HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Kandil'in, Pensilvanya'nın desteği Kılıçdaroğlu ile beraber
Abone olKandil'in, Pensilvanya'nın desteğinin Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber olduğunu belirten HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, hiç kimsenin CHP'nin 'şirin görünelim' pozlarına aldanmaması gerektiğini söyledi.
Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Batman'a gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Beşiri ilçesinde merkez ve köy muhtarlarıyla bir araya geldi.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Yanaç, İl Başkanı Davut Şahin, HÜDA PAR Sözcüsü ve AK Parti Batman Milletvekili adayı Serkan Ramanlı, Beşiri İlçe Belediye Başkanı Sait Karabulut'un da hazır bulunduğu toplantıda bir konuşma yapan Yapıcıoğlu, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimin önemine dikkat çekti.
Önümüzdeki seçimin çok kritik ve 100 yıla damgasını vuracak bir seçim olduğunu belirten Yapıcıoğlu, bunun için bir yol kazasının yaşanmaması gerektiğini söyledi.
Yapıcıoğlu, hedeflerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı birinci turda önceki seçimlerde aldığı oydan daha yüksek bir oyla tekrar Cumhurbaşkanlığı makamına getirmek olduğunu vurguladı.
"Henüz iktidara gelmeden asmalar, kesmeler…"
Bundan 2-3 ay önce özellikle CHP zihniyetinin 'Acaba yeniden iktidar olabilir miyim?' diye bir hevese kapıldığını dile getiren Yapıcıoğlu, "Hükümete destek veren, Sayın Cumhurbaşkanına destek verenlere parmak sallamayı da ihmal etmediler. Bir yandan özgürlük nutukları, bir yandan diktatörlük suçlamaları ama öte taraftan henüz iktidara gelmeden asmalar, kesmeler… Birilerini cezaevine atmakla tehdit etmeler, hatta birilerini asmakla tehdit etmeler… Birilerini belki haklarındaki kesinleşmiş hükümlere rağmen Batıdaki bazı merkezlere göz kırpmak için geldikleri gibi salıvereceklerini taahhüt etmeler… Bir yandan yargı bağımsızlığından dem vuruyorlar bir yandan kendilerini mahkeme yerine geçirip 'Biz gelirsek falanları serbest bırakacağız, biz gelirsek falanlar hesap verecek, onları da içeri atacağız' diye parmak sallamalar… Aslında bu söyledikleri bir zihniyetin dışa vurumu. Bir yandan değiştik diyorlar ama aslında kendilerini tutamayıp değişmediklerini, değişemeyeceklerini itiraf etmektir." dedi.
"Birileri, Kürtler adına, Kürt varlığını inkâr eden CHP'nin adayına oy vermesi gerektiğini söylüyor"
Parti içindeki bazı dirençlerle karşılaşmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kürt Meselesini çözme noktasında çok cesur adımlar attığını hatırlatan Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:
"Niye bunu söylüyorum. Çünkü birileri bizim memleketimizde özellikle Sayın Cumhurbaşkanımıza 'Kürt düşmanı' damgasını vuruyor. Hâlbuki aslında meseleleri belki tek tek açarsanız, sorarsanız burada yaşayan insanlarımız için, Kürt kardeşlerimiz için cumhuriyet tarihi boyunca ileriye doğru atılan adımları sayarsanız bunların yüzde 99'u Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından atılmıştır. Bu meselenin özünde inkâr ve asimilasyon politikaları vardır. Kimse Kürtlerin varlığını inkâr etmiyor. Kimse dilini yasaklamıyor. O dili yasaklayan, Kürdün varlığını inkâr eden CHP zihniyetidir. Şimdi birileri çıkıp Kürtler adına, Kürtlerin rahat etmesi adına CHP'nin adayına oy vermesi gerektiğini söylüyor. Ama şunu da biliyoruz: Hem Kandil'in hem Pensilvanya'nın desteği Kılıçdaroğlu ile beraber. Yani Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayının mutlaka desteklenmesi gerektiği konusunda hemen her gün bir beyanat veriliyor."
"Kimse CHP'nin 'şirin görünelim' pozlarına aldanmasın"
Memleketin CHP zihniyetine teslim edilemeyeceğini ve milletin teslim etmeyeceğini 14 Mayıs akşamı göreceklerini vurgulayan Yapıcıoğlu, "O zihniyet, milletin bazı kesimlerine ret, inkâr ve katliam politikaları yürütmüştür; Kürtlere yapmıştır bunu, Alevilere yapmıştır, diğer bazı kesimlere yapmıştır. Dindarların, bu memlekette dinini yaşanmaya çalışan samimi Müslümanların kan kusmasına sebebiyet vermiştir. Bu nedenle millet onları muhalefete mahkûm etmiştir. Ve yüzde 20-25 bandına sıkıştırmıştır onları. Şimdi o sıkışmış oldukları yüzde 20 bandından nasıl bir iktidar çıkarabilirizin hesabını yapıyor. CHP'nin bir ideolojisi var. Bir kurumsal kimliği var, bir kadrosu var. O kurumsal kimlik değişime izin vermeyecek, veremez, verirse artık CHP olmaktan çıkar. Bunu hiç kimse unutmasın. Yani 14 Mayıs'a kadar biz şirin görünelim pozlarına kimse aldanmasın. 15 Mayıs'ta pişmanlık yaşamayalım. 15 Mayıs'tan sonra 'Biz böyle olacağını bilmiyorduk. Bilseydik böyle yapmazdık.' demeyelim." ifadelerini kullandı.
