Hukukçular Anayasa paketine ne dedi?
Abone olAnayasa Paketi'nde öngörülen değişiklikler açıklandı. Paket muhalefetten tepki gördü. Peki ya hukukçular ne diyor?
İNTERNETHABER
Hükümetin üzerinde çalıştığı Anayasa Paketi nihayet
görücüye çıktı. CHP pakete destek vermeyeceğini açıklarken, HSYK
Başkanı Özbek "Bu, yürütmenin yargıya karşı yer tutma harekatıdır"
diyerek sert tepki gösterdi.
Peki ya Anayasa Hukukçuları? Onlar kararsız kaldı. Hukukçular
paketteki olumlu maddeleri ve olumsuzlukları şöyle
anlattı:
TASLAK MEVCUT DURUMDAN DAHA İYİ
Demokrasi ve Özgürlük için Yargıçlar ve Savcılar Birliği
Eşbaşkanı Osman Can / Anayasa Mahkemesi raportörü:
Kapatma davaları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın
hazırladığı iddianameden sonra Meclis'e geleceğini, takdir doğrudan
Meclis'in, politik mekanizmaların olmalı. Çünkü iddianameler
Türkiye'de politik bir araç, ideolojik silah olarak
kullanılıyor.
HSYK'ya üye seçiminde Meclis'in devre dışı bırakılması olumlu
değil.
Anayasa Mahkemesi'ne üye seçiminde mevcut duruma göre çoğulculuk
getiriliyor ama bu kompozisyon Avrupa'daki standartları birebir
yansıtmıyor. Taslak, mevcut durumdan daha olumlu ama arzuladığımız
düzeyde değil.
BU DEĞİŞİKLİKLER FELAKETE GÖTÜRÜR
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Ümit Kocasakal:
Parti kapatmada Meclis'in devreye girmesi kuvvetleri ayrılığının
ortadan kalkması demektir. Parti kapatma yargısal bir karar ve
denetimdir. Yasama tasarrufuna bağlayamazsınız. Bunun adı kuvvetler
birliği olur. Türkiye adım adım buraya gidiyor. Herşey yasamanın
elinde toplanıyor.
Yürütme yasamayı da yutmuş halde. Herşeyi yürütmeye bırakıyorsunuz.
Buna artık kimse hukuk devleti diyemez. Bunun amacının demokrasi
olmadığı, yargının bağımsızlığının ortadan kaldırılması ve yargının
bağlı hale getirilmesi olduğu çok açıktır.
Referanduma götürme kararında da aynı kötü niyeti görmek mümkün.
Bunlar ayrı ayrı oylanmalı. Bu gerçek anlamda referandum olmayacak,
hükümet için güvenoylaması olacak.
Siyasi partilerin kapatılması zorlaştırılıyor. Siyasî partilerin
kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının talebi üzerine,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasî
partinin beşer üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanı
başkanlığında oluşturulacak.
Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çoğunlugu ve gizli oyla
verecegi izin üzerine açılacak dava, Anayasa Mahkemesince kesin
olarak karara bağlanacak. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi
dışında. Reddedilen izin basvurusunda ileri sürülen sebepler,
hiçbir şekilde yeni bir başvuruya konu olamayacak. Siyasî parti
gruplarında ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde izin konusunda
görüşme yapılamayacak ve karar alınamayacak
HSYK’YA İLİŞKİN DÜZENLEMEYİ HEMEN SİLİP ATMAMAK
LAZIM
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker: HSYK’nın
bugünkü yapısı çok da demokratik hukuk devleti ilkelerine uymuyor.
En demokratik anayasalardan biri olan 1960 anayasasında HSYK’nın
seçim yapısı daha demokratikti. Üçte birini Meclis, üçte birini
yargıçlar seçiyordu. Bu değişiklik de o yapıya kapı aralıyor. Hemen
baştan anti demokratik diye kesip atmamak lazım.
MECLİS’TEKİ PARTİLERE KAPATILMAMA ÖZGÜRLÜĞÜ GELİYOR
Anayasa Hukuku Profesörü Sibel İnceoğlu: Hak ve
özgürlükler bakımından olumlu denebilecek bazı değişiklikler var
ama bazı değişiklikler tepki çekebilir. Kadın erkek eşitliğine
ilişkin madde… 10. maddede yapılan değişiklik… Burada pozitif
ayrımcılıkla ilgili açık bir düzenleme yapılsaydı, belki daha çok
destek görürdü kadın örgütleri tarafından…
Siyasi partilerle ilgili değişikliklerde dikkat çekici noktalardan
biri kapatma davasında TBMM başvurusu ile Meclis’te oluşturulacak
komisyon… Grubu bulunan partilere üstünlük tanınmış. Bu çok
tehlikeli bir madde. Meclis’teki partilere kapanmama özgürlüğü
verilmiş…
Eylemleri dışında partilerin tüzükleri yüzünden kapatılmayacağı ve
milletvekilliğini düşmemesi, Meclis’teki konuşmalarından dolayı
partilerin kapatılmaması olumlu maddeler.
İÇ TUTARLIK YOK
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Anayasa Hukukçusu
İbrahim Kaboğlu: Ben çocuk haklarından, seyahat ve
yerleşme özgürlüğünden, HSYK’ya kadar birçok maddeye kadar
değişikliği kapsamına alan anayasa değişikliğinin iç tutarlık
açısından ne derece uygun olduğunu kendime soruyorum. Bu konuda
ciddi kuşkularım var. Çünkü Avrupa Anayasalarında iç tutarlılık o
kadar önemlidir ki Anayasa Mahkemeleri sadece bu konuda maddeleri
iptal ediyorlar. Birbiriyle alakalı olmayan maddelerin aynı pakete
dahil edilmesi riskli. Bana ilk bakışta öyle görünüyor ki iç
değişiklik ve tutarlılık açısından bu değişiklik önerisi çok
tartışılacak gibi geliyor.