Hükümetten oraya kimse gitmemiş
Abone olİçişleri Bakanı Muammer Güler, PKK'nın serbest bıraktığı 8 kamu görevlisinin yurda girişlerine ilişkin açıklama yaptı.
İçişleri Bakanı Muammer Güler , terör örgütü tarafından kaçırılan kamu görevlilerini teslim almak üzere Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından herhangi bir heyetin teşkilinin söz konusu olmadığını bildirdi.
TBMM Genel Kurulu'nda, Ordu'nun büyükşehir belediyesi olmasını öngören ''13 İlde Büyükşehir Belediyesi ve 26 İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi''nin görüşmeleri sürüyor.
Teklifin tümü üzerinde MHP Grubu adına söz alan MHP Elazığ Milletvekili Mehmet Erdem, Ordu'nun büyükşehir belediyesi olmasına destek verdiklerini ancak ''büyükşehir yerine bütün şehir yapma mantığına karşı'' olduklarını söyledi.
Büyükşehir Kanunu'na ilişkin bazı eleştirilerini dile getiren Erdem, ''Elazığ'ı ve Sivas'ın büyükşehir olmamasının vebali büyüktür'' dedi.
CHP Ordu Milletvekili İdris Yıldız, CHP olarak bu teklifi desteklediklerini imza koyduklarını belirtti.
Ancak bazı çekincelerinin devam ettiğini ifade eden Yıldız, İstanbul'da yaşayan Ordulular'ın, büyükşehir olma yolunda önemli fedakarlıklar yaptığını kaydetti.
Ordu'nun nüfus olarak Trabzon'u geçtiğini ve Maliye'den daha fazla pay alacağını ifade eden Yıldız, kentin bazı sorunlarını dile getirdi.
HEYET SÖZKONUSU DEĞİL
İçişleri Bakanı Muammer Güler, milletvekillerinin, terör örgütü tarafından kaçırılan kamu görevlilerinin serbest bırakılmasına ilişkin soruları cevaplandırdı.
Güler, kaçırılan kamu görevlilerini teslim almak üzere, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından herhangi bir heyetin teşkilinin söz konusu olmadığını söyledi.
Güler, şöyle devam etti:
''Bir siyasi partiye mensup üç sayın milletvekilinin, bir vakfın ve bir sivil toplum örgütünün yetkilileri bu konuda kendileri inisiyatif kullanarak bu dönüşlerindeki sürece yardımcı olmaya çalışmışlardır. Devletin böyle bir heyet teşkili söz konusu değildir.
Yurda girişleri bir teslim şeklinde değil, yurda giriş yapma işlemleri şeklinde gerçekleşmiştir. Elbette ki beraberlerinde seyahat sağlayacak belge yoktu. Bunun için İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Şırnak Vali Vekili, Habur Mülki İdare Amiri, Silopi Kaymakamı, emniyet, jandarma, TSK yetkilileri, sağlık görevlileri ve yetkili cumhuriyet savcısı ve askeri savcının da bulunduğu bir heyet, bu giriş işlemleri ile ilgili bütün süreci takip etmişlerdir.
HERKES SORUMLULUK SERGİLESİN
Kaçırılan kamu görevlilerinin yurda dönmeleri ne kadar insani ise yurda dönmeleri için harcanan çabalar ne kadar insani ise yurt içinde kaçırılmış olmaları da o kadar hak ihlalidir, insani değildir, suçtur, özgürlük kısıtlamasıdır.
Bundan sonra terör eylemlerinin sonlandırılması, silahların bırakılması, silahlı mücadeleden vazgeçilmesi konusunda sağlanacak katkıların, çözüm sürecinde daha etkili olacağı konusunda burada özellikle belirtmek istiyorum. Çözüm sürecinin başarıya ulaşması, bütün memleketimiz için önemli olan bir konudur. Milli birlik ve kardeşlik projesi içerisinde, herkesi kucaklayacak yaklaşımla bu konu ele alınmalıdır. Herkes bu süreçte eylemleriyle, söylemleriyle bir sorumluluk sergilemek durumundadır.''