Hükümetin namus borcu!
Abone olMHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Deniz Feneri olayının arkasında kimlerin olduğunun ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Deniz Feneri olayının
arkasında isimleri ortaya çıkarmanın "Hükümetin ve yargının namus
borcu" olduğunu söyledi.
Vural, TBMM'de düzenlendiği basın toplantısında, "Deniz Feneri e.V" soruşturmasına değindi. "Deniz Feneri o kadar sıcak ki dokunan yanıyor" ifadesini kullanan Vural, "Fener değil cehennem topu gibi bir şey. Deniz Feneri, önemli ve takip edilmesi gereken bir konu. Ortada iddianame yok ama savcılar ve hakimler hakkında hemen dava açıldı. Bu ne hız? 'yargının hızlandırılması' derken bu hakim ve savcılara açılan davanın hızından mı bahsediyorlardı acaba" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddialarına ilişkin soruşturmanın 2 yıldır sürdüğünü anımsatan Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu hakimlerle savcıların başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bu soruşturma çerçevesinde adamlar zaten istediğini serbest bırakıyor. Deniz Feneri davası, yargının bağımsız olduğunun, Hükümetin yargıya müdahale edip etmediğinin turnusol kağıdı olacak adeta. Buradan anlayacağız bunları. Deniz Feneri olayının arkasında kimlerin, hangi zihniyetin olduğunun ortaya çıkarılması lazım. Bu artık Hükümetin ve yargının namus borcudur. İnsanların manevi dayanışma duygusunu hortumlayan bu zihniyetin arkasında kimler varsa çıkarılsın ortaya."
ÖĞRENCİ MECLİSLERİ BASKI ALTINDA
"AKP'lilerin 'demokrasi' kelimesini ağızlarından düşürmediğini" ifade eden Vural, "bazı uluslararası sözleşmeler çerçevesinde kurulan öğrenci meclislerinin AKP'nin baskısı altında olduğunu" söyledi. Öğrenci meclislerinin sahipsiz ve himayesiz bırakıldığını dile getiren Vural, bu meclislerinin gündemlerinin Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer tarafından belirlendiğini ileri sürdü. Vural, "Bunlar hep 'ileri demokrasi' anlayışının tezahürleri. Öğrenci arkadaşlar bizi arıyor, 'yapayalnız bırakıldık' diyorlar. Nerede kaldı sizin demokrasiniz? Sen kimsin öğrenci meclislerinin gündemi belirlemeye kalkıyorsun? Sevsinler sizin demokrasinizi" şeklinde konuştu.
"AKP'nin TBMM'de uyguladıklarını öğrenci meclislerinde de uyguladığını" belirten Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kel başa şimşir tarak. Bunlar TBMM'de ne uyguluyor ki öğrenci meclislerinde uygulasın? Burada da muhalefetin sesini kısıyorlar, kendi gündemlerini dayatıyorlar. AKP'yi uyarıyorum; öğrenci meclislerini siyasete bulaştırmayın. Bu meclislerde başkan olan çocukları para karşılığı AKP'ye üye yapamazsınız. AKP gençlik kollarının, bu çocuklara, 'sana bu kadar para üye olursan, ayrıca her yaptığın üye için de para' dediği şeklinde iddialar var. Elini çek AKP bu çocukların üzerinden. Otel odalarında öğrencileri sıkıştırıp baskı yapmayın. Bu öğrencileri AKP'ye adam devşirmek için kullanmayın."
"HESAP SORACAĞIZ"
Bir gazetecinin, "Uludere'ye ilişkin istihbarat tartışmaları var. Siz bu tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Vural, "Türkiye, terörle mücadelesini muhakkak kendi istihbarat kaynaklarıyla yapmalıdır. Bu mücadele ABD'ye bırakılamaz. Eğer oradaki böyle bir hareketlilik tespit edilememişse orada bir zafiyet vardır. Hükümetin tüm bu soruların yanıtını vermesi gerekir" karşılığını verdi.
Vural, bir başka gazetecinin sorusunu yanıtlarken, "partisinin ülkücülerin mağduriyetlerini her zaman gündeme getirmeye devam edeceğini" söyledi. Vural, "MHP olarak 12 Eylül'ün darbeci zihniyetiyle, bugünkü darbeci Recep Paşa zihniyetiyle mücadele edeceğiz. Milli kültürü ve milliyetçiliği suç haline dönüştüren herkesten hesap soracağız" diye konuştu.