Hükümetten bir ilk daha
Abone olDarbe tartışmaları sürerken hükümet önemli bir adım atıyor. Polis ve askere denetim geliyor. İpuçlarını Atalay verdi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Cnn Türk'teki 'Tecrübe
Konuşuyor'da Hasan Cemal ve Cengiz Çandar'ın konuğu oldu. Bakan
Atalay, demokratik açılım başta olmak üzere, gündemdeki konularla
ilgili soruları yanıtladı ve önemli açıklamalarda bulundu.
Açılım konusunda iyimser olduğunu söyleyen ve iyimserlik
nedenlerini sıralayan Atalay, dağdan inişlerin süreceğini açıkladı.
İzmir'deki olayları değerlendiren Bakan Atalay, güvenlik güçlerinin
görevini yapacağını ancak DTP'nin de dikkatli olması ve
tahriklerden kaçınması gerektiğini vurguladı. Atalay, Tunceli'nin
Dersim olup olmayacağı konusuna da açıklık getirdi.
Asker ve polis bağımsız mekanizma tarafından
denetlenecek
Programın son bölümünde, önemli açıklamalar yapmak istediğini
söyleyen Atalay, polis ve askerin bağımsız bir mekanizma tarafından
denetlenebilmesi için çalışmalar yürüttüklerini açıkladı.
‘Güvenlik güçleriyle ilgili bağımsız denetim mekanızması
kurulacak’ diyen Atalay, Çandar ve Cemal’in soruları üzerine konuya
açıklık getirdi. Konunun sadece polisi değil, askeri de
kapsayacağını söyleyen Atalay, “Bir bağımsız denetim mekanızması
olacak, şikayetler oraya gelecek. Şimdi tabi bir şey olursa,
diyelim ki polisle ilgili bir şikayet geliyor. Bunu biz kendi idari
mekanizmamız içinde denetliyoruz, soruşturuyoruz, biz ciddiye
alıyoruz. Hemen açığa alıyoruz falan ama, şimdi bir de buna
bağımsız boyut geliyor” diyerek, bu konuda uluslararası standartta
bir çalışmanın içinde olduklarının ipuçlarını verdi.
İşte Atalay’ın önemli açıklamaları...
'HATALARIMIZ OLABİLİR'
H.C.: Talabani ile Gül bir sohbette konuşurken,
Talabani 'Dağdan inecekler de nereye gidecekler evlerine mi hapise
mi bu önemli' demiş. Gerçekten bu önemli sorun. Bu sorun Meclis'te
ele alınması da önemli bir dönüm noktası oldu. Siz gelinen noktayı
nasıl buluyorsunuz, iyimser misiniz?
B.A.: Hiç kötümser olmadım. Tabi bu konular her
ülkede zorlu olmuştur. Burada bizim kendimizden gelen hatalar
olabilir. Süreçte belli safhalarda bazı istenmeyen şeyler olabilir.
Ayrıntılarıyla olmasa da genel olarak bunun sıkıntılı olacağını
düşündük. İşin özünü kaybetmeden yürütmek zorundayız. Hele TBMM'de
bu şekilde görüşülmesi çok önemli. Bunun başından beri biz istedik.
hükümet olarak ve çok verimli oldu.
Ana muhalefet partisi liderinin konuşmasının analizi tartışılır ama
Meclis'te öze ilişkin açıklamalar yaptık.
'ÇALIŞMALARA 2007'DE BAŞLADIK'
C.Ç.: 29 Temmuz'da açıkladığınızda ilk adım 1 Ağustos'taki
Çalıştay'dı. Biz de vardık. Orada bir konsensüs oluşmuştu ama
herkes, 'bu mesele Meclis tarafından ele alınmalıdır' düşüncesinde
hemfikirdi. Bundan önce yani o açıklamadan önce bir çalışma olması
lazım. Önhazırlık içinde, size yöntem konusunda da eleştiriler de
geldi, önce partlerle görüşelim ya da daha sonra görüşsek gibi bir
takvim var mıydı kafanızda? Bir paket var mıydı?
B.A.: Aslında son bir kaç yıla bakarsak, 2007
seçimi öncesi bazı şeyler oldu. Seçim ortamında sınırötesi
tezkeresi ve K. Irak'a yönelik operasyon gündeme geldi. 2007 sonu
ve 2008 başında da terör olaylarıyla ilgili bazı gelişmeler oldu.
Sayın Başbakan'la birlikte toplantılar yaptık. Dağdan iniş nasıl
olur? Sırf bu çalışmaları yürütecek, İçişleri Bakanlığı'na bağlı
olarak yeni bir kuruluş oluşturulması konuşuldu. Terörle mücadeleyi
çok boyutlu yürütmenin yollarını arıyorduk, kuruluşlar için kanun
hazırladık, gönderdik Meclis'e ama ana muhalefet karşı çıktı ve
askıya alındı. Yani çok daha önce başladı bu çalışmalar. Açılım
için uzun soluklu çalışmalar yaptık. Bu yeni bir konu değil devlet
için ama son iki yılda daha fazla ele alındı. Aslında daha önce
ilki 2005 yılında Sayın Başbakan Diyarbakır'da yaptığı
konuşmadır.
DEVLET NE HATALAR YAPTI?
H.C.: Başbakan, devlet hatalar yaptı, dedi. Devlet ne
hatalar yaptı sizce? Devletin yaptığı hatalar olmasaydı Kürt sorunu
böyle yakıcı boyutlara gelmezdi. İlk kez Türkiye'de sizin
hükümetiniz siyasi risk aldı ve cesaret gösterdi. Geçmişteki
olaylardan ne tür dersler çıkarıldı ki bu noktaya gelindi?
B.A.: Belki bugüne kadar devletin yaptığı hata
aslında yapmadığı birşey. Bu konuyu iyi analiz ederek, bütün
taraflarıyla değerlendirilip bakmaması. Sizinle bir anımı paylaşmak
istiyorum konuyla ilgili olarak... Ben Sosyal Planlama Daire
Başkanı olmuştum. Saffet Arıkan beni davet etti. Önümüzde terör
sorunu var dedi. Yıl 1985'ti. Ne tavziye edersiniz dedi. Bölgeyi
iyi analiz edeceğiz, konuyu iyi değerlendireceğiz dedim.
H.C.: 20 yıl geçmiş üzerinden... Analiz
edilmiştir.
B.A.: İyi analiz edilmedi. Anlaşılamadı. Basit bir
güvenlik olayı olarak görenler oldu. Üzerine gidilmeliydi
gidilmedi. Rahmetli Özal'ın da çalışmaları vardı ama engellendi bir
şekilde. O zaman etnik kimlik bilincinin bu kadar gelişmediği
dönemlerdi. Şimdi daha zor.
H.C.: O zaman da bastırılmış kimlik vardı.
B.A.: Biz bunu iyi ki gündemimize aldık.
Dinledikçe, yaşadıkça sorunun süreç içinde mutlaka çözülmesi
gerektiğine inandım.
'PARTİMİZ AÇILIMI DESTEKLİYOR'
H.C.: İyimserlik hangi noktalardan kaynaklanıyor?
B.A.: Kızılcahamam'da bunların hepsini
değerlendirdik. Kararlı bir Başbakan var.
H.C.: Geri dönüş yok yani?
B.A.: Arkadaşlarımızla bu konuyu görüştük, konuyu
bütün ayrıntılarıyla anlattım. Grubun bu konuyu sahiplenmesini
gördüm. Öneriler, eleştiriler, teklifler oldu. Partimiz açılımı
sahipleniyor. Bir iyimserlik daha söyleyeceğim. Türkiye ve
toplumumuz özgüvenle bu konuyu konuşuyor.
'GEREKSİZ SLOGANLARDAN KAÇINILMALI'
İzmir'deki olayı Kızılcahamam'da duyduk ve çok yakından takip
ettim. Hepsi tespitli. Hukuksuz hiçbir davranış cezasız kalmaz. DTP
siyasi partidir, parti çalışmalarını yapacaklar ama hem bu süreçle
ilgili hem de kendi programlarda çok dikkatli olmalı.Gereksiz
sloganlar, posterlerden kaçınılmalı. Tahrik olmamalı.Bu saldırıları
meşru gösterme değil, güvenlik güçleri gerekli önlemleri
alacak.
C.Ç.: Toplumsal anlamda da iyimser misiniz, yoksa
kırılgan mı?
B.A.: Hayır onda da iyimserim. Vatandaşımız daha
ağıbaşlı düşünüyor. DTP'nin oluşturduğu görüntüler çok konuşuluyor.
Muhalefet, müsteşar gitti diyor. Hepsi yalan. Müsteşar orada
değildi. Bunları abartarak söylüyorlar. Toplumun kafa karışıklığı
yok. Bir de artık Türkiye eski Türkiye değil. Uluslararsı alanda
güçlü bir ülke. Terör artık o kadar destek görmiyor. Bu konuda
sınırsız destek veriyor komşu ilkeler ve bazı Avrupa ülkeleri.
TUNCELİ DERSİM OLACAK MI?
B.A.: Yerleşim yerlerini isim değişikliğinde, il
ve ilçelerde isim değişikliği isteği olursa kararı Meclis veriri.
Köy ve beldelerde referandum yaplırı. Karar valiliğe gelir orada
onaylanır ve bakanlığımıza gelir. İsim değişikliği de oluyor zaten
bazen ama zorlama isim değişikliği pek uygun değil.
C.Ç.: Bu açılımda bölge halkı tarafından
algılanması için bir adım atılması gerekiyor. Böyle de bir altın
fırsat var. Başbakan bile Dersim diyor. Bu mümkün mü?
B.A.: Bu süreçte zorlamamalı kabul edilebilir
olmayanı... Kendi düşüncemdir. Bu süreçte illeri çok öncelikli
görmüyorum Meclis onayı gerektiği için... Zaten yaşayan isimler
var. Tahrik eden, toplumu rahatsız eden konuların üzerine
gidilmemeli.