Hrant Dink soruşturmasında flaş gelişme!
Abone olDink cinayeti soruşturmasında ifade veren eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, “Ali Fuat Yılmazer o dönemde İstanbul İstihbaratta C Şube Müdürü idi. Esas bu işlerden sorumlu şubenin başındaydı” diye konuştu.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Hrant Dink cinayetine ilişkin devam eden soruşturma kapsamında
şüpheli sıfatıyla ifade veren eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı
Ramazan Akyürek, İstanbul İstihbarat eski müdürü Ali Fuat Yılmazer
hakkında “O dönemde İstanbul İstihbaratta C Şube Müdürü idi. Esas
bu işlerden sorumlu şubenin başındaydı” diye
konuştu.
Soruşturma savcısı Yusuf Hakkı Doğan’a 16 sayfalık ifade veren
Akyürek, Dink’e eylem yapılacağı konusundaki bilgilerin dönemin
Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir ve Trabzon İl Jandarma Komutanı
Ali Öz ile paylaşılmadığını da belirtti, ‘Ancak burada kasti bir
hareketim söz konusu değildir.” dedi.
Dink ile ilgili rapor bana sunuldu
"SES GETİRECEK EYLEM"
Akyürek, Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından İstanbul Emniyetine
gönderilen ‘Hrant Dink’e karşı eylem yapılacağı’ yönünde gönderilen
rapordan haberdar olduğunu belirtti. Akyürek, bu raporun dönemin
Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç tarafından da kendisine
sunulduğunu ifade etti.
Akyürek, İstanbul’a gönderilen bu rapordaki ‘ses getirecek eylem’
şeklindeki ibareninin ‘ağır ve ciddi bir eylem’ anlamına geldiğini
söyledi.
"NEDEN SES GETİRECEK EYLEM YERİNE ÖLDÜRÜLECEĞİ BİLGİSİ
AKTARILMADI?"
İstanbul’a gönderilen raporda ‘ses getirecek eylem’ cümlesinin
kullanıldığını belirten savcılık, ‘Neden öldürüleceği bilgisi
aktarılmadı?’ diye sordu. Akyürek bu soruya, “Ben esasen bu
detayları hatırlamıyorum. Dink’e yönelik yapılacak eylem ile ilgili
olarak o dönemde istihbarat müdürü Engin Dinç yazıdan ayrıcı konuyu
İstanbul İstihbarat Şubesi ile paylaştığını söyledi. Biz o yazıda
Hrant Dink’in öldürülmesi kelimesi üzerinde durmadık. Zaten ses
getirecek eylem denildiğinde aynı şeyi anladık.” diye yanıt
verdi.
"KORUMA ALTINA ALMAK BENİM GÖREVİM DEĞİL"
Akyürek, Hrant Dink’in bu istihbarat bilgisinin ardından İstanbul
Koruma Şube Müdürlüğü tarafından koruma altına alınması gerektiğini
belirtti. İstihbarat Daire Başkanı olarak böyle bir görevinin
olmadığını söyledi.
"ERHAN TUNCEL'İ BİREBİR TANIMAM"
Dink cinayeti davasının sanığı olan ve bir dönem yardımcı
istihbarat elemanlığı yapan Erhan Tuncel’i bire bir tanımadığını
belirten Akyürek, Tuncel’in istihbarat müdürü Engin Dinç’in önerisi
ve dönemin daire başkanı Sabri Uzun’un onayı ile yardımcı eleman
yapıldığını söyledi.
Savcılığın ‘Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanlığına neden
son verildi?” yönündeki sorusuna Akyürek, bu konunun Trabzon
Emniyetinin ilgi alanına girdiğini İstihbarat Daire Başkanı olarak
yapacağı bir şeyin olmadığını dile getirdi.
Ramazan Akyürek, Dink’e yönelik eylem yapılacağı ile ilgili
istihbarat raporu konusunda ‘İstanbul ve Trabzon Emniyet
Müdürlüklerinin duyarlılık göstererek gerekli tedbiri aldığı
düşüncesinde’ olduğunu vurguladı.
