Hükümet bu sorunu da çözdü ama...
Abone olYıllardır Türkiye'nin gündemine bir geldi bir gitti. Yönetime gelen her hükümet gözünü ilk olarak düzenlemeye dikti. İşte o sorunda gelinen son nokta!
Yıllardır yönetime gelen her iktidarın gözünü diktiği orman
vasfını yitiren araziler nam-ı diğer '2B'lerin' satışı için sona
gelindi. Arazilerin satışını düzenleyen yasa taslağının son şekli
veriliyor.
Peki bu satışın sokaktaki vatandaşa bir yararı olacak mı?
2-b kapsamına alınan araziler üzerinde yaşayan vatandaşlar bu düzenleme sonrasında arazileri satın almada öncelik sahibi olacaklar. Hak sahipleri isterlerse arazi bedelini peşin veya 4 yıl taksitle ödeyebilecekler. Üzerinde tarım yapılan arazilerde hak sahiplerine satılacak. Bu yıllardır orman arazisi üzerinde işgalci durumdaki köylülere rahat bir nefes aldıracak.
TOKİ YİNE DEVREDE
Hak sahibi olmayan 2-b'ler ise TOKİ'ye ve belediyelere
devredilecek. Bu devir TOKİ'nin 'kentsel dönüşüm' projelerinin
hayata geçirilmesi için hayati öneme sahip. Ancak TOKİ için bu çok
da kolay olmayacak. Çünkü TOKİ'ye devredilmesi planlanan 2-b'ler
çoktan çarpık yapılaşma kurbanı oldu.
HERŞEY GÜLLÜK GÜLİSTANLIK DEĞİL
Tabi insanın aklına herşey bu kadar kolaysa neden yıllardır bu düzenleme yapılmadı sorusu geliyor?
İşte tüm sorun bu sorunun yanıtında yatıyor.
Hükümet 473 bin hektarlık 2-b alanı satışından 25 milyar dolar
gelir hedefliyor. Rakam büyük olunca akla ilk gelen soruda 'rant'
oluyor tabi ki.
Bu güne kadar yapılan tüm düzenlemeler ortaya çıkan bu rant
nedeniyle mahkemelik oldu. Anayasa Mahkemesi 2-b'lere ilişkin
düzenlemeleri defalarca iptal etti. Düzenlemeleri yargıya
taşıyanlar ise orman, çevre ve şehir plancılarının da aralarında
bulunduğu meslek odaları oldu. Uzmanların haklı endişeleri ise
özetle şöyle:
-2b'ler önceden kamuya ait olması bu arazilerde uygulanacak yanlış politikalardan tüm vatandaşlar zarar görecek.
- Orman alanlarına yönelik örtülü "af" niteliğindeki bu düzenleme suç işleyenleri ödüllendirip yeni 2b alanları için özendirici nitelik taşıyor. Özetlesi bugün orman olan birçok alan zarar görme riskiyle karşı karşıya.
- Toprak ve su rejimine zarar vermeme, orman bütünlüğünü bozmama, orman işletmeciliğinin verimliliğini ve etkenliğini düşürmeme"gibi bilimsel ölçütler ise düzenleme de yok. Bu düzenleme eksikliğinin su havzaları üzerinde yarattığı tehdit hayati boyutta.
- Bu arazilerin orman alanından çıkarılması erezyon başta olmak üzere pekçok ekolojik sorunu da beraberinde getirecek.
BU RİSKLERE DEĞER Mİ?
Tüm taraflarını düşününce insanın aklına '2-b sorunu çözüldü ama...' diye sormak geliyor.
Bütçe açığını kapatmak, iyi bir gelir elde etmek için ormanlarımızı yeni bir tehlikeyle karşı karşıya bırakmaya değer mi?