Hükümet IMFte oyun oynadı
Abone olKulisler Deniz Baykal'ın IMF'le ilgili ağır suçlamalarını konuşuyor. Hükümet IMF'te çok kötü bir oyun oynadı.
CHP lideri Deniz Baykal, Türkiye'yi yaklaşan kriz konusunda
uyaran ve önlemler sıralayan bir IMF raporunun yayımlanmasının
hükümet tarafından engellendiğini öne sürdü. Altmış sayfalık IMF
raporu hakkında Radikal'e açıklamalarda bulunan Baykal, hem
rapordaki uyarı ve önlem önerilerinin dikkate alınmayarak ekonomik
sıkıntıya düşüldüğü, hem de yayımlanmasının engellenmesi yoluyla
Türk insanının kendi tedbirini almasının önüne geçildiği iddiasında
bulundu.
Türkiye, kurucu üyeleri arasında bulunduğu IMF'nin değerlendirme
raporlarının yayımlatılması üzerine veto hakkına sahip. Baykal'a
göre, Başbakan Tayyip Erdoğan bu hakkı Türkiye'yi yaklaşan kriz
hakkında uyaran ve hangi önlemlerin alınması gerektiğini söyleyen
bu raporun yayımlanması konusunda kullandı.
Baykal, Susan Schadler ve Matthew Fischer imzalarıyla yayımlanan 28
Kasım 2005 tarihli raporun elindeki kopyasını Radikal'e gösterdi,
ancak raporu vermedi. IMF'nin www.imf.org adresli internet
sitesinde, Türkiye üzerine pek çok rapor ve açıklama bulunduğu
halde, bu rapora yer verilmiyor.
Baykal, rapor ve hükümetin tutumu konusunda şunları söyledi:
"Son ekonomik kriz hükümet için bir sürpriz değildi. Ama hükümet
krizin gelmekte olduğunu kamuoyuna duyurmak istemedi, raporu
kamuoyundan saklama yoluna gitti, dahası, gerekli önlemleri de
almadı. IMF, birinci ve ikinci gözden geçirmeleri değerlendirirken
çok ciddi uyarılar ve önlem önerileri içeren bir rapor hazırladı.
Hükümet bu raporun yayımlanmasını yasakladı.
Rapordaki uyarılar
"Bu raporda, Türkiye'nin
gerekli önlemleri almaması halinde 2006'da mali kırılganlığındaki
artışı önlemenin mümkün olmayacağı öne sürülüyor. Dış dünyada
oluşabilecek bir likidite sıkışıklığı durumunda, yabancı fonların,
bizim deyişimizle sıcak paranın, Türkiye algılamasının değişmesinin
mümkün görüldüğü ve bu durumda YTL'nin ciddi şekilde değer
kaybına uğrayabileceği vurgulanıyor.
"IMF bu nedenle, borç dinamiğinin bozulabileceğine ve bankacılık
sektörü ve reel sektörün zayıflayabileceğine dikkat çekiyor. Daha
2005 sonunda, bu nedenlerden dolayı, global piyasalardaki
fırsatların en iyi şekilde değerlendirilmesi ve ekonominin
kırılganlıklarının azaltılması yolunda azami gayretin gösterilmesi
gerektiğini söylüyor.
"Öte yandan IMF raporu, artan cari işlemler açığı noktasında daha
sıkı maliye politikası önerilerini sıralarken, yapısal reformların
daha fazla geciktirilmemesi gerektiği doğrultusunda hükümeti
uyarıyor. IMF, 18 Temmuz'da gelip, bu değerlendirme raporunun da
doğrultusunda, ekonomik dalgalanmanın ne kadar mali kaynağa ihtiyaç
duyduğunu da görecek. Üçüncü ve dördüncü gözden geçirmelerde bu
raporda yazılanlar da değerlendirilecek.
"Şimdi soruyorum: Hükümet bu raporu neden gizledi? Yatırımcılar IMF
ile Türkiye'nin tam uyum içinde olduğunu varsayarken, hükümet toz
pembe tablo çizerken, IMF'nin daha geçen yıl sonunda, 2006'da
yaklaşan kriz konusunda hükümeti uyardığı anlaşılıyor. Bu raporun
gizlenmesi nedeniyle yaşanan sıkıntılar ağırlaştı.
Kader haftası
"Geldiğimiz noktada mali kriz,
hükümeti aşmaya başlıyor. Kritik bir noktaya doğru sürüklendiğimizi
görüyorum. Şimdiye dek alınan önlemler, amaca hizmet etmedi. Rezerv
eriterek kurdaki yükselişi durdurma denemesi maalesef başarısız
oldu. Vergi kolaylığı bu durumu değiştirmedi. Faiz artışı yetersiz
kaldı.
"Şimdi Para Kurulu'nun (bugün olağanüstü toplanacak Merkez Bankası
Para Kurulu-MY) yeni kararını bekliyoruz. Bu kritik noktanın bir an
önce aşılmasını diliyorum. Hepimiz iyi niyetle hükümetin
çabalarının olumlu sonuç vermesini bekliyoruz. Ama hükümet sınıra
yaklaşmıştır. Giderek, para, banka ve maliye tedbirlerinin
ötesinde, siyasal açılımların zorunlu olacağı bir noktaya
yaklaşıyoruz. Bu hafta hükümetin kader haftası olabilir."
Baykal, 'siyasal açılımlar' ifadesiyle, hükmetin bu 'kader
haftasında' iyi sınav verememesi halinde karşı karşıya kalacağı bir
erken seçim zorunluluğundan mı söz ediyor? Bundan belki henüz
kendisi de emin değil, gülümsemekle yetiniyor.
Ancak okuduğunuz bu yazının satır aralarına sinmiş bir bilgi var
ki, Başbakan Erdoğan ve AK Parti hükümeti için başka açıdan yeni
bir aşamanın geldiğini gösteriyor. Üst bürokrasi, hem de AK Parti
iktidarıyla üst görevlere gelen devlet görevlileri, yanlışa ortak
olmama kaygısıyla hassas bilgileri muhalefetle paylaşmaya başladı.
Hem de yalnızca CHP ile değil. Daha önceki hükümetlerin
dönemlerinden aşina olduğumuz bir tablo, daha önce gördüğümüz bir
film bu.
Radikal