Hükümetten 17 Aralık itirafı geldi
Abone olBaşbakan Ali Babacan 17 Aralık'tan itibaren yaşadıkları sürecin kendileri için büyük bir sürpriz olduğunu belirtti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, cemaatlerin sosyal yapının bir
parçası olduğunu belirterek, "Ama konuyu insan yetiştirme
boyutunun o çizgisinden daha ileriye taşıyıp, o yetişen insanları,
ya da bazı kurumlarda görev alan insanları farklı bir emir komuta
zinciri içeresinde yönetmeye başlamak, onları farklı bir gündem ve
farklı bir hedef çerçevesinde ayrı bir emir komuta zinciriyle 'şunu
yap bunu yapma' şeklinde bir mekanizmaya bağlamak kabul edilebilir
bir şey değil" dedi.
Babacan, TRT1'de katıldığı Enine Boyuna programında gündeme ilişkin
soruları yanıtladı.
BÜYÜK BİR SÜRPRİZ OLDU
17 Aralık'tan itibaren yaşadıkları sürecin kendileri için büyük bir
sürpriz olduğunu, böylesine bir hareketi ve dalgayı
beklemediklerini vurguladı.
Bazı kurumlarda bazı yapılanmaların olduğunu bildiklerini kaydeden
Babacan, ekonominin korunması amacıyla her türlü hazırlıkları
önceden yaptıkları için son yaşanan olaylarda ekonomide kalıcı bir
hasarın meydana gelmediğini dile getirdi.
KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY
DEĞİL
Cemaatlerin sosyal yapının bir parçası olduğuna dikkati çeken
Babacan, şöyle konuştu:
"En önemli fonksiyonları insan yetiştirme. Özellikle
dünyada 11 Eylül olaylarından sonra sağlıklı bir din anlayışı ve
aşırı uçlara kaymayacak şekilde pozitif bilimlerle sağlıklı bir din
anlayışının, bir yaşantıya da yansıyacak şekilde insanlara
kazandırılması önemli.
Toplumsal yapımızın sağlamlığı açısından da önemli.
Dolayısıyla dünyadaki pek çok ülkedeki okul sistemi, kendi
içimizdeki okullar ve üniversiteler ve buradan yetişen insanlar
önemli. Bu insanların özel sektör ve kamuda önemli yerlere gelmesi
de önemli. Ama konuyu insan yetiştirme boyutunun o çizgisinden daha
ileriye taşıyıp, o yetişen insanları, ya da bazı kurumlarda görev
alan insanları farklı bir emir komuta zinciri içeresinde yönetmeye
başlamak, onları farklı bir gündem ve farklı bir hedef çerçevesinde
ayrı bir emir komuta zinciriyle 'şunu yap bunu yapma, hadi bakalım
şunu yapıyorsunuz' şeklinde bir mekanizmaya bağlamak kabul
edilebilir bir şey değil.
Bunu hiçbir devlet ya da özel sektör ve şirket de kabul
etmez. Hiçbir patron, diyelim ki büyük bir şirket düşünün. Kendi
şirketi içerisindeki bir birimde bir grup insan kendi talimatları
ve şirket çıkarları dışında bazı şeyler yapıyor, ya da şirketi
farklı risklere sokuyor. Onu hemen öğrendiği anda duyduğu anda
ertesi gün onları alır kapının önüne koyar. Özel sektörde böyledir.
Devlet yönetiminde de bir yapılanma kabul edilebilir bir şey
değil.
Biz olan menakizmayı bu şekilde kullanabileceklerini açıkçası hiç tahmin edemedik. Yıllarca bazı dosyaları tutup takip edip, ki burada bir savcı, bir hakim ve bir grup polisle yapılabiliyor. Devlet bu imkanı vermiş, yargı bağımsız demiş. Polis , adli kolluk sıfatıyla yargının emrine verilmiş. Niye yargı bağımsız çalışsın ve tarafsız olsun diye bunlar yapılmış. Ama bağımsızlığı hukuk çerçevesinde kullanması gerekirken o bağımsızlığı yani cemaat gündemi hedefi doğrultusunda kullanmak kabul edilebilir bir şey değil."