HÜDA-PAR'dan flaş çözüm süreci açıklaması
Abone olHÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu çözüm sürecine ve HDP'ye ilişkin çok konuşulacak bir açıklama yaptı.
Yapıcıoğlu, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı'nda yaptığı basın toplantısında Cizre'deki olaylar başta olmak üzere son gelişmeleri değerlendirdi.
YAPICIOĞLU HDP'YE YÜKLENDİ
HÜDA-PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, çözüm süreci görüşmelerinde HDP'nin İmralı ve Kandil arasında postacılık yaptığını öne sürerek partiye yüklendi ve çözüm sürecine HÜDA-PAR'ın da dahil edilmesi gerektiğini söyledi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Görüşmeler sadece hükümet ve Öcalan arasında yapılıyor biz sadece onlara yardımcı oluyoruz" sözünü hatırlatan Yapıcıoğlu, "Zaten fiiliyatta da yaptıkları şey, İmralı ile Kandil arasında bir nevi postacılık yapmaktır. Biz bunun doğru olmayacağını söyledik. HÜDA-PAR ile birlikte memleketin ne kadar örgütlü yapısı varsa muhatap olmak zorundadır" dedi.
İşte Yapıcıoğlu'nun o açıklamasından çarpıcı satırlar:
"ŞUANDA MASADA BULUNAN İMRALI VE MİT..."
"Hükümetin, Kürt meselesini sadece şiddet meselesine
indirgemesinin yanlış olduğunu, elbette silahların susması, akan
kanın durması şiddetin sona ermesi için bu kişilerle görüşülmesi
gerektiğini ancak, sorunun diğer boyutlarıyla ilgili bir çözüm
getirilicekse ki mutlaka getirilmek zorundadır, bu konuda meselenin
sadece elinde silah bulunan kişilerle yada temsilcileriyle
görüşülmesinin doğru olmayacağını söyledik. Bu meselenin çözümünde
muhatap elbetteki bir bütün olarak milletir. Öncellikle de onların
örgütlü yapıları ve temsilcileriyle görüşmektir. HÜDA-PAR da
bunlardan biridir. Yani sadece şu anda masada bulunan İmralı ve
MİT, başka kimse yok. Son dönemde HDP Demirtaş da yaptığı
açıklamada bunu dile getirmektedir; 'Görüşmeler sadece hükümet ve
Öcalan arasında yapılıyor, biz sadece onlara yardımcı oluyoruz'
demişti. Zaten fiiliyatta da yaptıkları şey, İmralı ile Kandil
arasında bir nevi postacılık yapmaktır. Biz bunun doğru
olmayacağını söyledik. HÜDA-PAR ile birlikte memleketin ne kadar
örgütlü yapısı varsa, muhatap olmak zorundadır."
PKK'nın Sincar'da (Şengal) kanton oluşturma hazırlığında olduğunu, Cizre, Silopi, Yüksekova ve Hakkari'de yaşananların kanton uygulaması olduğunu öne süren Yapıcıoğlu, bu baskınların oluşturduğu barajın patlaması halinde hayal bile edilemeyen sonuçları söyledi.
Şırnak'ın Cizre İlçesi'nin bu konuda pilot bölge seçildiğini ileri süren Yapıcıoğlu, Cizre'nin pilot bölge seçildiği, provokatörlerin iş başında olduğu, 'paralel yapı' içerisindeki güvenlik görevlilerinin burayı karıştırdığı gibi söylemler dile getirildiğini ve bu söylemler üzerinden yorumlandığını söyledi. Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:
"Halbuki PKK'nın hayata geçirmeye çalıştığı kanton uygulaması sadece Cizre'de yoktur. Yüksekova, Silopi ve Hakkari'deki uygulamaları Cizre'den aşağı değil. Ancak Cizre'de Müslümanları bölgeden uzaklaştırıp, kendilerine göre farklı unsurlardan arındırma istekleri, Hüda-Par direnişine takıldığı için bu şekilde olaylar patlak verdi. Adı sayılan yerlerde PKK ve uzantılarının uygulamaya koydukları sisteme henüz direnen çıkmadığı için durum normal görünüyor. Bu yerlerde de devlet güçleri Cizre'deki gibi sokaklara giremezler. Buralarda PKK'nın uygulamalarına direnen olmadığ için dışarıdan sakin ve sorunsuz görülüyor. Ancak halk bu baskı ve tekçi zihniyete ilelebet sessiz kalamaz. Halkın bölge sorunlarının çözüm konusunda henüz ümidi olduğu, süreç sonunda bu baskılar ve tekçi zihniyetin biteceği kanaati olduğu için beklemektedir. Bir gün bu baskıların oluşturduğu baraj patlak verirse hayal bile edilemeyen sonuçları olacaktır."
