HSYK'da cemaate gafil avlandık!
Abone olSabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, bugünkü yazısında HSYK'nın cemaatin eline nasıl teslim edildiğini özeleştiri yaparak anlattı.
Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, 'Yargıtay'dan
gelenler ve yeni HSYK' başlıklı bugünkü yazısında hem kendine öz
eleştiri yaptı hem de 2010 referandumu sonrası HSYK'nın nasıl
cemaatin eline teslim edildiğini yazdı.
"...
Daha önce 12 Eylül 2010 halk oylamasından sonraki süreçte
HSYK seçiminde yaşanan tezgâhı görememiş olmaktan ötürü
pişmanlığımı defalarca yazdım. Sadece ben değil demokrat aydınların
nerdeyse tamamı o süreçte gafil avlandı" itirafında
bulunan Kütahyalı, "Çoğulcu ve şeffaf yapılanması gereken
yeni HSYK başka bir vesayetin eline teslim edilmişti"
diyerek cemaati işaret etti.
Kütahyalı şunları yazdı:
"Ne olursa olsun 2010 öncesinin askeri vesayetin emrindeki
HSYK'sından kurtulmak doğru bir adımdı. O bağlamda 12 Eylül
2010'a "Evet" demek kesinlikle doğru
tercihti. Fakat sonrasında kanuna göre tek tek seçilmesi
gereken üyeler eski Anayasa Mahkemesi'nin Kemalist vesayeti
korumayı tasarlayarak verdiği hukuksuz bir kararla blok listeye
dönüştürüldü. Kemalist vesayetçilerin bu
hukuksuzluğundan Gülenist vesayetçiler faydalandı.
HSYK bir blok listeyle palas pandıras seçildi. Evrensel
hukuka aykırı vesayetçi döngü kırılamadı.
FARK EDEMEDİK!
12 Eylül 2010 sonrası askeri vesayetin iki kalesinin yıkılmasıyla
rehavete kapılan demokrasi cephesi bu çok tehlikeli gelişmeyi fark
edemedi. Oysa TSK vesayetinin yıkıldığı HSYK Emniyet- Yargı
vesayetinin eline geçiyordu. Yeni oluşan HSYK sonrası Emniyet ve
Yargı'daki paralel yapı tam dokunulmazlık kazandı. Artık ne
hukuksuzluk yaparlarsa yapsınlar arkalarında kapı gibi HSYK vardı.
Nasıl ki eski rejimde Atatürk adına bazı savcı ve hâkimler korkunç
işler yaptığında bile HSYK onlara dokunmuyordu ya da göstermelik
dokunuyordu. Şimdi de yeni rejimde Gülen adına bazı savcı ve
hâkimler n'aparsa yapsın HSYK onlara dokunmayacaktı ya da
göstermelik dokunacaktı.
İMAM KARARGAHINDA KARAR
VERİLİYORDU
Bu yapının hukuka uygun karar almak diye bir görevi yoktu. Kimlerin
tutuklanacağına Vatan Emniyet'te ya da yetkili İmam'ın karargâhında
karar veriliyordu. Kanıta da ihtiyaç yoktu. Savcı ve hâkimler de
onay makamıydı. HSYK'nın önemli kısmı da bu çete düzenini
korumak ve kollamakla mükellefti. Öte yandan ilk günlerden beri
HSYK'nın azımsanmayacak sayıda üyesi de bu durumdan memnun
değildi.