Hükümet'ten Kur'an Kursu resti
Abone olCumhurbaşkanı Sezer'le hükümet arasında gerilime neden olan kaçak Kur'an Kursu restleşmesinde son nokta. Adalet Komisyonu Sezer'in veto ettiği yasayı kabul etti.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye'de din eğitimi konusunda
boşluk olduğunu belirterek, Hükümet olarak bu konuda yapılacak
düzenleme konusunda herkesin katkısını beklediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2 maddesi bir kez daha
görüşülmek üzere Meclis'e geri gönderilen TCK'da değişiklik yapan
yasa, TBMM Adalet Komisyonu'nda aynen kabul edildi. Yasa üzerinde
konuşan CHP'li milletvekilleri, kanuna aykırı eğitim kurumu açan ve
çalıştıranlara verilecek cezanın indirilmesine karşı çıkarken, AK
Parti'li bazı milletvekilleri ise Cumhurbaşkanı Sezer'i eleştirdi.
CHP Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu, hangi ihtiyaca göre
kanuna aykırı eğitim kurumları konusunda değişiklik yapılması
gereğinin doğduğunu sordu. Ayvazoğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'in bu konudaki iade gerekçesinde hukuk literatürüne geçecek
bir değerlendirme yaptığını söyledi. ''Kanuna aykırı eğitim
kurumlarının kapatılmasından niye rahatsızsınız?'' diyen Ayvazoğlu,
Türkiye'de Kuran öğrenmek isteyenlerin Diyanet'e bağlı kurslarda bu
imkanı bulduğunu kaydetti. CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç,
Türkiye'de ihtiyaçtan fazla kuran kursu bulunduğunu ileri sürerek,
yasada yapılan değişikliğin rejim ve sistem dışı bazı odaklara
mesaj vermek amacı taşıdığını iddia etti. Türkiye'de işsizlik,
yoksulluk, yolsuzluk sorunu dururken AK Parti'nin eriyen gücü
karşısında elinde sadece Kuran kursları, imam hatip ve türban
malzemesi kaldığını öne süren Kılıç, iktidarın bunlarla puan
toplamak istediğini savundu. CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan,
yasasız eğitimi cezasız hale getirmenin Anayasa'yı ihlal anlamına
geldiğini savundu. Yapılan değişikliğin, ''radikal dinci çevrelere
selam vermek'' anlamı taşıdığını söyleyen Eraslan, Türkiye'nin,
''kan, ateş, yıkıntı içindeki İslam coğrafyasında en iyi durumdaki
ülke olduğunu'' belirtti. Orhan Eraslan, ''Bu kadar istismar
edilecek bir konuyu radikal gruplara hoş görünmek için
getirirseniz, Kızılay'ın göbeğinde ASALA'nın dersane açmasına engel
olamazsınız'' dedi. Eraslan, Türkiye'nin din eğitimi konusunda
sorunu bulunduğunu söylemenin ''iftira'' olduğunu kaydetti. Diyanet
İşleri Başkanlığı'nın rakamlarına göre Türkiye'de 7 bin 341 Kuran
kursundan 4 bin 300'ünün faaliyette olduğunu, geri kalanının
öğrencisi bulunmadığı için kapalı tutulduğunu belirten Eraslan,
''Eğer siz 'biz Diyanet'in öğrettiği dini kabul etmiyoruz'
diyorsanız, onu ayrıca tartışırız. Bu düzenlemeyi getirirseniz,
Kuran kursuna giden 12 yaşındaki kız çocuğuna 'sana nikah düşer'
denilerek tecavüz edilebilir'' dedi. CHP Artvin Milletvekili Yüksel
Çorbacıoğlu, kısa bir süre önce Ankara Sıhhiye'de bir grubun
''hilafet isteriz'' diye eylem yaptığını bildirerek, ''Böyle
giderse ne olur? Cumhuriyet'in başkentinin göbeğinde bu sloganları
atanların Meclis'te atamayacağını kim garanti edebilir? Bugün bu
maddeye çok daha fazla ihtiyaç var'' görüşünü savundu. ''TBMM'NİN
YETKİSİNE TECAVÜZDÜR'' AK Parti Çorum Milletvekili Muzaffer Külcü,
Cumhurbaşkanı Sezer'in yasayı geri gönderme gerekçesiyle ilgili
olarak, ''Bu gerekçe, Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin ötesinde,
kendisini TBMM'nin yerine koyarak bir fiilin nasıl suç
oluşturacağına ve buna hangi cezanın verileceğini tarif ediyor.
Sübjektif bir değerlendirmedir. Bu değerlendirmeyi TBMM'nin yetki
alanına tecavüz olarak görüyorum. Cumhurbaşkanı laikliğin her
ülkeye göre farklı olduğunu söylüyor. Bu doğru ve haklı değil''
dedi. CHP'nin konuyu Kuran kurslarına indirgediğini vurgulayan
Külcü, ''Varsayalım öyle... CHP, bundan niye rahatsız oluyor?
