Paşalar serbest. Gerekçe net:
"Kaçma ihtimalleri yok!"
Peki...
Kaçma ihtimali yoktuysa bu insanların, neden kapkaççı kapar gibi
kaptınız sabahın kör vaktinde. Niçin, hırsız muamelesi
yaptınız? Neden reva gördünüz bu insanların çekyatlarda üç gün
boyunca yatmasına?
Evet soruyorum?
Hukuk mu işledi şimdi?
Yoksa... Yoksa bir başka güç mü girdi
devreye?
Neydi o toplantılar?
Ne konuşuldu?
Ya Cumhurbaşkanlığı'ndaki zirve...
Ne konuşuldu?
Bu zirveyi elzem kılan neydi?
Dünyanın hangi demokratik ülkesinde böyle bir uygulama var?
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı, gözaltıları,
tutuklamaları konuşuyor. Sonra da açıklama yapıyorlar:
-Hukuk çerçevesinde gereken yapılacak.
Yapılanlar hukuk dışı mıydı?
Zaten gereken yapılmıyor muydu?
Bakın çok iddialı olacak belki ama, Çankaya'daki zirvenin
"serbest bıraktırma" zirvesi olduğunu düşünüyorum
ben. Eski kuvvet komutanlarının serbest bırakılması için o
zirve yapıldı ve gereken yapıldı!
Yoksa, her şey bir anda bu kadar sütliman
olamazdı!
Hayır, ben "madem bu insanlar gözaltına alındı,
tutuklanmalıydılar" demiyorum. Ben eski kuvvet
komutanlarının gözaltı biçimini de doğru bulmuyorum, bulmadım.
Ancak şuna da karşıyım, adalet ona ayrı, buna ayrı olmasın!
Evet, herkese eşit adalet. Yolsuzluğa hırsızlığa
boğazına kadar batmış politikacılara da, Türkiye'nin altını oymak
için gizli plan yapan soysuzlara da adalet eşit
olsun.
Olunabiliyorsa tabii...