HSYK’yı topa tuttu
Abone olAK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, “Asıl yargı bağımsızlığını zedeleyen, Anayasa’ya aykırı olan HSYK’dan gelen bu tür açıklamalardır. H...
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, “Asıl yargı
bağımsızlığını zedeleyen, Anayasa’ya aykırı olan HSYK’dan gelen bu
tür açıklamalardır. HSYK Anayasa’nın 138. Maddesi’ne aykırı şekilde
haksız ve hukuksuz bir bildiri yayınladı” dedi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir grup
milletvekiliyle TBMM’de Parlamento Muhabirleri Derneği’ni (PMD)
ziyaret eden AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, tüm
gazetecilerin gününü kutladı. AK Parti iktidarı olarak ilk günden
bu yana basın hürriyetini önemsediklerini, AB normlarına uygun çok
önemli bir yasal düzenleme yaptıklarını belirten Aydın, bu zamana
kadar birçok alanda düzenleme yaptıklarının altını çizdi. Yıpranma
payıyla ilgili düzenlemeyi de yaptıklarını ifade eden Aydın, “Sizin
mesleğiniz yıpratıcı bir meslek. Halkı en yakın şekilde
bilgilendiren, gündeme dair meseleleri gündeme getirip, çözüm
konusunda iktidarı da zorlayan sizlersiniz. Mesleğinizi son derece
önemsiyoruz. Bu mesleğinizi yerine getirirken karşılaştığınız
zorlukların çözümü noktasında sizlerle beraber hareket etmeye
çalışıyoruz” diye konuştu.
HSYK ELEŞTİRİLERİ
HSYK’dan gelen açıklamaları değerlendiren Ahmet Aydın, “Asıl yargı
bağımsızlığını zedeleyen, Anayasa’ya aykırı olan HSYK’dan gelen bu
tür açıklamalardır. HSYK Anayasa’nın 138. Maddesi’ne aykırı şekilde
haksız ve hukuksuz bir bildiri yayınladı. Bir kısım HSYK üyeleri
bir araya gelerek yetki gasbı, hukuksuz bir işlem yapmışlardır.
Yargı bağımsızlığını HSYK’nın kendisi zedelemiştir. Bu tür
açıklamaların yargıçlardan gelmemesi lazım. Özellikle hukuka en çok
bağlı olması gereken hukukçuların kendisidir. Savcıların,
hakimlerin siyasi parti lideri gibi görüş açıklamaları, basın
bildirisi açıklamaları, soruşturmanın gizliliğini ihlal etmeleri
söz konusu. Hukukçular yargı bağımsızlığına müdahale ediyorsa, HSYK
resmen hem Anayasa’yı ihlal etmiştir, hem hukuku çiğnemiştir. HSYK
ile ilgili pekala düzenleme yapabiliriz. HSYK bir yargı merci
değildir; düzenleyici, denetleyici biri idari kuruldur. Bugünkü
açıklama neye dayanak yapıldı? Anayasa’nın 140. Maddesi çok açık.
Hakimler ve savcılar idari açıdan Adalet Bakanlığı’na bağlıdır.
Dünyanın birçok ülkesinde bu böyle. Mevcut HSYK’nin ihraç kararları
dışında tüm kararları yargı denetimine kapalı, hukuk devletinde
böyle bir şey doğru mu? Bir kısım yetkileri Adalet Bakanlığı’na
vermek suretiyle kurulun kararlarını yargı denetimine açıyoruz. Biz
yargı yolunu açıyoruz. Mağduriyete düştüğünü iddia edenler kurul
kararlarına karşı biz yargı denetimine açıyoruz” şeklinde
konuştu.
17 ARALIK OPERASYONU
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna yönelik sorulara da cevap veren
Aydın, “Çağdaş demokrasilerde masumiyet karinesi açıktır. Şu anda
Mustafa Balbay tahliye edildi, yerel mahkeme 34 yıl 8 ay mahkeme
verdi, bu karar Yargıtay’dan geçmediği için hala masum diyoruz. O
zaman savcılık aşamasını, yargılamayı kaldıralım, ön soruşturmayla
mahkumiyeti tesis edelim. Hukuk kendi işini yapsın, ona biz de
gerekli zemini oluşturalım, kim yapmışsa bir yolsuzluk sonuna kadar
gidilsin. Yolsuzluk perdesi arkasında siyasi lince dönük bir
operasyon da varsa, bir kısım kurum ve kuruluşta yetki gasbında
bulunuyorsa siyaset bu tıkanıklığı çözmek için vardır. Adalet arka
bahçe konumunda olmamalı. Hukuki soruşturma adı altında milletin
iradesi gasp edilmeye çalışılıyorsa, siyaset rehin alınmaya
çalışılıyorsa siyaset de millet adına bu işe ’dur’ diyecektir”
ifadelerini kullandı.
Varsayıldığı iddia edilen bir olay üzerinden bütün camianın
yolsuzlukla bağdaştırılmasının doğru olmadığını belirten Aydın,
“Bir algı yönlendirmesi var. Bir takım savcıları son günlerde çokça
duyuyoruz. Savcılar eğer siyasetçinin yerine, basının yerine
geçiyorsa, kendi görevinden başka görevler yapıyorsa burada bir şey
vardır. Adalet Bakanı mevcut duruma göre izin verme mercidir, bunun
takdiri Adalet Bakanı’na aittir. AK Parti’nin yolsuzluklara karşı
tutumunu biliyorsunuz. Uluslararası yolsuzluk algı endeksi var.
2002 yılında şeffaflıkta biz 65. sıradaydık, şimdi gelinen noktada
53. sıraya kadar yükseldik. Var sayıldığı iddia edilen bir olay
yüzünden bütün bir camiayı yolsuzlukla bağdaştırmak ne kadar hukuki
size soruyorum” açıklamasında bulundu.
Aydın, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in Kamu Başdenetçisi hakkında
inceleme başlatmasıyla ilgili olarak, “Son iki hafta gündeme bakın,
bir savcı çeşitli vesilelerle bu kadar gündeme gelmesini ne kadar
doğru buluyorsunuz? Bir takım ithamlarda bulunuyor. Sen savcısın
arkadaş varsa böyle bir tehdit gereğini sen yaparsın. Algı
operasyonuna dönüştürmeye kimsenin hakkı yok. İlgili şahıslar bunu
yalanladı, Başbakanımız da yalanladı” dedi.
HÜKÜMET-CEMAAT ÇEKİŞMESİ
Hükümet-cemaat tartışmaları ve paralel devlet tartışmalarıyla
ilgili sorular üzerine ise Aydın, şunları kaydetti:
“Cemaatle topyekun bir savaş nitelemesine ben katılmıyorum. Cemaat
adına iş gördüğünü iddia edenler, olayı bir yere çekenlerle ilgili
bir takım sürtüşmeler var. Cemaatin tabanıyla ilgili böyle bir
şeyin gösterilmesini doğru bulmuyorum. Kim olursa olsun kim yanlış
yapıyorsa o yanlışa hepimizin ’dur’ demesi lazım. Biz bugüne kadar
iyiydik de ne oldu da böyle bir cephe açıldı? Bu sorunun muhatabı
biz değiliz. Topyekun savaş varmış görüntüsü vermek doğru
değil.”
(İHA)