"PKK'NIN FİİLİ PARALEL DEVLET YAPILANMASI MEVCUT"PKK'nın fiili paralel devlet yapılanmasının bulunduğunu Yapıcıoğlu, sorunların üstünün örtüldüğü, bu şekille sorunların çözülemeyeceğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Olay, Cizre ile sınırlı değildir. Sorunların üstünü örtemekle, sorunlar görmezden gelinmekle haledilmez. Sorun PKK'nın güçlü olduğu yerlerde aykırı hiç bir sese tahammül etmemesi, elindeki silahı kullanarak bölgede herkesi kendisine bir şekilde itaat ettirmek istemesinden kaynaklanmaktadır. Ancak süreç nedeniyle yapılan görüşmelere halel gelmemesi için devlet, bir yerde olay patlak vermeden, sorun yokmuş gibi hareket etmektedir. Bu uygulama yanlıştır. PKK'nın fiili paralel devlet yapılanması mevcuttur. Gün geçtikçe buradaki baskısını arttırarak, halkın direncini kırmaktadır. Halkın, sindirildiği için bu uygulamalara sessiz kalması, devlet nezdinde PKK'ya destek olarak okunmaktadır."
"PKK'YA TESLİM OLMAYACAĞIZ"
HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, bazı gazete yazarlarının, PKK'nın bölgede oluşturduğu hegemonyaya karşı partilerinin alternatif bir adrese dönüşme hesabı olarak gösterildiğini anlatırken şöyle dedi:
"HÜDA-PAR, birilerinin yaptığı gibi halkı sokağa davet etmedi. HÜDA-PAR'ın daha ne yapması bekleniyor. Öldürüldüğümüz halde birilerini rahatsız etmemek için sesimizi çıkarmamamız isteniyorsa, bunu yapmayacağız. Zalimlere karşı sessiz kalarak dilsiz şeytan olmayacağız. Mevcut sorunun üzeri örtülerek yokmuş gibi davrananları rahatsız etmemek için PKK'ye teslim olmamızı istiyorlarsa bunu da yapmayacağız."
"KÜRTLERARASI BİRLİKTELİĞİ BOZMAYA DÖNÜK FİTNE HAREKETLERİ"
IŞİD'e karşı Peşmerge ve YPG ile birilkte mücadele veren PKK'nın Şengal'de hukuk ve yasaları hiçe sayarak konton ilan etmeye çalıştığı ileri süren Yapıcığolu, 'Irak Kürdistanı’ olarak nitelendirdiği Kuzey Irak'ta Musul'a bağlı Şengal’de PKK’nın hukuk ve yasaları hiçe sayarak, tek taraflı kanton ilan etmesini, Kürtlerarası birlikteliği bozmaya dönük fitne hareketleri olarak değerlendirdiklerini söyledi. Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:
"PKK’nın 14 Ocak’ta yasal olmayan bir şekilde 'Şengal Ezidileri Encümenliği' adı altında bir meclis oluşturma girişiminde bulunduğu ve bu girişimin bölgede kanton ilan etme zeminini hazırlamaya dönük olduğu açıktır. Örgütün Kürt halkının birliğini yok sayan, örgütsel çıkarlarını her şeyin üstünde gören bu politikası, Kürtler için bir sorun haline gelmiştir. PKK, bu politikasıyla Kürtlerarası barış için engel haline gelmiştir. Irak, Suriye ve Türkiye’de Kürtlerarası çatışma çıkıp çıkmaması, PKK’ya bağlıdır. Beklentimiz PKK’nın kendi ideolojisini dayatmaktan vazgeçip, farklı görüş ve hareketlere tahammül gösterecek bir politikayı benimsemesidir. Zayıf da olsa bu umudumuzu halkımız adına korumak düşüncesindeyiz."