Hollywood Türkiye'ye taşınıyor
Abone ol20 milyon dolar bütçeli Hollywood yapımı Nuh Tufanı'nın anlatıldığı 'Gilgamesh' filminin çekimleri için Kemerburgaz'ın Akpınar Köyü'nde bir kent inşa ediliyor. Ayrıntıla
Senaryosu, Nuh Tufanı'nın anlatıldığı Gılgamış Destanı'ndan
uyarlanan 20 milyon dolar bütçeli Hollywood yapımı "Gilgamesh"in
çekimleri için Kemerburgaz'ın Akpınar Köyü'nde bir kent inşa
ediliyor.
Ekim ayında çekimlerine başlanacak "Gilgamesh" filmi için
Kemerburgaz'da oldukça hareketli günler yaşanıyor. Kömür havzası
olarak bilinen yerde şimdilerde saraylar, dev heykeller, mızraklar,
kalkanlar yapılıyor. Kemerburgaz'ın Akpınar Köyü'nde halen yapımı
süren Uruk kentinde ekim ayında Hollywood'un ünlü isimleri
kostümlerini giyecek ve kamera karşısına geçecek. Kenti tasarlayan
sanat yönetmeni Mustafa Ziya Ülkenciler, "Gilgamesh" filmi için
hazırlanan dekor kenti Özkan Güven'e
anlattı...
Bu proje size nasıl geldi?
Yapımcı arkadaşlarım böyle bir projenin varlığından bahsetti. Üç ay
kadar önce de yönetmenle gidip tanıştım. Daha sonra bir ay kadar ön
hazırlık yaptık. Türkiye'de yerli-yabancı bulabildiğimiz tüm
eserleri okuduk. Aşağı yukarı 20 eser vardı. British Museum'daki
görsel malzemelerden yararlandık. Daha sonra hikayenin geçtiği Uruk
kenti maketini hazırladık. Filmin platosu için de 6 bin metrekare
olan bu alanı tercih ettik. Çünkü arazi yapısı ve konumu film için
çok elverişliydi. Burada kralın sarayını bir tepe üstüne
oturtacağız. Saraya uzun bir merdivenle çıkılacak ve çok daha
görkemli olacak. Şu anda filmde Gılgamış'ın rakibi olan Sargon'un
sarayını yapıyoruz. Bu bittikten sonra Gılgamış'ın sarayını,
ardından da Uruk kentini yapacağız.
Ekibiniz kaç kişilik?
Şu anda Türkiye'nin en iyi ekibiyle çalışıyorum. Türk sinemasında
pek çok dekor hazırlamış ekibin içinde heykeltıraşlar, iç mimarlar,
polyesterciler, marangozlar var. 30 kişiyle başladık bu sayı 200'e
çıkacak.
"Nasıl ki insanlar 'Truva'dan keyif almışsa bu filmi
izlediklerinde de o keyfi alacaklar"
Uruk kenti ne kadar sürede tamamlanacak?
20 günde.
Çok kısa bir süre değil mi bu?
Kimse inanmıyor ama biz Uruk kentini 20 günde bitireceğiz.
Burada filmin hangi bölümleri çekilecek?
Uruk kenti ana hikayenin geçtiği yer. Gılgamış Sarayı'nın içi,
şehrin girişleri, şehir, surlar ve Sargon'un sarayı burada olacak.
Diğerlerinin bir kısmı Aya İrini'de ve Kapodokya'da olacak.
Bu film için dekor hazırlarken ne gibi zorluklar
yaşıyorsunuz?
Bu bizim yaşamadığımız dönemlerle ilgili bir film. Hiçbir şekilde
belgesinin bulunmadığı ya da bulduğumuz belgelerin çok sınırlı
olduğu bir dönemle ilgili. MÖ 4000 yılına ait ancak kazılardan elde
edilmiş, duvar rölyeflerinden alınmış veriler var. Bunlardan yola
çıkarak bu şehrin yaşamını kurmak zorundayız.
"Gilgamesh", "Truva" filmi gibi görkemli olacak
mı?
"Truva" filmini seyrettiğimde içimi korku kaplamıştı. "Tamam...
Gerçekten iyi yapmışlar" demiştim. İddialı da konuşmak, kıyaslama
yapmak istemiyorum aslında. Ama "Turuva"daki görkem biraz da
bilgisayar oyunuyla sağlanmıştı. Şehir duvarları TGI denilen bir
sistemle uzatılıyor. 15-20 tane gemi dehşet bir filoya dönmüştü bu
sistemle. Bizim yapacağımız iç mekanlar, "Truva"dakinden daha fazla
olacak. Gılgamış Sarayı'nın içi üç parça halinde çekilecek. Her
biri devasa büyüklükte mekanlar olacak. Dekor üç kez değişecek.
Truva ile Gılgamış'ın dönemleri farklı. Bunun yanında "Gilgamesh"
tasarım açısından "Truva"dan daha zor bir film. Ama böyle bir
projeyi yüzümüze gözümüze bulaştıracağımızı sanmıyorum. Biz
"Truva"dan daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. Nasıl ki insanlar
"Truva"yı seyrettiğinde keyif almışsa bu filmi seyrettiklerinde
aynı keyfi alabileceklerini hissediyorum.
Şu sıralar ekip olarak oldukça ağır çalışacaksınız sanırım.
Evet. Bütün ekip gibi ben de burada yatıp kalkıyorum. Yedi
yaşındaki oğlum da arada bir benim yattığım küçük odada
kalıyor.
Bu çok büyük bir proje değil mi?
