HSYK'dan Bakanlığa suç duyurusu
Abone olHakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığı'na suç duyurusunda bulundu.
HSYK Başkan Vekil Kadir Özbek,
CNNTürk’te Fikret Bila’ya Adalet Bakanlığı hakkında suç
duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Gazeteci-yazar Fikret Bila'nın CNNTÜRK'te sorularını yanıtlayan Kadir Özbek'in konuşmasından satır başlıkları şöyle:
İstediğini yapabilme arzusu, sınır tanımamazlıktır.Belki yargı ile
yürütme arasındaki bugüne kadarki en büyük çekişmenin nedeni
bu.
İktidarlar yargıyı sevmezler, üvey kardeştir. Sözlerin yürekten geldiğine inanmıyorum
'YARGIÇLAR DEVLETİ' DOĞRU
DEĞİL
Hakaretlerle karşılaşıyoruz. 'Yargıçlar devleti' tabirini kullanmak
yanlış olur. Bizim yapmak istediğimiz şey, Anayasa’nın bize verdiği
idari görevimize, hakim bağımsızlığı esasına göre yürütmek. Biz
sadece bunu yapmak istiyoruz.
Bu noktada da sürekli kendileriyle çeliştiğimiz, zaman zaman
değişik uygulamaları gördüğümüz de oldu.
HSYK’nın hatta Türk yargısının ideolojik bir görüşü vardır. Bu görüş Anayasa’mızın ikinci maddesinde yazılı, Atatürk ilkelerine bağlı, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletinin gerekleridir. Bizim ideolojimiz bu. Ancak bunun dışında bir beklenti, duruş taraf olma durumu varsa, biz de elbette karşı ideoloji olarak değerlendirmek mümkün.
'YARGI KARARINI TANIMAMAZLIK
OLUR'
Sayın Başbakan dedi ki, 'bir müdürü 23 defa
görevden aldık, Danıştay iade etti.' Bir idare 23 defa bir müdürü
görevden alıp, yargı
kararıyla iade ediliyor ve tekrar alınıyorsa, bunun hukuki bir
karşılığının olması lazım. Onun ötesinde o müdür için alınan kararı
eleştirmek değilde, tekrar onu görevden almak, yargı kararını
tanımamazlık anlamına gelir. Bunun üzerinde durulması gerekir.
HSYK, BAKANLIĞIN EVRAK KALEMİ
DEĞİL
Ergenekon hakim ve savcılarıyla ilgili olarak geçen yaz
kararnamesinden beri sıkıntılar yaşıyoruz. Yürütülen soruşturmayla
ilgili olarak HSYK’ya yüzlerce dilekçe ve başvuru geldi. Bunlardan
bizi ilk başvuru yeri olarak bize gönderen, bakanlığa da
gönderenler vardı. Bizim soruşturma yada inceleme yetkisi olmadığı
için bakanlığa gönderiyorduk. Ancak bunları gönderirken, HSYK
Adalet Bakanlığı’nın evrak kalemi değil. Yani sadece bir numara
verip gönderme meselesi değil. Açıp bakıyorsunuz, çünkü adı geçen
kişilerle ilgili olarak terfi atama nakil vb. işlem yapmak
zorundasınız. Bunlarla ilgili bir tasarruf gündeme geldiğinde, bu
arkadaşımızın şöyle bir şeyi de vardı, buna da bakalım deme
görevimiz var...
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK
Kurul 7 kişi olmadan toplanamıyor. Hukuki sonuçları olacak dedim. Onlar da gelmeyince biz de tutanak tutmak zorundaydık. Tutanağımızı tuttuk ve suç duyurumuzu gönderdik.
ÖZBEK'TEN SEYFİ OKTAY İTİRAFI!
Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın, HSYK'ya müdahale ettiği iddialarının sorulması üzerine Kadir Özbek, şunları söyledi:
''Bu tür söylemler ve haberler Oktay ile ilgili yasal işlem yapıldıktan sonra ortaya çıktı. Oktay'ı çalıştığım dönemde Adalet Bakanı olduğu için tanırım, uzun süreden beri de görüşemiyordum. İki hakim arkadaşımız, Oktay ve ben yemek yedik. Gelen arkadaşlarımız İstanbul 10 ve 14. ağır ceza mahkemesi başkanları. Kendilerin bir takım sıkıntılıları olduğunu söylediler. Adeta 'bizi buradan kurtar, çalışacak durum kalmadı' dediler.''
''Bu taleplerin gelmesi doğal, ancak bu tür birisinin aracılık etmesi doğal değil.'' diyen Özbek, ''Sevdiğiniz, saydığınız bir Bakanın referansını gözardı edemezsiniz. Ancak o dönem herhangi bir işlem yapmadık. Bu kararnamede bu arkadaşlarımız alınsın diye önerdim. Köksal Şengün'ün benimle görüşmek istediğini de Seyfi bey iletti. Köksal bey de geldi, Yargıtay üyeliği istedi. Bunun uygun olmayacağını, davaya müdahale anlamı taşıyacağını, kusura bakmaması gerektiğini söyledim.'' diye konuştu.
İDEOLOJİK GÖRÜŞÜMÜZ VARDIR
Başbakan Erdoğan'ın, HSYK ve yargı organlarının ''ideolojik karar verdiği'' yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Özbek, şöyle konuştu:
''Sadece ve sadece Anayasa'nın bize verdiği idari görevi, hakim bağımsızlığı ve teminatı esaslarına göre yapmak istiyoruz. Bu noktada, kendileriyle çeliştiğimiz, zaman zaman değişik uygulamaları gördük, ama olması gereken buydu. HSYK'nın ve Türk yargısının ideolojik bir görüşü vardır, bu görüş anayasamızın başlangıç bölümünde yazılı. Atatürk ilkelerine bağlı, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin gerekleridir. Bizim ideolojimiz bu, ancak bunun dışında bir beklenti, bir duruş, bir taraf olma durumu varsa elbette biz de karşı ideoloji olarak değerlendirmeliyiz.''