Hükümeti PKKyı korumakla suçladı

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Tokat'taki saldırının derin güçlerce yapıldığı imasında bulunan hükümeti topa tuttu

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Tokat'taki terör saldırısıyla ilgili, ''PKK'nın bunu üstlenmesi, hükümetin komplo teorileriyle böylesine önemli bir konuya yaklaşımının ne kadar yanlış olduğunu göstermektedir. PKK'yı koruma, aklama, sakınma duygusunun hükümete hakim olduğunu görmek insana gerçekten acı veriyor'' dedi.

CHP Genel Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Baykal, bazı gazetecilerin güncel olaylarla ilgili sorularını yanıtladı.

''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Anamuhalefet Partisinin Genel Başkanı'nın 3.5 yıldır neden görüşmediği sorgulanıyor'' sözleri üzerine Baykal, ''Yaşananlar, geldiğimiz nokta, biz görüşmediğimiz için ortaya çıkmış değildir. Tam tersi, bu yaşananlar ve ortaya çıkan tablo görüşmenin engelleyicisidir. Yani, görüşmememizin sebebi değil, sonucudur bu durum'' dedi.

Baykal, 2004 yılında ''kadınlara, erkeklere'' bir çağrı yaparak, herkesi Türkiye'ye sahip çıkmaya çağırdığını ifade ederek, şunları kaydetti:

''O zaman ne Kürt açılımı vardı ortada ne Anayasa Mahkemesinin kapatma davası ne de kapatma davasının sonucunda verilen, 'AKP laiklik karşıtı eylemlerin odağıdır' kararı vardı. Bu hükümetin tehlikeli bir istikamete girdiğini söylediğim zaman kimse işin ciddiyetinin farkında değildi ve bu sözlere aldırmıyordu. Ancak iktidarın tehlikeli yol aldığı ve treni raydan çıkarmaya doğru gittiği anlaşılmaya başlayınca, bu gerçek herkes tarafından görülebilir hale gelince bize dönüldü ve 'ne oluyor kardeşim şunu bir toparlayın' denilmeye başlandı. Biz başından beri büyük bir sorumluluk ve sağduyu ile muhalefet görevimizi yapıyor ve gerçekleri anlatmaya, kavratmaya çalışıyoruz. Yani, Türkiye'nin bu hale gelişinin de görüşmenin olmamasının sorumlusu da muhalefet değildir.''

''KONUŞSAK DA KONUŞMASAK DA BİR ŞEY DEĞİŞMEZ''

Türkiye'nin bu hale gelişinin sorumlusunun iktidar olduğunu savunan Baykal, artık herkesin bu gerçeği kabul etmesini ve cesaretle söylemesini istedi.

Deniz Baykal, şöyle devam etti:

''İktidar, bu anlayışla devam ettiği sürece biz konuşsak da konuşmasak da bir şey değişmez. Önemli olan bir siyasi yörünge değişikliğidir. İktidarın yörünge değişikliği Türkiye'yi bu sıkıntılılara sokmuştur.

Görüşmek için, konuşmak için bu iktidarın yeniden köklü bir yörünge değişikliğine girmesine ihtiyaç var. 'Ben böyle giderim, bildiğim gibi, işime geldiği gibi davranırım ama konuşarak bunu götüreyim bir şey olmaz' deniliyorsa bu yanlıştır. Böyle olunca iktidarla ilişkiler insani, nezaket kurallarına indirgenen görüşmeler düzeyine çekilmiş olur.''

