HSYK’dan açıklama
Abone olHakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yönetenlerin yargı tarafından denetlenmesinin hukukun gereği olduğunu açıkladı. <br/>HSYK’dan yapılan aç...
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yönetenlerin yargı
tarafından denetlenmesinin hukukun gereği olduğunu açıkladı.
HSYK’dan yapılan açıklamada, kamuoyunda yargıya ilişkin yapılan
tartışmalar ve Adli Kolluk Yönetmeliğinde yapılan değişiklikler
HSYK Genel Kurulunda görüşülerek aşağıdaki açıklamanın yapılmasına
oyçokluğu ile karar verildiği belirtilerek şöyle denildi:
“Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü
demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz temel esaslarıdır.
Kuvvetler ayrılığı yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden
bağımsız, birinin diğerine üstün olmadığı, medeni bir iş bölümü ve
iş birliği içerisinde görev yaptığı sistemdir.
Anayasamıza göre herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce,
felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım
gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Devlet organları ve idare
makamları da bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun
olarak hareket etmek zorundadırlar.
Yasama ve yürütme organlarına karşı bağımsızlığı korunan yargı,
yönetenlere karşı yönetilenlerin güvencesidir. Hukuka aykırı eylem
ve işlemlerde bulunulması halinde yönetenlerin de herkes gibi yargı
tarafından denetlenmesi demokratik hukuk devletinin bir
gereğidir.”
Anayasada savcıların adli görevleri ile hâkimlerin idari görevleri
yönünden teftiş, denetleme ve genelge düzenleme yetkisinin Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulu’na ait olduğunun belirtildiğine dikkat
çekilen açıklama şöyle devam etti:
“Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157, 160, 161 ve 164 üncü maddelerinde
de; soruşturmanın gizli olduğu; ihbar veya başka bir suretle bir
suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının emrindeki adli
kolluk görevlileri marifetiyle doğrudan doğruya her türlü
araştırmayı yapabileceği; adli kolluk görevlilerinin el koydukları
olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde
çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhal bildirmek ve bu Cumhuriyet
savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine
getirmekle yükümlü oldukları; adli kolluk görevlilerinin adli
görevlerin haricindeki hizmetlerde üstlerinin emrinde oldukları,
ancak soruşturma işlemlerinde sadece Cumhuriyet savcısının
emirlerini yerine getirecekleri; Cumhuriyet savcılarının sözlü veya
yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri
görülen kolluk amir ve memurları hakkında da Cumhuriyet
savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacağı hususları açıkça
vurgulanmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 167 nci maddesinde Adalet ve İçişleri
Bakanlıklarınca çıkarılacak Adli Kolluk Yönetmeliğinin kapsamı
düzenlenmiş olup, Cumhuriyet savcılarının adli görevlerine ilişkin
hususların bu Yönetmelik kapsamında bulunmadığı izahtan varestedir.
Ayrıca adli görevi bulunmayan mülki idare amirlerinin de
bilgilendirilmesini içeren 21.12.2013 tarihli “Adli Kolluk
Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 2 nci ve 3
üncü maddeleri yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ilkeleri ile
Anayasanın ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili hükümlerine açıkça
aykırıdır.
Diğer taraftan Anayasamızın 159 uncu maddesi ile Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nun 4 üncü maddesinde hâkim ve
savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere
uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı
veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve
eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını
araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma
işlemleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevleri
arasında sayılmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Anayasanın ve Kanunun kendisine
verdiği yetki ve görev çerçevesinde, hâkimler ve savcılar hakkında
bugüne kadar gelen tüm ihbar ve şikâyetleri titizlikle
değerlendirmiş ve ilgili kanunlarda yer alan disipline ilişkin
hükümleri uygulamıştır. Nitekim 2013 yılı içerisinde Kurulumuza
gelen ihbar ve şikâyetler üzerine 13.500 hâkim ve savcıdan 331’i
hakkında soruşturma izni verilmiş ve 19’u meslekten çıkarma cezası
olmak üzere toplam 288 hâkim ve savcıya değişik disiplin cezaları
verilmiştir.
Görüldüğü üzere HSYK, hâkim ve savcıların görevlerinden dolayı veya
görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve
eylemlerinin sıfat ve görevlerinin icaplarına uyup uymadığını
titizlikle araştırmakta ve eylemleri sabit görülenler hakkında
gereken disiplin cezalarını uygulamaktadır.
Bu itibarla; hâkim ve savcıların yasalara aykırı davranışta
bulunduğunu veya sıfat ve görevlerine uygun davranmadığını düşünen
herkesin HSYK’ya şikâyette bulunması mümkündür. Görev sınırlarını
aşan veya suç teşkil eden eylemlerde bulunan hâkim ve savcı varsa o
hâkim ve savcılarla ilgili bugüne kadar gereğine tevessül edildiği
gibi bundan sonra da edileceği izahtan varestedir. Soruşturmaların
yürütülmesine ilişkin yetki aşımı veya usulsüzlük olması durumunda
bu konularda da 2802 sayılı kanunun disiplin maddeleri gereğince
işlem yapılacağı açıktır.
Ancak; özveri ve titizlikle görev yapan yargı mensuplarını zan
altında bırakan beyan ve yazıların da, hukukun üstünlüğü ve çağdaş
demokrasinin unsuru olan bağımsız yargıya zarar vereceği hususu
gözden ırak tutulmamalıdır.
Bu nedenle; yargı bağımsızlığını ihlal etmeden, yargıya duyulan
güveni zedelemeden varsa yanlışlıkları ortaya çıkarmak ve gereğini
yapmak başta HSYK olmak üzere tüm yargı kurumlarının görevidir. Bu
görevlerin yerine getirilmesi sırasında tüm yetkililerin, basın
mensuplarının ve kamuoyunun yargıyı yıpratacak ve töhmet altında
bırakacak tutumlardan kaçınması da yargı camiasının ortak
beklentisidir.”