’’Hükümet, hiçbir ülkenin yapamayacağı...’’
Abone olTBMM Başkanvekili Sadık Yakut, “Hükümet savaştan kaçan insanlara yardım ederek, dünyanın hiçbir ülkesinin yapmayacağı şekilde kapımızı, sını...
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, “Hükümet savaştan kaçan insanlara
yardım ederek, dünyanın hiçbir ülkesinin yapmayacağı şekilde
kapımızı, sınırlarımızı, gözümüzü, gönlümüzü açarak bakmaya devam
ediyor” dedi.
Kayseri’de esnaf ziyareti sırasında açıklama yapan TBMM
Başkanvekili Yakut, Suriye hadisesinin komplike bir hadise olduğunu
söyleyerek, “Suriye hadisesi komplike bir hadisedir. Bulunduğumuz
coğrafyada çok medeniyetler oldu. Bin yıldan bu tarafa biz
buradayız ama geçtiğimiz süreç içerisinde baktığımızda
etrafımızdaki ülkelerde ne kanın ne de gözyaşının durmadığını
görüyoruz. Buradaki temel sebep dünya ekonomisinin büyük pastasına
sahip olan güçlerin dünya enerjisinin büyük pastasının olduğu
yerlerde söz sahibi olmak istemeleri, enerji ve enerji yollarını
kontrol altında tutmak istemeleridir. 1 Mart tezkeresinden itibaren
baktığımızda Irak’ta 1 milyon kişi öldü, daha sonra Arap Baharı
hadiseleri, sonra Libya hadisesi, bugünkü Suriye hadisesi. İnşallah
hükümet elinden geldiğince oradaki insanlara yardım ederek, savaş
ortamından kaçan, dünyanın hiçbir ülkesinin yapmayacağı şekilde
kapımızı, sınırlarımızı, gözümüzü, gönlümüzü açarak, oradan gelen
insanların kendi hayat standartlarını aratmayacak şekilde bakmaya
devam ediyor. Ama dünkü hadise yeni bir oluşum var. Irak’ın
kuzeyinde bir yapılanma oldu. Suriye’deki bir yapılanma da
Türkiye’nin lehine olmayacaktır. Mesele önemli ve hassas bir
mesele” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİN İRADESİNİN YANSIDIĞI BİR ANAYASA OLSUN İSTİYORUZ”
Türkiye’nin 2011 seçimlerinden sonraki durumu hakkında
açıklamalarda bulunan Yakut, “2011 seçimlerinden sonra biz Uzlaşma
Komisyonu oluşturuldu. Buna göre partilerin TBMM içerisindeki
temsil oranına bakılmadan her partiden ikişer milletvekili alınarak
çalışmalarda bu noktaya gelindi. En son yapılan çalışma neticesinde
4 partinin 48 madde üzerinde mutabık kaldığı açıklandı. Aslında
2010 referandumunda vatandaş yüzde 58 ‘evet’ demekle TBMM’ye ve
Türk siyasetine şu mesajı verdi. 2011 seçimlerinden sonra bu millet
sizden yeni bir anayasa bekliyor mesajı verdi. Bundan sonraki
Meclis’in şekillenmesinde de bu anayasa çalışmalarının yanı sıra,
anayasaya ne kadar katkı sağlarsa TBMM’de temsil edileceği
kanaatindeyim. Tamamını anlaşarak değiştirme imkanımız olmadığına
göre en azından anlaşmış oldukları 48 maddenin çıkarılması
gerekiyor. Aslında 2010 yılı anayasa değişikliğiyle anayasadaki
temel konuları değiştirdik. Bu saatten sonra anayasa çalışması ve
değişmesi psikolojik bir hadise, yani 12 Eylül 1980 ihtilalinin
yaptığı anayasayı değiştirin diyor. Milletin iradesinin yansıdığı
bir anayasa olsun, iş bu kadar basit” dedi.
“MİLLET SİYASİ PARTİLERE MECLİS’İ BOYKOT ETSİN DİYE OY
VERMİYOR”
“Türkiye’de üç dönemden bu tarafa genel seçimlerde bir parti
birinci oluyorsa, iki defa yapılan referandumda birinci oluyorsa o
zaman muhalefetin kendisini sorgulaması gerekiyor” diyen Yakut,
ortada bir muhalefet probleminin olduğunu vurgulayarak, “Ana
muhalefet partisi, Barış ve Demokrasi Partisi’nin arkasına düşerek,
tutuklu milletvekillerinden dolayı Meclis’i boykot etmeye başladı.
Millet siyasi partilere Meclis’i boykot etsin diye oy vermiyor.
Gidin sorunlarımız neyse onları dile getirin, yasal düzenlemesini
yapın, bizim hayat standardımızı yükseltin diyorlar. Meclis’in
protesto edilmesindeki gerçek sebep nedir diye baktığımızda, hangi
suçlama olursa olsun cezaevinde olan kişileri CHP; BDP ve KCK’dan
tutuklu olan milletvekillerini meşrulaştırmak için yaptığı bir
oyuna alet oldu. Batı demokrasilerinde olmayan bir şekilde buna
aday gösteriyorsunuz. Suç işlemiş birisini ve tutuklu olan birisini
dokunulmazlık zırhına büründürüyorsunuz. Türkiye’de bunu kimse
konuşmuyor. Bu, bir partinin belirli suçlar nedeniyle cezaevinde
bulunan insanları meşrulaştırmaktan başka bir şey değildir. Eğer bu
süreç içerisinde bu milletvekilleri salıverilmiş olursa eğer,
bundan sonraki seçimlerde BDP tüm çıkaracağı milletvekillerini
tutuklu KCK’dan aday gösterir. Asıl konuşulması gereken konu,
tutuklu milletvekillerinin dokunulmazlıkları var mıdır yok mudur
olmalıdır” şeklinde konuştu.
(İHA)