Hükumet Van depremi enkazında kaldı!
Abone olCHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Van'da binaların enkazlarının kaldırıldığını; ama Hükümetin enkaz altında kaldığını belirterek, "Vanlılar 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde bu doğal afeti yaşamıştır. Ancak Vanlıların bu tarihten itibaren yaş
Tanrıkulu yaptığı yazılı açıklamada, Vanlıların depremi 23 Ekim
ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde yaşadıklarını hatırlattı. Vanlıların
bu tarihten itibaren yaşadıkları trajedinin arkasında "AK Parti
hükümetinin afetinin" yattığını öne süren Tanrıkulu, şunları ifade
etti:
"Van depreminde 644 kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 3 bin kişi
yaralandı. Sonraki süreçte, hükümetin skandal sayılabilecek
uygulamalarından dolayı, binlerce vatandaşımız çadırlarda, çetin
kış koşullarında yaşamaya çalışırken, bazı çadırlarda çıkan
yangınlarda da insanlar hayatlarını kaybetti. Hamile kadınlar
çocuklarını düşürdü, çocuklar ağır travmalar yaşadı. Bölgede
eğitim-öğretim sistemi işlemez hale geldi. Bunun kanıtı da YGS'de
Van'ın en başarısız illerden biri olmasıdır. Esnaf iflas bayrağını
çekti, alım gücü düştü. Hasarsız görünen konutlarda kiralar iki
katına çıktığı için vatandaş ikinci defa sarsıldı. Binlerce insan,
başını sokacak sıcak bir yer bulamadığı için göç etmek zorunda
kaldı. Van Valisi, depremden sonraki ilk 23 Nisan kutlamaları
sırasında, "Bahar geldi de, sıkıntılarımız azaldı' diyerek, acılar
içindeki Vanlılarla adeta alay etmişti. Başbakan'ın 23 Ekim 2012
tarihinde alay-ı vâlâ ile Erciş'te gerçekleştirdiği konut teslim
töreni sırasında attığı kahkahalar, depremde hayatını kaybeden
Yunus'un fotoğrafını maharetmiş gibi hediye olarak alması,
depremzedelerin hafızasında birer yara olarak kaldı."
-"AFETİN ÜSTESİNDEN ANCAK DAYANIŞMAYLA GELİNEBİLİR"-
Hükümetin başından itibaren Van'da yaşanan trajediyi görmezden
geldiğini dile getiren Tanrıkulu, şunları ekledi:
"Halen konteynırlarda yaşam mücadelesi veren 200 ailenin
barınaklarına bile göz dikildi. Depremzedeleri konteynırları
boşaltmaya mecbur bırakmak için elektrik ve suları kesildi; mescit,
oyun parkı, etüt salonu gibi sosyal alanlar kaldırıldı. Kira
yardımı yapılacağı vaadiyle konteynırlardan çıkarılan bazı aileler,
vaat edilen yardımı alamamaktan şikayetçi. Sağlıksız koşullara
rağmen konteynırlara bile razı olan bazı yurttaşların, buradan
çıkarılmamak için açlık grevine girmesi ise hükümet açısından yüz
kızartıcı olmalıdır. Bayram Oteli'nin enkazı kaldırılırken, enkazın
başına giden Beşir Atalay'a sesini duyurmak isteyen halka coplarla,
gaz bombalarıyla müdahale edildi. Daha sonra Van Ferit Melen
Havalimanı'nın önünde çadır bekleyen halka, o korkunç soğukta
tazyikli su sıkıldı. AKP hükümeti, asgari insani tepkilere bile
tahammül edemedi o dönemde. Dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin, soğuktan titreyen çadırdaki depremzedelerle alay edercesine,
"Saray gibi yerlerde yaşıyorsunuz' dedi. Sayın Başbakan, çadır
talep eden halkı provokatörlükle suçladı. Van Belediyesi'yle
ilişkiler adeta askıya alındı. Vanlıların taleplerini, tepkilerini
aktaran gazetecileri bizzat Başbakan şeytana benzetti. Böylece
basına yönelik de baskılar arttı. Van'ın sesi duyulmaz oldu. Van'da
belki binaların enkazları kaldırıldı ama hükümet o enkazın altında
kaldı. Depremden sonra Türkiye'nin dört bir yanından dayanışma
yardımında bulunan yurttaşlarımıza da, Van'ı ve Vanlıları
unutmamaları, dayanışma duygularını kararlılıkla sürdürmeleri
çağrısında bulunuyorum. Depremin de hükümetin de yarattığı afetin
üstesinden ancak dayanışmayla gelinebilir."