İktidarla aralarında ''siyasi, temel bakış farklılıkları'' bulunduğunu ifade eden Baykal, şunları kaydetti:

''Ben herkesi Türkiye'ye sahip çıkmaya çağırdığımda, iktidar daha 'laiklik karşıtı eylemlerin odağı' diye hüküm giymemişti. Ergenekon davası diye bir dava da açılmamıştı. Biz CHP olarak Türkiye'nin nereye götürülmek istendiğine dikkati çektiğimizde AKP'nin adı, sık sık değiştirilen açılım politikası da yoktu. İnsanlar birbirlerine etnik kökenleri dolasıyla düşmanlık duyar bir noktaya gelmemişti. Peki Niye geldi? Niye bu tartışmalar yaşanıyor? Niye birdenbire böyle 'Kürt açılımı' diye bir laf çıktı ve problem haline getirildi. Bu açılım rahatlatmadı, ferahlatmadı tam tersine gerginleştirdi, kutuplaştırdı, husumet tohumları ekildi. Meydanlar, sokaklar taştan sopadan geçilmez hale geldi. Hukuk devleti askıya alındı.''

TOKAT'TAKİ TERÖR SALDIRISI

''Tokat'taki terör saldırısıyla ilgili spekülasyonlar yapılıyor. Bu spekülasyonlara ne diyorsunuz?'' sorusuna Baykal, şu yanıtı verdi:

''Komplo teorisi üretmek bir hükümete yakışmıyor. Hükümet neyin ne olduğunu ortaya koyma durumundadır. Neyin ne olduğunu ortaya koyamıyorsa komplo teorilerinden medet umarak, içine girdiği yanlış istikameti savunmaya çalışıyorsa durum düşündüğümüzden daha da vahimdir. PKK'nın bunu üstlenmesi de hükümetin komplo teorileriyle böylesine önemli bir konuya yaklaşımının ne kadar yanlış olduğunu göstermektedir. PKK'yı koruma, aklama, sakınma duygusunun hükümete hakim olduğunu görmek insana gerçekten acı veriyor.''

''Başbakan'ın gezisini kesmemesi de eleştiriliyor. Muhalefet 'dön' dedi, dönmedi ama bugün gezisini kısaltmış'' sözleri üzerine Baykal, ''Başbakan ve yakın çevresi bir kez daha 24 saat içinde çelişkili hükümler veren, değerlendirmeler yapan bir siyaset izlediklerini gösterdi. Başbakan'ın, uyarıları daha soğukkanlı değerlendirmesine ihtiyaç var. Karşıtlarını suçlayarak, halkın gözünde yanlışını örtbas edemeyeceği ortaya çıkmıştır'' dedi.

''GEREKİRSE BEDEL ÖDEMEYİ GÖZE ALARAK KARŞI ÇIKTIK''

''Başta anamuhalefet olmak üzere, muhalefetin açılım ve diğer konularda siyasi rant peşinde olduğu öne sürülüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Deniz Baykal, şu yanıtı verdi:

''Hükümet, İçişleri Bakanı, 'Biz samimiyiz bu açılım politikasında. Rant elde etmek için buna karşı çıkıyorlar' diyor. Adam yaptığını savunamıyor. 'Yaptığım iş ülkeye yarar getirdi, kardeşliği artırdık, barışı artırdık, hukuku egemen kıldık, insanlar şimdi daha mutlu' diyemiyor. 'Muhalefet rant peşinde' diye konuşuyor.

İnsanlar birbirine girdi, hukuk ortadan kalktı, polis bölünmeye başladı, can güvenliği tehlikeye girdi. İnsanlar kökü kökeni nedeniyle birbirini suçlar hale geldi, o hala samimiyetten bahsediyor, 'Ben samimiyim' diyor. Bakanın samimi olup olmadığı kimseyi ilgilendirmez. Kimse kimsenin duygularını, samimiyetini sorgulamıyor. Biz yapılan işin Türkiye'yi ne hale getirdiğini görüyoruz ve buna karşı çıkıyoruz. CHP, rant olduğu için değil, memleket yararı olduğu için, herkes seni alkışlarken buna karşı çıktı. Yanlış olduğuna inandığımız için gerekirse bedel ödemeyi göze alarak karşı çıktık. Şimdi bunun yanlış olduğu ortaya çıkınca, herkes bize hak vermeye başlayınca, ne söyleyeceklerini şaşırdılar. Bizim rant peşinde olup olmadığımızı millet çok iyi biliyor.''


Günün Önemli Haberleri