"Böyle bir zihniyete memleketi teslim ederseniz dizlerinize vuracaksınız"
CHP zihniyetinin iktidar olduğu dönemde memlekette nelerin yaşandığını bilmeyen gençlerin olduğuna dikkat çeken Yapıcıoğlu, şunları söyledi:
"Evet daha iyisini istiyorsunuz, kabul. Evet memlekette bazı sorunlarımız var kabul. Evet bazı şeylerinizde haklısınız, kabul ediyoruz. Aynı şikayetleri biz yapıyoruz fakat bir hükümet değişikliği hele hele CHP zihniyetinin iktidara gelmesi bahsettiğiniz, o şikâyet ettiğiniz hususlardan daha ileriye doğru adım getirmeyecek. Bundan emin olun. Hatta tam tersi, siz o dönemlerde yaşamadığınız için şimdiki dönemin çok kötü olduğunu düşünüyorsunuz. Öyle zannediyorsunuz. Ekonomiyle ilgili atılması gereken adımlar yok mu? Var. Bizim de şikayetlerimiz var. Eğitimle ilgili atılması gereken adımlar yok mu? Var. Bizim de taleplerimiz var. Ama bir daha söylüyorum, emin olun CHP zihniyetinin gelmesi durumunda bu şikâyet ettiğiniz konularda şu anda bulunduğumuz noktadan bile çok daha geriye düşeceğiz. Neden? Çünkü Türkiye'de solun bir şey yapmak, bir şey üretmek, taş üstüne taş koymak gibi bir hedefi yok, bir amacı yok. Öyle bir söylemi de yok aslında. Sadece şikâyet ediyor, sadece yıkmaktan, sadece bozmaktan, sadece engellemekten bahsediyor. Böyle bir zihniyete memleketi teslim ederseniz siz dizlerinize vuracaksınız. Hem de belki yıllar sonra bile bunun izleri çok zor silineceği için o tahribatı biraz zaman alacağı için belki sizin çocuklarınız bile size kızacaktır."
"Bunun teminatını veriyorum"
Konuşmasının devamında Yapıcıoğlu, "Sıkılıkla sokakta dolaştığımızda yapılan şikayetlerden bir tanesi şudur; mesela bazen millet diyor ki seçimden önce insanlar geliyor, bize selam veriyor, bizden destek istiyor, onları ağırlıyoruz, onları Meclis'e gönderiyoruz, Ankara'ya gönderiyoruz, Ankara'ya gönderdikten sonra bizim telefonlarımıza çıkmıyorlar. Memlekete geri gelmiyorlar. Bir işimiz düşüyor, bir problemimiz oluyor, bize sahip çıkmıyorlar. Hepsi mi böyle? Hayır, haşa. Ben hiçbir zaman hiçbir konuda toptancılık yapmam. Ama bu konuda şikâyet edilen çok sayıda siyasetçi olduğunu biliyorsunuz. Siz bizzat da kendiniz de bazılarını şikâyet etmişsinizdir ama ben bir hemşeriniz, kardeşiniz olarak kardeşlerime kefilim. İnşallah böyle yapmayacaklar. İnşallah bu seçimden sonra da sizin aranızda zaman el verdikçe elbette aranızda zaman geçirecekler ve sizin sorunlarınız olduğunda siz onlara ulaşabileceksiniz. Ben bunun teminatını veriyorum eğer onlara ulaşamazsanız 'Ben Batman'dan aday değilim, ben İstanbul 3'üncü bölgeden adayım.' bir Batmanlı kardeşimiz olarak bir hemşeriniz olarak onlara ulaşamadığımız zaman bana ulaşın ve onları bana şikâyet edin, inşallah gereğini ben yaparım." dedi.
"Hiçbir oy boşa gitmemeli, sandıklara sahip çıkalım"
Hiçbir oyun heba olmaması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı'nın adayı Sayın Erdoğan ne kadar yüksek oy alırsa muhalefetin bazı hevesleri var, o heveslerin kursakta kalması adına biz iyi bir iş çıkarmış olacağız. Çünkü bir değil birden fazla şeyleri var. Şimdiden zemin hazırlıyorlar. Eğer fark az olursa inşallah diyoruz ki birinci turda bitecek ama fark az olursa şimdiden kendinizi hazırlayın. Mutlak surette onlar yapabilecekleri bütün hileleri yapacaklar ama kaybedeceklerinde onlar hile yaptı diyecekler. Hele hele fark çok küçük olursa bir de ortalığı karıştırmak için fırsat kollayacaklar. Bu fırsatı onlara vermemek lazım. Ortalığın karışması herkese zarar verir. Ama onlar gözü karartmışlar, bu fırsatı onlara vermemek adına olabilecek en yüksek bir oy oranıyla bu işi başarmak için diyoruz ki lütfen bir oy bir oydur. Hiçbir oy heba olmamalı, hiçbir oy boşa gitmemeli. Sandıklara sahip çıkalım. Sandığa giden oyun milletimizin iradesinin olduğu gibi sandıktan çıkması için de dikkatli olalım, uyanık olalım."