Hrant Dink ile ilgili yazışmlardan iki ay sonra Trabzon Emniyet
Müdürlüğü’nden Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire
Başkanlığı’na atandığını belirten Akyürek, Dink öldürüldüğün de
daire başkanı olarak Ankara’da görev yaptığını söyledi.
OLAYDA YASİN HAYAL'İN OLDUĞUNU NASIL
DÜŞÜNDÜNÜZ?
Savcılık sorgusunda Akyürek’e, “TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda
verdiği ifadede ‘Trabzon İstihbarat polisi Muhittin Zenit’e
ulaştığını ve kendisine ‘Aman şu Yasin Hayal’i bulun, orada mıdır
değil midir? Dink vurulduğuna göre o vurmuştur’ şeklindeki sözleri
okundu. Savcılık ‘Olayın ardından tereddüt göstermeden Yasin
Hayal’i cinayetin sanığı olarak düşünmenizin sebebi nedir?”
sorusunu sordu.
Akyürek bu soruya, “Cinayetin ardından toplantı yaptık. Trabzon’da
görev yaparken sahip olduğum bilgilerden dolayı Muhittin Zenit’e
ulaşıp bunları söylediğim doğrudur. Eylemin Yasin Hayal tarafından
yapılmış olabileceğini düşündüm ve bulunmasını istedim.” dedi.
"LOG KAYITLARININ SİLİNMESİYLE İLGİLİ EMİR
VERMEDİM"
Akyürek’e ‘Dink’in öldürülmesi ile ilgili Trabzon İstihbarat
Şubesindeki LOG (tüm işlemlerin bilgisayar ortamında kayıt altına
alınması) kayıtlarının tutulduğu bilgisayar serverlerinin
Ankara’daki daire başkanlığına getirilerik silindiği iddiaları
doğru mudur?’ diye soruldu. LOG kayıtlarının daire başkanlığına
gönderilip gönderilmediğinin hatırlamadığını ifade eden Akyürek,
“Ben LOG kayıtlarının silinmesi ile ilgili bir emir vermedim.”
dedi.
Eylül 2009 tarihinde kendi onayına sunulan LOG kayıtlarının
silinmesi konusunun personel kullanıcı kontrol işlemleri ile ilgili
olduğunu ifade eden Akyürek, “Bununla ilgili olarak benim hakkımda
Mülkiye müfettişleri tarafından soruşturma yapıldı. Bana sorduğunuz
Trabzondan gönderilen kayıtların silinmesi ile ilgili herhangi bir
olay ve soruşturma yoktur.Dink’e ilişkin kayıtların silindiğinden
haberdar değilim. Eğer silinmiş ise ne amaçla silindiği hakkında
bilgi sahibi değilim.” diye konuştu.
LOG kayıtlarınının silinme onayı tarihinin de Eylül 2009 olduğunu,
bu tarihte kadar Dink ile ilgili bütün soruşturmaların bittiğini ve
soruşturma eklerinde kayıtların mevcut olduğunu belirtti.
KAYITLARIN YEDEKLERİ MEVCUT
Kamuoyunda daire başkanlığındaki kayıtların silindiği yönünde algı
olduğunu belirten Akyürek, “Dijital arşivimiz hem bilgi işlem şube
müdürlüğünde hem de ayrı bir bina ve birimde bu kayıtların
yedeklemesi vardır.”dedi.
NEDEN ERGENEKON'A BAĞLANMADI?
Sorguda ‘Neden Dink soruşturması Ergenekon soruşturmasına
bağlanmadı ve bu grubun eylemi olarak görülmedi?’ şeklindeki
soruya, ‘Ben bu konuda bir fikir beyan etmek istemiyorum. Zira tüm
bu konular adli makamlara intikal ettirilmiştir" diye yanıt
verdi.
Akyürek kendisi aleyhine rapor düzenleyen Mülkiye Müfettişlerine
tehdit ettiği yönündeki iddiaları da kabul etmedi.
Dink cinayetinde ilgililerin kastının olmadığını düşündüğünü
söyleyen Akyürek, ”Yerel makamların bu konuda sahip olduğu
bilgileri kanıksamış olduklarını düşünüyorum” dedi.