Siyaseti, milletin özgürlük alanının genişletmek, onların
beklentilerini karşılamak için yapmayacaksak niye yapalım? Biz
bugüne kadar popülizm yapmadık'' görüşünü ifade etti. ''AFFETTİĞİ
MAHKUM POLİSİ ÖLDÜRDÜ'' AK Parti Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu
da ''Cumhurbaşkanı Sezer'in gerekçesine ve CHP'li arkadaşların
konuşmasına bakınca, biz neler yapmışız? Hukuk devleti, eğitimin
birliği, laiklik, bilimsel ve çağdaş eğitimi ortadan kaldırmışız.
Eğer bunlar doğruysa bırakın 1 yıla kadar cezayı, kaldırdığımız
idam cezasını uygulamamız gerekir. Bence konu abartılıyor. 6 ay
ceza verilince laiklik kurtuluyor, 5 ay verilince tehlikeye mi
düşüyor? Bu ülkede kutsal kitabı dini öğretiyor diye kimse
cezalandırılamaz'' diye konuştu. Kutlu, 3 bin 40 Kuran kursunun
öğrencisi olmadığı için faaliyet gösteremediğiyle ilgili olarak,
''Belli okullardan çıkanların sakıncalı gösterildiği bir ülkede,
Kuran kurslarına ya da imam hatip okullarına tabi giden olmaz''
görüşünü savundu. Cumhurbaşkanı'nın mahkumları affı konusundaki
tavrını eleştiren Kutlu, ''Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı'nın
affettiği bir mahkum, bir polisin öldürülmesi olayına karıştı.
Sayın Cumhurbaşkanı yetkisini kullandı. Bu ilk örnek değil, daha
önce de onlarcası oldu. Ama affettiği mahkum bir polisi
öldürüyorsa, sayın Cumhurbaşkanı'nın nerede hata yaptığını, kimin
kendisine hata yaptırdığını düşünmeli'' diye konuştu. AK Parti
Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, TCK'da böyle bir düzenleme
olmaması gerektiğini belirterek, ''Bir eğitim kurumu kanuna aykırı
diye suç sayan başka ülke var mı?'' diye sordu. ''KANUNA AYKIRI
EĞİTİM KURUMU SUÇ OLMAKTAN ÇIKMIYOR'' Adalet Bakanı Cemil Çiçek,
milletvekillerinin eleştirilerine yanıt verirken, Cumhurbaşkanlığı
makamına saygı duyulması gerektiğini, ancak bu makamda oturan
kişinin görüşlerine uyulması gibi bir zorunluluk olmadığını
söyledi. Meclis'in herhangi bir konuyu suç sayıp buna ceza
belirleyebileceğine işaret eden Çiçek, ''Biz de öyle yaptık. Bu
işin tabiatı gereğidir. Kanuna aykırı eğitim kurumları suç olmaktan
çıkarılmıyor, suç miktarı değiştiriliyor. Bu da Meclis'in
takdiridir. İzinsiz eğitim kurumları kapatılacaktır. Türkiye'de 360
ayrı kurs var. Bunların tamamını MEB denetliyor'' dedi. Laikliğin
din aleyhtarlığı olmadığını vurgulayan Çiçek, Türkiye'de din
eğitimi konusunda boşluk olduğunu, ''bu boşluğun birileri
tarafından doldurulduğunu'' söyledi. ''Devlet olarak boşluk meydana
getiremeyiz'' diyen Çiçek, Türkiye'de din eğitiminin Diyanet İşleri
Başkanlığı eliyle yürütüldüğünü, bunun özel sebepleri olduğunu
vurguladı. Türkiye'de Diyanet'in kaldırılmasını isteyenlerin de
olduğuna işaret eden Çiçek, gerek Türkiye'deki camilerde gerekse
yurt dışı teşkilatta görev yapacak yeterli din personelinin
olmadığını söyledi. Bu konuda Diyanet'e kadro veren teklif üzerinde
''kıyamet koparıldığını'', arkasından yönetmelik değişikliğinin
tartışmalar üzerine askıya alındığına işaret eden Çiçek, şöyle
konuştu: ''Bu konudaki değişiklikler yapılmadı ve kamuoyunda AK
Parti'nin geri adımları olarak takdim edildi. Mevcut yasal
düzenlemelere göre 15 yaşından küçük biri Diyanet'in yaz Kuran
kurslarına gidemez. Din eğitimi konusundaki yoğun talep ise yaş
konusundadır. Ben 28 Şubat sürecine girilirken ANAP grubunda çıkıp
konuştum; vatandaşa şehir şebekesinden klorlu su vermezseniz, 'niye
koli basili olan suyu içiyorsun' diye sorma hakkınız olmaz.''
Çiçek, kanuna aykırı eğitim kurumları konusundaki yapılacak
düzenlemenin de din eğitimi konusundaki boşluğu dolduramayacağına
işaret ederek, mutlaka bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.
Bu maddede hapis cezasının 3-5 yıla çıkarılmasının da sorunu
çözmeyeceğini belirten Çiçek, CHP ve AK Parti'nin işbirliği içinde
bir düzenleme yapmasının Türkiye açısından yararlı olacağını ifade
etti. Çiçek, ''Emin olun bu konu, TBMM'yi olağanüstü toplanmaya
çağırmamıza bile değer. Hükümet olarak bu konuda herkesin katkısını
bekliyoruz.'' Madde üzerinde uzun süren tartışmaların ardından yasa
aynen kabul edildi.