Hoşgörü

Sokakta bir grubun arkasına farkında olmadan takılmışım. Ellerinde broşür gayet nazik bir şekilde dağıtıyorlardı.

Aylin KOTİL aylin@internethaber.com

Sokakta bir grubun arkasına farkında olmadan takılmışım. Ellerinde broşür gayet nazik bir şekilde dağıtıyorlardı.

Ne dağıttıklarına bir bakayım dedim...

Referandumla ilgili broşürlerdi. Ancak ilk dikkatimi çeken bunu alabildiğine kibar bir şekilde yapmaya çalışmaları idi.

Sonra üşenmedim dışardan bir süreliğine daha onları gözlemledim.

Karşıt görüş ya da biri ters birşey söylerse ne yapacaklar acaba dedim. Oldu da.

Adamın biri kavga etmek için terslendi, hiç uzatmadılar.

Diğeri, aksi oy kullanacağını söyledi, canınız sağolsun dediler. Belki rol yapıyorlardı, belki gerçek ancak bu sakin ve uzlaşmacı tavırları ülkemin özlediğine eminim.

Yıllar önce gelen bir Alman turisti Galata kulesine götürmüştüm.

Ordan aşağıya bakarken bana ‘neyinizi seviyorum biliyor musun? Bu sokak aralarında binadan binaya asılan çamışırlarınızı... Kilisenin ve caminin yan yana oluşunu...

Farklı kültürleri içinizde barındırmanızı... Böylelikle bir arada yaşamanızı seviyorum. Hatta biraz da kıskanıyorum bu çok kültürlülüğünüzü’ demişti.

Evet, ben mesela...

Bakkal Garbis amcayı çok severdim.

Ne zaman annem bakkala gönderse bana bir şeker verirdi. İlkokulda sıra arkadaşımın adı Alice di. Alis yazmıştı adını öğrenirken... Kalmış aklımda...

Çok severdim onu ve annesini.

Alevi sünni, Türk Kürt ayrımı daha sonraki yıllarda belirmeye başlamıştı. Şimdilerde ise dindar ve dinsiz...

Bakalım daha ne kadar ayrışacağız? Ve bakalım bu kimlere yarayacak?

Meydanlarda sertleşmek bu ülkeyi nereye taşıyacak?

O küçük grup gibi olmak hayal değil bence...

Atalarımız zaman zaman bunu başarmış...

Hatta çoğu zaman. Birbirimizi sevmeyi unuttuk. Belki de daha kötüsü: Karşımızdakinin insan olduğunu unuttuk...

Umarım bunu kötü şartlarda hatırlamak zorunda kalmayız...Atalarımızın kaldığı gibi.