, dört ayrı gruba ayırmış.
Binali Yıldırım- Fuat Oktay Grubu…
Mustafa Şen- Abdulhamit Gül Grubu…
Hulusi Akar- Hakan Fidan Grubu…
Ve Süleyman Soylu…
“İç darbe” konusunda Binali Yıldırın-Fuat Oktay ikilisine şans vermiyor.
Mustafa Şen - Abdulhamit Gül ikilisine de…
Hulusi Akar ve Hakan Fidan’ı çok güçlü görüyor.
Kolluk gücü varmış Akar-Fidan ikilisinin.
Peki ya Süleyman Soylu?
Onun da “polis gücü” varmış!
Ama…
”İç darbe”nin “polis gücü”yle yapılacağına ihtimal vermiyor. Yani askerle polisin karşı karşıya geleceğini öngörüyor. “Büyük yangınlar, büyük felaketler, büyük halk öfkesi” gibi…
“Büyük yangın” olmadı.
“Büyük deprem” tuttmadı.
“Sel felaketi” yine öyle…
“Büyük halk öfkesi” bunların bütün gayretlerine rağmen oluşmadı.
Tek bir yol kaldı geriye…
“İç darbe…”
Erdoğan gitsin diye…
“İç darbe” fitnesini yayıyor.
“Allah belanı versin” diyeceğim ama, bulmuş zaten belasını.
Zavallı bir halde.
Hulusi Akar ismi uzun zamandır “Darbe yapacak” fitnesi ile öne çıkarılıyor. “Erdoğan’ın Sisi’si olacak” diyenler de oldu.
Bir yıl önceydi sanırım.
Hulusi Akar’ı ziyarete gitmiştim.
“Sizin için Erdoğan’ın Sisi’si olacak diyorlar” dediğimde adeta çıldırdı ve 15 Temmuz gecesini hatırlattı.
“FETÖ önüme tüm imkânları sundu. Bu hainlerle işbirliği yapmadım diye beni boğuyorlardı. İp geçirdiler boynuma, “Ya darbenin başı olursun, ya da buracıkta ölürsün” dediler. Ben ölümü göze alıp, FETÖ’nün hain darbe girişimine ortak olmadım. Bu nasıl bir alçaklıktır, bu nasıl bir namussuzluktur ya… “
Hulusi Paşa, daha ağır ifadeler kullandı.
Çıldırdı dedim ya…
Bir yıl geçti aradan; yine aynı yalanlar, aynı iftiralar, aynı alçaklıklar tedavüle sokuluyor. Asker-Polis birbirini gırtlaklasın istiyorlar. Devletin başını diri diri mezara gömmek istiyorlar. Ülke için canla başla çalışan bakanları birbirine düşürmek istiyorlar.
Ve fakat…
Onlar da buradan da kendilerine ekmek çıkmayacağını biliyorlar.
Bildikleri halde havlamaya devam.
Hoşt!
CHP’lerin hepsi olmasa da, FETÖ demeye varmıyor bir çoğunun. CHP’li Zülfü Livaneli, CHP’li Can Ataklı… bir çoğu açık açık “FETÖ yok” diyor. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’a aldığı ırkçı kararı için kızıyoruz doğru. Ama Aynı Tanju Özcan’ı ben özellikle FETÖ konusundaki çıkışı konusunda alkışlıyorum.
Hiç lafını esirgemiyor, ağzına geleni söylüyor, Emre Uslu puştuna… hepsine dalıyor. Hızını alamıyor, FETÖ konusunda Amerika’yı hedef alıyor..
Hainlere meydan okuyor…
Boyun eğmiyor….
Bir şey daha yapıyor Tanju Özcan…
CHP’nin içindeki “Atatürk düşmanları”na da sallıyor.
Atatürk düşmanı ifadesi benim değil, Muharrem İnce söylemişti. Tanju Özcan İnce’nin o sözünü tekrarlıyor, “Atatürk’e kefere diyenler” diye de ekliyor.. Kim Mehmet Bekaroğlu? Kemal Kılıçdaroğlu’nun kadın kolu kontenjanından milletvekili yaptığı Bekaroğlu…
Ben size bir şey söyleyeyim mi?
Tanju Özcan’ın aldığı kararın uygulanabilirliği olmayacak. Ancak Suriye meselesi herhalde CHP’yi fena halde karıştıracak. Kılıçdaroğlu Tanju Özcan’dan farklı düşünmüyor Suriyeliler konusunda. Ama Özcan’ın CHP içindeki bazı isimlere çakması Kılıçdaroğlu’nun daha fazla tahammül edeceği bir şey değil..
Yani…
Tanju Özcan’a yol göründü gibi…
Muharrem İnce’nin ekibindeydi zaten, CHP olmaz Memleket olur. Tanju Özcan’ın da bu kadar rahat konuşmasının sebebi bu.
Abbas yolcu mu?
Bekleyip görelim.
Manavgat’ta eli silahlı iki ayı.
Terlik ve atlet üniformalı…
Yol kesip, kimlik kontrolü yapıyorlar. İki ayının yaptığı Almanya’da, Fransa’da… “Kürtleri Manavgat’a almıyorlar” propogandasına sebep oldu…
Milas’taki daha farklı biriydi.
Silahsız…
Kimlik soruyor, GBT için polis bekliyor. Aracını orta yere koymuş, trafik almış başını gidiyor, oradaki insanlar isyan ediyor. I ıh, açmıyor yolu, gelin peşimden hepinize GBT yaptıracağım diyor.
Kim bunlar peki?
Milletin canı burnunda, kimi ailesini, kimi evini kaybetmiş. Çıksa biri, bu denyoya kurşun yağdırsa kim suçu olacak?
Şüplelenmişmiş!
Sen polis misin, jandarma mısın?
Kimsin sen?
Bir soru daha…
Bu ülkenin elinde polis mi kalmadı, yoksa jandarma mı?