Hopa davasında güldüren diyaloglar
Abone olArtvin Hopa'daki olaylara ilişkin açılan davada 7 sanığın yargılanmasına devam edildi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Artvin'in Hopa
ilçesinde düzenlediği mitingin ardından çıkan olaylara ilişkin
yürüyen davanın dünkü duruşması gergin başladı, ancak gülüşmelerle
son buldu.
Özel Yetkili 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde 4.5 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan Ali Aksu, Erhan Köse, Görgü Demirpençe, İbrahim Aksu, İdris Akbıyuk, Önder Öner, Şafak Ustabaş dün hakim karşısına çıktı.
ÖNCE GERGİNLİK
Siyasetçi, sivil toplum örgütü ve İstanbul, İzmir, Ankara, Artvin'den 18 avukatın hazır bulunduğu duruşma, salonda zabıt katibinin yazdıklarını gösteren monitörlerin avukatların önünde olması gerginliği ateşlemeye yetti.
Daha sonra Avukat Ömer Kavili, duruşma salonunda Hopa'dan gelen
sivil polislerin dışarı çıkarılması gerektiğini söyledi. Avukat
Ömer Kavili, sanıklardan Ali Aksu'yu ayağa kaldırarak, duruşmayı
izleyenler arasında tanıdık polis memuru olup olmadığını sorması
ise gerginliği tırmandırdı.
1.5 SAAT BEKLEME
Bu tür istekler nedeniyle duruşmaya başlayamadıklarını anlatan Mahkeme Başkanı Hakim Mustafa Kahya, 1.5 saat geçmesine karşın sanıkların savunmalarını alamadığını belirtti. Avukat Can Atalay ise "Sabrınızın sınırını zorluyorum farkındayım. Sorgularda şu an önününüzde bulunan gereksiz delillerin dosyadan çıkartılmasını talep ediyorum. Bu dosya bir çuvaldır. Ne bulunduysa dosyaya konulmuştur" dedi.
'POLİSE GÜL MÜ ATACAKTIK?'
İsteği kabul etmeyen Mahkeme Başkanı Kahya'nın "Biz bu davayı üç aydır bekliyoruz" demesi salonda gülüşmelere neden oldu. Hopa olaylarında yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu'yu anarak savunmasına başlayan sanık Ali Aksu, yargınalanması gerekenlerin onlara cehennemi yaşatan polisler olması gerektiğini iddia etti.
POLİSLE EMPATİ Mİ KURACAKTIK
Ali Aksu şöyle konuştu:
"Ortamın bu denli gazla, suyla, copla, kurşunla terörize edilmesi ve bunun sahibi olan polis teşkilatına empati içinde gül mü atacaktık? Nasıl kurtulacaktık? Bir tek yol vardı, durdurmak. Bizlerin ve Metin hocanın da yaptığı 'yapmayın, etmeyin, gitmeyin' deyimlerini kullandık. Hopalıları yaralayan ve canını alan polislerdir. Ben AKP gibi düşünmek zorunda değilim. O gün derelerimiz üzerine HES kurmak ve Çay-Kur'u özelleştirmek isteyen, işçiye sömürmeye devam edene, bize ne kadar zarar verdiğini anlatmak istedik. Dünkü Akıncılar bugün hükümettir. O iddianameyi yazan, o kadar maaş alan adamlara üzülüyorum. 'Mahir Hüseyin Ulaş, kurtuluşa kadar savaş' cümlesini kullanmadım."
'TARIM BAKANI'NI ÇAĞRACAĞIM BURAYA'
O gün yaşananları aktarmaya devam eden İbrahim Aksu, "Bu taleplerimizi horon çekerek dile getirdik. Bu sırada biber gazı, tazyikli su ve coplarla saldırdılar. Dayak yedim kaburgam kırıldı. Horon çekenlere bu şekilde tepki gösterilip tutuklanmamıza neden oluyorsa, vay bu hukukun haline" dedi.
MAHKEME BAŞKANI BİLE GÜLDÜ
"Vay bu hukukun haline" ifadesine gülen Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, katip Ertan Aksoy'a dönerek "Ertan bey onu da yazın" dedi, bu da avukatları güldürdü. Polislerin baskı ile ifade aldıklarını ileri süren sanık İdris Akbıyuk, Emniyet'te yaşadıklarını "yandım, tutuklandım cezaevine gireceğim kesin" diye anlatması sanık yakınlarına kahkaha attırdı.
KAHKAHALAR BAŞKANI SİNİRLENDİRDİ
Atılan kahkahalar da Mahkeme Başkanı Kahya'yı sinirlendirdi. Hakim Kahya, yargılamanın çok ciddi bir iş olduğunu ve saygınlığının korunması gerektiğini söyledi ve aynı şeyin ekrarlanması halinde o kişilerin dışarıya çıkarılacağını belirtti.
Gergin başlayan ve gülüşmelerle devam eden 6 saatlik duruşmada beraat talepleri reddedildi. Mahkeme heyeti, Savcı Mehmet Bayram tarafından mütalaanın hazırlanması için duruşması 26 Eylül'e erteledi.