Hükümet rest çekti

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, DEHAP davasındaki karar konusunda, ''sahtekarlıktan dolayı millet iradesini cezalandırmak gibi bir anlayışa kimsenin sapmaması'' gerektiğini söyledi. Çiçek, ''Türkiye'de siyaset yapacaklarını anlıyorlarsa gidip mahkeme kararlarına sığınacaklarına millete sığınsınlar'' dedi. Çiçek, ''bugün seçim olsa yüzde 50 oy alacaklarını'' kaydetti. Çiçek, Bakanlar Kurulu'nda görüşülen konulara ilişkin bilgi verdikten sonra, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Yargıtay'ın bugün DEHAP ile ilgili verdiği kararı hükümetin nasıl karşıladığını, bu kararın 3 Kasım seçimlerinin sonuçlarını nasıl etkileyeceğini sorması üzerine Çiçek, bu karardan Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında haberdar olduklarını söyledi. Türkiye'de hukuki süreçlerin ve yargının çalıştığını ifade eden Çiçek, DEHAP ile ilgili davanın hukuki kısmının büyük ölçüde bittiğini kaydetti. Bu karardan sonra herhangi bir itiraz veya talep olduğu takdirde, işin bundan sonraki kısmını Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) karara bağlayacağını kaydeden Çiçek, YSK'nın vereceği kararın da kesin olduğunu bildirdi. Çiçek, bundan sonraki süreçte çeşitli tartışmaların da olabileceğini belirterek, hem hükümet, hem parti hem de şahsen bu konuda bir kaç hususu ifade etmek istediğini söyledi. Çiçek, şöyle devam etti: ''Türkiye uzunca bir aradan sonra ilk defa istikrarı yakalamıştır. Faizler ve enflasyon düşmeye başladı. Türkiye'de bütün zorluklara rağmen ihracat yüzde 35 gibi artmaya başladı. Türkiye'de ekonomi yeniden yavaş yavaş dirilmeye, üretime ve üretimi konuşmaya başladı. Türkiye, böyle bir hedefi 8-10 seneden beri ilk defa yakalıyor. bunun aksinin varit olmasının Türkiye'yi nerelere götüreceğini, ne gibi sorunlarla karşı karşıya kalacağımızı hepimizin iyi değerlendirmesi lazım. İçinden geçtiğimiz süreçte Türkiye'nin önünde çok önemli sorunlar var. Bu sorunların çözümü noktasında da büyük ölçüde sona yaklaşmış bulunuyoruz. Bunların başında Irak konusu 2. ise bundan çok daha önemli Kıbrıs konusu, 3'üncü ise süratle işleyen bir AB takvimi var. Türkiye bir taraftan içerde ve dışarıda istikrarı yakalamışken, tekrar eski alışkanlıklarımızın nüksedip en kolay yaptığımız fakat hiç de faydasını görmediğimiz yeninden iç tartışmalara girmenin hiçbir faydası yok. Bu ülke bunun bedelini çok ağır öder. Türkiye, arka arkaya yaşadığı krizlerden sonra ilk defa yeni yeni kafasını kaldırıp suyun üzerinde dik tutmaya çalışırken, birilerinin yaptığı tırnak içinde kanuni anlamda söylüyorum, sahtekarlıktan dolayı millet iradesini cezalandırmak gibi bir anlayışa kimse sapmamalıdır. Partimiz açısından belirtmek istediğim bir başka şey daha var, biz AK Parti olarak ve tabii iktidarı ve muhalefetiyle Meclis'tekiler, mahkeme kararlarının sonucu olarak biz Meclis'e girmedik ve mahkeme kararları ile iktidar olmadık. Dolayısıyla bir kısım partiler gibi, halktan kopuk, halktan rey alamamış, halkın karşısına çıkmaya yüzü olmayan bir kısım partiler gibi mahkeme kararlarından medet umarak, bunun altını çiziyorum, eğer Türkiye'de siyaset yapacaklarını anlıyorlarsa gidip mahkeme kararlarına sığınacaklarına millete sığınsınlar. Millet, bunlara niye rey vermedi, bunu iyi düşünsünler ondan sonra tekrar milletin karşısına çıksınlar. Millet bu değerlendirmelerin sonucunda onları da yeni baştan gündemine alacaktır.'' Çiçek, seçim işlemlerinin süreli işlemler olduğunu belirterek, her itirazın belli bir süresi ve zamanı olduğunu söyledi. Bu süre ve zaman içinde kim ne diyecekse, ister partilere ister adaylara isterse seçimin tarzına hatta seçim kanunlarına itiraz edebileceğini, sonuçta YSK ve ilgili seçim kurullarının kararlarını vereceklerini kaydeden Çiçek, bu süre geçtikten sonra her defasında başa dönerek, yeni baştan Türkiye'yi bir kaosa sürüklemenin anlamı olmadığını ifade etti. ''BİR DELİ TAŞ ATACAK...'' Cemil Çiçek, şimdi gündeme gelen konularla ilgili olarak, devletin ilgili kurumlarının zamanında bu tür değerlendirmeleri yaptığını ve YSK'nın hangi partilerin seçimlere gireceğine karar verdiğini anlattı. Çiçek, şöyle devam etti: ''Şimdi birilerinin ihmalinin faturasını millete ödetmek çok demokratik olmaz. Hele hele millete ödetmek hiç olmaz. O zaman her seçimden sonra birileri böyle ayak oyunları yapacak, bir deli taş atacak 40 akıllı bunu çıkarmaya çalışacak. Türkiye'nin bunlara tahammülü de mecali de yok. Türkiye iyi bir yoldadır. Şunu herkesin iyi bilmesi lazım. Bunun altına 5 defa çiziyorum. eğer bunlarla milli iradenin önü kesilmek isteniyorsa, bunun üzerinden birtakım hesaplar yapılmaya çalışılıyorsa, bugün seçim olsa ki AK Parti Türkiye'de en hazırlıklı partidir. Yüzde 35 ile geldik, yüzde 50 ile çıkarız. Bundan da hiçkimsenin şüphesi olmasın. Onun için AK Parti'ye bir şey olmaz. AK Parti dimdik ayakta, onun iktidarı da ayakta, ne olursa bu millete olur, fakir fukara millete olur. Bakın şu kışta kıyamette gelin hep beraber bu ülkenin işlerini düzeltelim, ona karar verelim. onun için herhalde karar verecek olanların da bunun sonuçlarını iyice hesap ederek, bir karar vereceklerine şahsen inanıyorum. Hükümet olarak da inanıyoruz.''