Evet. Yastığa başımı koyduğumda "Yarın ne olacak?" diye düşünüyorum
her gün. "Ya fırtına çıkarsa ne olur?", "Bu tasarladıklarımızı
gerçekleştiremezsek ne olur?" diye endişe içinde yatıp endişe
içinde kalkıyorum. Bir yandan da ortaya çıkan şeyleri gördüğümde bu
endişeler azalmaya başlıyor. Biz destanın alt yapısını
hazırlıyoruz. Yönetmen bunun içine girecek ve oyuncularla bu mekan
canlanacak. Kale duvarları hiçbir şey ifade etmez. Kapının önündeki
nöbetçiler, ellerindeki mızraklar, içerdeki kalabalıklarla bu şehir
yaşamaya başlayacak. Belki devreye özel efektler girecek. Onlarla
birlikte bu, büyük bir proje haline gelecek.
Dört "Altın Portakallı" sanat yönetmeni
Mustafa Ziya Ülkenciler, Türk sinemasının önemli sanat
yönetmenlerinden biri. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En
İyi Sanat Yönetmeni dalında ödül aldığı Harem Suare, Filler ve
Çimen, Salkım Hanımın Taneleri ve Meşrutiyet-Abdülhamit Düşerken'in
yanı sıra ile Manisa Tarzanı, Komser Şekspir ve Hababam Sınıfı
(2003) da çalıştığı filmlerden.
"200 asker için malzeme ürettik"
ABD'den gelen bir arkadaş var. Özel efektleri o yapacak. Artık
dünya sinemasında gerçek üstü projeler bilgisayarın da yardımıyla
yapılıyor.
Film bittikten sonra bu plato kaldırılacak. Keşke kaldırılmasaydı.
Kendi adıma buranın yıkılışını, bu dekorun buradan kaldırılışını
görmek istemem. İnsan bu kadar uğraştıktan sonra bozulmasını ister
mi? Pek çok sinema öğrencisi bu platodan yararlanabilir. Bunun
biraz yapısı değiştirilip 1700'lü yıllara dönüştürülebilir.
Filmde kullanılacak mızrak, kalkan, kılıç gibi aksesuvarlar için
ayrı bir ekip var. 200 asker için malzeme ürettik. Kalkanlar,
bardaklar, oturaklar, tenteler... 15 kişilik bir ekip var bunun
için.
"Seyircinin kafasında soru işareti bırakmamak
gerekiyor"
Bir Hollywood filminde yer alacaksınız. Bir noktada siz de
vitrine çıkıyorsunuz.
Evet. Sanat yönetmenliği, tarihi olmayan filmlerde nankörlükle
karşılaşabiliyor. Ama hayal ürünü bir şey yapılınca göz önünde
olunuyor. O zaman o işin bir sanat yönetmeninin eseri olduğu göze
çarpar. Film için bir saray yaparsınız, insanlar "İşte, 1800'lerden
bir saray bulmuşlar çekmişler" diyebilir. Ama MÖ 4000 yılındaki bir
şehir elbette farkedilir. "Bir Uruk kenti bulduk, filmi çektik"
diyemezsiniz.
Oscar'a aday olabilir mi bu film?
Belki de aday gösterilir, bilmiyorum. Aslında ben bunu hiç
düşünmüyorum. Yaptığım işin Oscar'a aday olup olmaması beni çok
fazla ilgilendirmiyor.
Tarihi filmlerde seyirci tarafından farkedilen hatalar çok
oluyor. Bunun örneğini Braveheart'ta da görmüştük. Sizin böyle bir
korkunuz var mı?
E... Tabi o çok kötü. Korkum elbette var. Herkes sizin gözünüzün
içine bakıyor. Ama böyle bir korkunuz olmazsa, endişelenmezseniz
doğru iş yapamazsınız. Seyircinin "Böyle bir şey olur mu?" diye
kafasında bir soru işareti bırakmamak gerekiyor.
"Sarayın girişi için 20 heykel yapılıyor"
"Filmde şehrin girişinde kullanacağımız çok büyük boyda heykeller
olacak. 6-8 metre boylarında 20'den fazla heykel var. Gılgamış'ın
tapındığı Tanrı Ea'nın heykelini yapıyoruz. Kaidesiyle birlikte bu
12 metreyi buluyor. Duvar kabartmaları var. British Museum'daki
duvar kabartmalarının aynılarını burada yapıyoruz. Bilmediğimiz
oranlarda ölçülerde de olsalar bazen o görkemi verebilmek için
abarttığımızı bile düşünüyorum. Evet, çok ince ve hata kaldırmayan
işler bunlar ama kesinlikle yanlış yaptığımızı sanmıyorum."
Filmde Kenan İmirzalıoğlu da oynuyor
"Gilgamesh"in yönetmenliğini, Star Wars Episode IV için
gerçekleştirdiği set dekoru ile Oscar alan ve Nostradamus'a
yönetmen olarak imza atan Roger Christian yapacak. Filmin
yapımcılığını Amerikan prodüksiyon şirketi Stonelock Pictures adına
Beni Atoori üstlendi. Özen Film ve Umut Sanat da Stonelock
Pictures'ın yardımcı yapımcı şirketleri oldu. Filmde Gılgamış'ı
İngiliz oyuncu Max Ryan, Gılgamış'ın aşkı Ishtar'ı Leonor Varela
canlandıracak. Oyuncu kadrosunda Peter O'Toole, Armand Assante ve
Ömer Şerif de yer alıyor. Filmin bir Türk oyuncusu da var: Kenan
İmirzalıoğlu, Gılgamış'ın yakın arkadaşı Enkidu'yu oynayacak.