Hukuk deyince akan sular durur!
Abone olHaberajanda.com'un yazarlarından Sırrı Çınar, toplumsal düzenin temeli olan hukuk kurallarının olmadığı bir toplumda neler yaşanacağını yazdı!
Her siyasetçinin ağzından duyduğunuz "Türkiye hukuk devletidir" sözünün toplumdaki karşılığını hiç düşündünüz mü? Ya da hukuk kurallarının olmadığı bir toplumda nasıl yaşam sürebileceğinizi....
Aylık siyaset, strateji ve toplum dergisi Haberajanda.com'da yazan Sırrı Çınar, hukukun toplum düzenindeki önemini kaleme aldı ve ortaya çok ilginç bir makale çıktı.
İşte o yazının önemli satırbaşları...
HUKUK... Adeta sihirli bir kelime... Hukuk içinde, hukuk kuralları, hukuk devleti, diye söze başlanınca akan sular durur.
Peki, hukuka bu kadar anlam ve önem yüklerken, toplum olarak hukukla ne kadar barışığız ve devletin hukuk anlayışıyla toplum arasındaki algı aynı mıdır? Hukuk devleti olma özelliğimiz devam ediyor mu? Hukuk devleti olmayınca sosyal çözülme başlar mı veya sosyal çözülme hukuk devletinin çöküşünü hazırlar mı?
Hukuk devleti demek, demokrasinin yerleştiği, demokratik kültür dokularının içselleştirildiği ve toplumun her türlü ihtiyacının "adil" biçimde karşılandığı devlet demektir. Devlet, toplumun belli bir iradeyle yönetilmesi için gerekli olan otoriteye sahip olan organizasyondur. Otoritesini ve varlığını hukuk ile sürdürür. Hukukun varlığı o devlette yaşayan toplumun adil biçimde ve güven içinde yaşatma iddiasında olmalıdır. Hukuk, "adil" olduğunda, hürriyetleri teminat altına aldığında ve eşit uygulama yaptığında o toplumda düzen olur. Düzen ise hürriyetlerle, otorite arasında kurulacak dengeye bağlıdır. Sınırsız bir özgürlük anarşi doğurur. Katı bir düzen ise zaten hukuk devletinin özelliği değildir. Katı bir düzen dikta yönetime, sınırsız özgürlük anarşiye neden olacağından dengenin kurulması çok önem arz etmektedir.
Hukuk devletinde bireylerin hürriyeti ve düzen içinde yaşamaları hukuki kurallara bağlıdır. Bu hürriyetlerin ölçüsü ve düzenin niteliği ise yalnızca o devleti oluşturan vatandaşların seçtikleri kişiler tarafından belirlenir. Seçilen bu kişilerin anlayışları, tutumları ve demokratik algıları hukukun ölçüsünde ve düzenin niteliğinde belirleyicidir.
İnsanlar tarafından kurulan "Hukuk Devleti", yine insanlar tarafından yok edilir. Her sistemin çöküşü bir sürece bağlı olduğu gibi, "Hukuk Devleti"nin çöküşü de bir süreci takip eder. "Hukuk Devleti"nin çöküş süreci veya hukuk devletinden uzaklaşma hali çeşitli şekillerde kendini gösterir.
HUKUKUN YOK OLDUĞUNU NE ZAMAN ANLARIZ?
· Toplumda güvensizlik duyguları artmaya başlayıp, özgürlüklerinin elinden gittiği duygusu yaşanmaya başlamışsa...
· Düzen ve özgürlükler arasındaki hassas denge iktidar dışında başka gruplar tarafından ve kendi menfaat ve görüşleri doğrultusunda değiştiriliyorsa...
· Devleti yönetenler, devlet fonksiyonlarını ve yöneticilik faaliyetlerini yaparken, aklın, mantığın, bilginin, geneli ilgilendiren uygulamaların dışında davranmaya başlamış ve sadece kendi görüşlerini dayatıp, siyasi gelecek korkusuyla çeşitli gruplara hoş görünme kaygısı taşıyorlarsa...
· Yürürlükteki hukuk düzeni kişisel yorumlarla ve adil anlayıştan uzak değerlendirilip, uygulama bir grubun amaçlarına hizmet eder hale getiriliyorsa...
· Mevcut hukuk kurallarına uymanın doğru olmadığı ve bu kuralların geçersiz olduğu topluma bir şekilde aktarılıyorsa...
· Toplumda ve devlet yöneticilerinde diktaya veya tek adam yönetimine giden sürece karşı koyma istek ve gücü yoksa...
· Kamu güvenliğini tehdit eden terörist saldırılar önlenemiyor ve toplum korku içinde yaşıyorsa...
· Yargı kararlarında hukukun gereği değil de bir gruba hoş görünme, menfaat temin etme kaygısıyla veya korkuyla özgürce karar verilemiyorsa...
· İktidar ile muhalefet arasında sorumluluk bilincinden uzak bir şekilde siyasi kudret ve siyasi çıkar için yok etme anlayışıyla bir savaş varsa...
· Yolsuzluk, usulsüzlük, adam kayırma, rüşvet ve devletten haksız kazanç temin edenlerin devlet yönetiminde bulunması veya bunların görevliler tarafından kollanıp, gözetilmesi sıradanlaşmışsa...
· Basın yayın organlarının belli bir korkuyla veya çıkarla özgür yayın yapmaması, haber ve gelişmeleri saptırarak vermesi, taraflı yayın yapması normal karşılanıyorsa ve toplumun basın yayın organlarına karşı güveni kalmamışsa...
Bunlar sıradanlaşmış, kabul edilmiş ve itiraz edilemeyen bir hal almıştır. "Hayır bunlar yok", "Her şey mükemmel", "Daha ne olsun?" diye bir kandırmacanın içine girenlere her konu için verilecek münferit olmayan ve sıklıkla yaşanan çokça örnekler vardır.
HUKUKUN BİTTİĞİ YERDE...
"Hukuk Devleti" çöküş yaşarken toplumu etkiler, çözülen toplum "Hukuk Devleti"nin çöküşünü hızlandırır. Çünkü "Hukuk Devleti"nin çöküş sürecinde toplumda da sosyal çözülmeler başlar.
VE SOSYAL ÇÖZÜLME BAŞLARSA....
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN....