HRW: KCK davası hukukun suistimaline örnek

İnsan Hakları İzleme Örgütü, sanıkları arasında Barış ve Demokrasi Partisi BDP'nin belediye başkanları ve parti yetkililerinin de olduğu 'KCK davası'nın Türkiye'nin 'aşırı geniş kapsamlı' terörle mücadele yasaları ile ilgili sorunların bir göstergesi olduğu eleştirisinde bulundu.

Örgütün bugün yaptığı basın açıklamasında 'uzun süreli tutukluluk hali ve seçilmiş belediye başkanlarının yargılanması terörle mücadele yasasının kötüye kullanıldığını göstermektedir' dedi.

Açıklamada, PKK bağlantısı olduğu suçlamasıyla Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada, 152 sanığın tutukluğunun iki yılı bulduğu; sanıklar arasında demokratik yollardan seçilmiş altı BDP'li belediye başkanı olduğu vurgulandı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), daha önceki DTP davalarına da atıfta bulunarak, kovuşturmaların terörle mücadele yasalarının insan hakları teminatları ile bağdaşmaz nitelikle olduğunu kaydetti.

Örgütün Avrupa ve Orta Asya Direktör Yardımcısı Benjamin Ward, "şiddet içeren faaliyetler konusunda etkili kanıt bulunmadığı sürece, savcılığın yasal bir partiyi yasadışı bir örgütle ilişkilendirme çabasını meşru bir siyasi faaliyeti bastırma girişimi dışında değerlendirmek güç" dedi.

Davanın 2010 Ekim ayında başlamasından bu yana yapılan 20 duruşmada pek bir ilerleme kaydetmediği belirtilirken, bunda sanıkların mahkeme heyetine Kürtçe hitap etme ısrarının da etkili olduğu ifade edildi.

Bu davanın da diğer terörle mücadele davaları gibi yargılama öncesi tutukluluk ve sanık ve sanık avukatlarının aleyhlerindeki kanıtlara erişimi konularında kaygı yarattığı vurgulanırken, durum Birleşmiş Milletler yetkililerinin de 2006 yılında işaret ettiği sorunların varlığını koruması olarak yorumlandı.

Ward, "Türkiye'nin derhal yoruma açık ve geniş şekilde tanımlanmış olan terörle mücadele yasalarında değişiklik yapıp bunları siyasi eylemcileri susturmak ya da dışlamak için kullanmaktan vazgeçmeli" dedi.

Basın açıklamasında, soruşturmanın yürütülme biçimi, zanlıların izlenerek telefon ve elektronik haberleşmelerinin takip edilmesi de eleştirildi.

Duruşmada sunulan kanıtların büyük bölümü dinlenen telefon görüşmelerinden, izlenen e-postalardan ve bir büronun izlenmesinden elde edildi.

Davada devletin birlik ve bütünlüğünü yıkmaya çalışmak, PKK üye ya da yöneticisi olmak, PKK'ya yardım ve yataklık etmek gibi suçlardan yargılanan sanıklar suçlu bulunurlarsa 15 yıl ile ömür boyu hapis arasında değişen cezalar alabilir.